Amsterdam, Amsterdam Olalı Böylesi Bir İsyana Sahne Olmadı
İLHAN KARAÇAY (Hollanda’dan Bildiriyor)
Yağmurlu bir Amsterdam gününde, Museumplein Meydanı dev bir kalabalığa sahne oldu. Hollanda’nın dört bir yanından gelen yaklaşık 250 bin kişi, Gazze’deki katliama karşı “Kırmızı Çizgi” yürüyüşü için bir araya geldi. Alanı dolduran kalabalık, “Ateşkes hemen şimdi!” ve “Filistin’e özgürlük!” sloganlarıyla şehrin sokaklarını inletti.
Yürüyüşe, Hollanda’daki Türk toplumu da geniş katılım sağladı. Türk bayrakları, Doğu Türkistan bayrakları ve “Adalet herkes için” dövizleri kalabalığın arasında dikkat çekti.
Alanda, Türkevi Araştırmaar Merkezi Başkanı Veyis Güngör, DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, milletvekilleri Doğukan Ergin ve Songül Mutluer, HTİB Başkanı Mustafa Ayrancı, Amsterdam Belediye Meclisi Üyesi Av. Nazmi Türkkol, eski TİF Başkanı Ömer Atay, Türk Bilgi ve Belge Merkezi Başkanı Mustafa Özcan ve filografi sanatçısı Kezban Aslan gibi isimler öne çıktı.
Yukarıda isimlerini gördüğünüz katılımcılar, sıra ile şu mesajları verdiler:
VEYİS GÜNGÖR: “BU MEYDAN, AVRUPA’NIN VİCDANIDIR”
Avrupa Türk toplumu önderi, düşünce insanı ve sivil toplum temsilcisi Veyis Güngör, yürüyüşün tam ortasında mikrofonu aldı ve kalabalıktan büyük alkış topladı:
“Bu meydan sadece Amsterdam’ın değil, Avrupa’nın vicdanıdır. Gazze’deki her bomba sesi, burada yankılanıyor. Biz Avrupalı Türkler olarak, bu adaletsizliğe karşı sadece duygusal değil, bilinçli bir duruş sergiliyoruz. Bugün burada, Türklerin, Arapların, Yahudilerin, Hristiyanların, ateistlerin, kısacası insan olan herkesin yan yana durduğunu görmek çok anlamlı. Bu, insanlık onurunun ortak bir isyanıdır. Avrupa’daki Müslüman topluluklar artık edilgen değil, etkin bir ses olmayı öğrenmiştir. Sessiz kalmayan bu kuşak, adalet arayışının Avrupalı yüzüdür. Biz, mazlumların sesi olmaktan asla vazgeçmeyeceğiz.”
STEPHAN VAN BAARLE: “BU SESSİZLİK ARTIK SUÇ ORTAKLIĞIDIR”
DENK Partisi lideri Stephan van Baarle, yürüyüşte yaptığı kısa konuşmada, hükümeti daha net bir tutum almaya çağırdı: “Gazze’de yaşananlara sessiz kalmak, artık pasif bir tutum değil, suç ortaklığıdır. Hollanda olarak açık bir çizgi çekmeliyiz. Bu kırmızı çizgi, insanlık onurunun çizgisidir.”
DOĞUKAN ERGİN: “HOLLANDA PARLAMENTOSU’NDAN SOMUT ADIM BEKLİYORUZ”
DENK milletvekili Doğukan Ergin, yürüyüşün gençler için bir vicdan sesi olduğunu söyledi: “Bugün burada sadece Müslümanlar değil, vicdan sahibi herkes var. Parlamento, artık sadece kınamakla yetinmemeli. İsrail’e silah ihracatını durdurmak, gerçek bir adalet adımı olacaktır.”
ÖMER ATAY: “FİLİSTİN İÇİN, AMA AYNI ZAMANDA İNSANLIK İÇİN YÜRÜDÜK”
Türk İslam Federasyonu’nun eski başkanı Ömer Atay, kortejde Türk bayrağı taşıyan gençlerle yürüdü: “Filistin için yürüdük ama aslında insanlık için yürüdük. Bu yürüyüş, kimseye karşı değil; zalimliğe karşı bir duruştur.”
SONGÜL MUTLUER: “KADINLAR VE ÇOCUKLAR IÇIN ADALET İSTİYORUZ”
Yeşil Sol-İşçi Partisi kadın milletvekili Songül Mutluer, kalabalığın arasında Türkçe ve Hollandaca sloganlar atan gruplarla bir araya geldi: “Gazze’deki her bir çocuğun acısı bizim de acımız. Kadınlar olarak sadece barış istemiyoruz, adalet istiyoruz. Çünkü barış, adalet olmadan bir hayaldir.”
MUSTAFA AYRANCI: “TÜRK TOPLUMU BU MEYDANDA DİMDİK DURUYOR”
Hollanda Türk İşçileri Birliği (HTİB) Başkanı Mustafa Ayrancı, yürüyüşe Türk toplumunun yoğun katılımından gurur duyduğunu belirtti.
Ayrancı, “Yıllardır emek, dayanışma ve adalet için omuz omuza yürüyoruz. Bugün burada gördüğüm birlik ve kararlılık, Hollanda’daki Türk toplumunun ne kadar güçlü ve onurlu bir duruşa sahip olduğunu bir kez daha gösterdi,” dedi.
NAZMİ TÜRKKOL: “SADECE BİR YÜRÜYÜŞ DEĞİL, BİR İNSANLIK ÇAĞRISIDIR”
Amsterdam Nieuw West Belediye Meclisi Üyesi ve Günlük Yönetmeni Av. Nazmi Türkkol ise yaptığı konuşmada duygusal anlar yaşadı: “Burada atılan her slogan, ölen bir çocuğun sessiz çığlığıdır. Biz bu meydanda insanlık adına duruyoruz. Siyaset üstü, din üstü bir adalet çağrısıdır bu.”
MUSTAFA ÖZCAN: “TARİH BUGÜNÜ YAZACAK”
Türk Bilgi ve Belge Merkezi Başkanı Mustafa Özcan, eylemin Avrupa vicdanında bir dönüm noktası olacağını vurguladı: “Bu meydanda toplanan yüz binler, tarihe not düştü. Avrupa’nın ortasında, sessiz kalmayan bir halk var artık. Tarih, bugünü yazacak.”
KEZBAN ASLAN: “FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN GÖZYAŞLARINI KIRMIZI İPLİKLE İŞLEDİM”
Filografi sanatçısı Kezban Aslan, elinde taşıdığı kırmızı iplikli Filistin temalı tablosunu yürüyüş sonunda kalabalığa gösterdi: “Benim sanatım sessiz bir çığlıktır. Filistinli çocukların gözyaşlarını kırmızı iplikle işledim. Bu yürüyüş, o gözyaşlarına bir merhem olur umarım.”
HDV’NİN MESAJI: “ATEŞKES DERHÂL SAĞLANMALI”
Yürüyüş öncesinde Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) de resmi sosyal medya hesabından güçlü bir mesaj paylaşmıştı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Gazze’de süren insanlık dramı bir an önce son bulmalıdır. Ateşkes derhâl sağlanmalı, insani yardımlar engelsiz ulaştırılmalı, insanlık onuru korunmalıdır. Adalet, barışın ilk şartıdır.”
Bu çağrı, sadece cami cemaatiyle değil, farklı toplumsal kesimlerle de yankı buldu. HDV’nin açıklaması, meydandaki pankartlarla ve sloganlarla aynı dili konuştu: barış, adalet, insanlık.
BAŞBAKAN DICK SCHOOF’TAN DİKKAT ÇEKEN AÇIKLAMA
Hollanda Başbakanı Dick Schoof, yürüyüşün hemen ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Gazze’de yaşananların artık “kabul edilemez” boyuta ulaştığını belirtti.
Schoof, “İnsani felaketin sona ermesi için ateşkes kaçınılmazdır” ifadelerini kullanarak, bugüne kadarki en sert çıkışını yaptı.
Başbakan, açıklamasında ABD Başkanı Donald Trump’ın duyurduğu 20 maddelik barış planına ve Katar–Mısır arabuluculuğuna da değinerek, “Her türlü diplomatik girişim desteklenmeli; artık kan değil, diyalog akmalı.” sözleriyle uluslararası aktörlere de mesaj gönderdi.
Schoof’un bu açıklaması, yalnızca Hollanda siyasetinde değil, uluslararası çevrelerde de yankı buldu.
İsrail’e yakın tutumuyla bilinen bir liderin böylesine sert ifadeler kullanması, uzun süredir sessiz kalan Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kurumlara da dolaylı bir eleştiri olarak yorumlandı.
Hollanda kamuoyunda birçok yorumcu, Amsterdam’daki dev protestonun hemen ardından gelen bu çıkışı, hükümetin İsrail politikasında daha dengeli ve insani bir çizgiye yönelmesinin işareti olarak değerlendirdi.
TÜRK TOPLUMU SAHADA GÖRÜNÜR, SESLİ VE ONURLU
Kortejdeki Türk katılımı, sadece sayıca değil, görünürlük bakımından da dikkat çekti. Türkçe sloganlar atan TKP’li bir grup, yürüyüşte Türkçe ses veren tek topluluk oldu. Bu detay, eylemin çeşitliliğini de simgeliyordu.
Amsterdam’daki “Kırmızı Çizgi” yürüyüşü, Filistin’de süren savaşa karşı Hollanda halkının en güçlü sivil tepkisi olarak tarihe geçti.
Katılımcıların tek cümlesi ortak oldu: “Gazze özgür olmadan, biz de özgür değiliz.”
SON DEĞERLENDİRMEM
İsrail’in Gazze’ye karşı yürüttüğü bu acımasız saldırılar, artık hiçbir vicdanın kaldırabileceği sınırlar içinde değil.
İki yıldır aç, susuz, elektriksiz bırakılmış bir halkın üzerine hâlâ bomba yağdırılıyor.
Bir avuç toprağa sıkıştırılmış milyonlarca insan, göz göre göre yok ediliyor.
Dünyanın dört bir yanında yüz binler, milyonlar sokaklara dökülüyor; “yeter artık” diyor.
Ama ne yazık ki, o sesleri duyan, o çığlıkları fiili bir duruşa dönüştüren hiçbir ülke yok.
Amerika hâlâ İsrail’e silah satıyor, Avrupa “endişeliyiz” demekten öteye geçemiyor.
Birleşmiş Milletler ise yine bildiğimiz gibi…
Kıbrıs’ta on yıllardır askeri güç bulundurabilen BM, nedense İsrail ile Filistin arasına bir barış gücü göndermeyi hiç aklına getirmiyor.
Sadece kınamakla, çağrı yapmakla “Birleşmiş” olunmuyor.
Şimdi gözler, Amsterdam’daki bu dev protestonun yankılarında.
250 bin kişinin çektiği bu kırmızı çizgi, acaba siyasetin vicdanında da bir iz bırakacak mı?
İsrail yanlısı duruşuyla bilinen Başbakan Dick Schoof bile, artık sesini yükselttiyse, belki de bir şeyler değişmeye başlıyordur…
Ama tarih bize şunu öğretmiştir:
Gerçek değişim, kalabalıkların sloganında değil, devletlerin cesaretinde başlar.