Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

[email protected]

Bilgeoğuz Yayınları’ndan İlâhiyatçı Yazar Veli Tâhir Erdoğan’ın, Aynı Adı Taşıyan İlgi Çekici İki Kitabı Şifa Olsun

(BİRİNCİ BÖLÜM)

Eserlerin yazarı, ’Şifa Olsun’ isimli birinci kitap için arka kapak yazısında şu bilgileri veriyor:

BU KİTAP,

"Sağlıklı gıda, Sağlıklı beslenme ve Sağlıklı hayat" şeklinde formüle ettiğimiz "3S" yaklaşımıyla; maddî-mânevî yönümüzü aynı sofrada buluşturuyor.

-KUR'AN ve SÜNNET rehberliğinde "TIBB-I NEBEVÎ"den* ilham alınarak yapılan bu yolculukta; evin mutfağından çocukların oyununa uzanan bir "Hayat Bilincini" adım adım inşa etmeyi hedefliyor.

-Sâde, içten ve anlaşılır bir dille yazıldı; sanki sofrada bir dostla oturup konuşur gibi…

-Şok diyetler yok, geçici kürler yok, abartılı vaatler hiç yok. Onun yerine evde, mutfakta ve sohbette, İslâm'ın ölçülerine göre şekillenen ve hayat boyu devam edecek bir "Beslenme Kültürü"ne dâvet var.

-Medya, gıda, beslenme ve bitki okuryazarlığı gibi çağımızın vazgeçilmez alanlarına değinerek; gıdanın etiketini, reklâmın niyetini, bitkinin şifâsını birlikte anlamaya çağırıyor.

İnsan için hayatın gayesi yalnızca yemek-içmek değil; sağlıkla, huzurla, şükürle yaşamak…

Gelin, şifa sofrasına birlikte oturalım ve BESMELE ile başlayalım...

ŞİFA OLSUN!

Arka kapak yazısının devamı mahiyetindeki Ön Sohbet… başlıklı yazıdan seçmeler:

Bu Kitap Niçin Yazıldı?

Yıllar önce şunu fark ettim: Allah’a karşı görevler sâdece namazla, oruçla sınırlı değil. Bedene yönelik vazifeler de var.

Nasıl abdestin farzları varsa, aynı şekilde bedenin korunması ve beslenmesi konusunda da üzerimize düşen sorumluluklar var. İşte bu kitapta “3S” olarak formüle ettiğim:

“SAĞLIKLI GIDA, SAĞLIKLI BESLENME, SAĞLIKLI HAYAT”

Benim için bir sağlık kaygısı değil; bir emânet bilinci, bir ömürlük yöneliş.

Şimdilerde 60’lı yaşlardayım.

Şükürler olsun, bugüne kadar beslenmeye bağlı bir hastalık yaşamadım, ilaç kullanma ihtiyacım da olmadı. Bu da gösteriyor ki, fıtrata uygun yaşamak sâdece bir teori değil; yaşanabilir bir gerçeklik.

*Tıbb-ı Nebevî: Hz. Muhammed (SAV)'in hadislerinden, yaşayışından ve yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dâir tavsiye ve uygulamalara verilen addır. Bu bilgiler Kütub-i Sitte olarak bilinen en önemli 6 hadis kitabının “Kitâbü't-Tıp” başlıklı bölümlerinde yer almaktadır.

Bu kitap da işte bu hayatın, bu farkındalığın bir ürünü. Ve ben dedim ki: “Bu hikâye sâdece benim değil, bizim hikâyemiz olsun.”

Ve şimdi bu hikâyeyi birlikte yazma zamanı... Çünkü sağlık, sâdece senin, benim değil; hepimizin emâneti.

Bu kitap bir tıp kitabı değil, bir beslenme kitabı da değil. Bu kitap, Tıbb-ı Nebevî’den ilham alan ve baştan sona Kur’ân ve Sünnet rehberliğinde koruyucu hekimliği merkeze koyan bir çalışmadır.

Hazırlık aşamasında yaptığımız araştırmalar bize şunu gösterdi: “3S” konusu genelde Kur’ân’da az sayıda âyetle bağlantılı olarak ele alınıyor.

Sünnette ise daha çok yerel bir anlayışla, klasik “Tıbb-ı Nebevî” bağlamında değerlendiriliyor.

Bu kitapta bu bakış açısı değiştirildi ve şu gerçek ortaya konuldu:

“3S” konusu, Kur’an’ın en temel konuları ile doğrudan bağlantılıdır.

Meselâ,

*Yaratılış gayesi yâni fıtrat ile bağlantılı,                                                                                                    
*Tevhid* ile bağlantılı,                                                                                                                                     
*Emânet bilinci, takva, ibâdet, oruç, şükür, rızık, âhiret bilinci gibi 18 temel konu ile güçlü bir bağı var.

Bu sebeple “3S”yi bu kitapta bir “Konulu Tefsir” çalışması olarak ele alındı.

Aynı zamanda Sünnet bağlamında Tıbb-ı Nebev’yi de sâdece yerel bir uygulama biçimi olarak değil, cihanşümul bir model olarak sunuldu.

Kitap üç temel bölümden oluşuyor. Her bölüm, koruyucu hekimlik bilincini Kur’ân ve Sünnet rehberliğinde adım adım inşa etmeyi hedefliyor. Yâni sâdece bilgi vermeyi değil; bir dönüşüm süreci başlatmayı amaçlıyor. Çünkü şifa, sâdece bedeni değil; düşünceyi, alışkanlıkları ve hayat tarzını da içine alan topyekûn bir dönüşümdür.

***

Dileğim odur ki: Bu kitap size sâdece bilgi değil, bilinç kazandırsın. Sâdece öğretsin değil, harekete geçirsin. Sâdece okunsun değil, yaşansın. Bu kitabın son sayfasına geldiğinizde, aslında yeni bir kitap başlamış olsun: Sizin yaşayarak yazacağınız, uygulayarak şekillendireceğiniz, duruşunuzla örnek olacağınız bir hayat kitabı.

Unutmayalım, yaşayarak yazacağımız bu hayat kitabı, bir gün âhirette amel defteri olarak önümüze konacak. İşte bu yüzden bu kitap aslında bitmeyen bir kitap... Her sabah yeniden açılan, her lokmada yeniden yazılan, son nefese kadar sürecek bir farkındalık yolculuğu.

Özetle: Bu kitap size, bize, bütün sevdiklerimize, insanlığa ve gelecek kuşaklara “ŞİFA OLSUN!”

Yazar, kitabın okuyucuya ‘okur-yazarlık’ kazandıracağını beyan ediyor. Ve okur-yazarlığı; ‘hayata Dâir neyle karşılaşıyorsa, zamanla onun dilini de okumayı öğrenir. Tıpkı bir doktorun vücut belirtilerini okuması gibi, bir çiftçinin toprağın neye ihtiyacı olduğunu fark etmesi gibi…’ şeklinde belirliyor.                                                                                                                                                      
*Tevhid: Bir şeyin tek olduğuna hükmetmek ve onun böyle olduğunu bildirmek. Allah’ın zatını bütün tasavvurlardan, zihinlerdeki hayal ve evhamdan ayrı tutmak... Tevhid üç şekilde olur: Yüce Allah’ın tek tanrı, tek ilâh olduğunu tanımak, birliğini tasdik etmek ve O’na hiçbir eş ve ortak kabul etmemektir.                                                                                (DEVAM EDECEK)