Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

[email protected]

Bilgeoğuz Yayınları’ndan İlâhiyatçı Yazar Veli Tâhir Erdoğan’ın, Aynı Adı Taşıyan İlgi Çekici İki Kitabı Şifa Olsun

(İKİNCİ BÖLÜM)

*Hz. Muhammed (SAV)'in hadislerinden, yaşayışından ve yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dâir tavsiye ve uygulamalara verilen addır. Bu bilgiler Kütüb-i Sitte olarak bilinen en önemli 6 hadis kitabının “Kitâbü't-Tıp” başlıklı bölümlerinde yer almaktadır.

Müellif, okuyucuyu uyarıyor: ‘Bu kitap gözle değil, akılla ve kalple okunur. Kulağa değil, nefsin kulağına fısıldar.’ Okuyucu, sayfalarda ilerledikçe farkında olmaksızın 3S ile Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet arasındaki bağı öğrenmiş oluyor: ‘Kur’ân A’dan Z’ye kadar her şeyi detaylı anlatmaz; bunun yerine beynelmilel ölçüler koyar ve 3S ile ilgili meselelerde o ölçülere uymamızı ister. Kur’ân, hangi besinleri ne kadar tüketeceğimizi veya hangi hastalıkta hangi ilacı kullanacağımızı tek tek anlatan ‘sağlıklı hayat kitabı’ değildir. İnsan-toplum ilişkisinde insanların neleri yiyip neleri yememesine dâir detaylı bir liste sunmaz. Bunun yerine; ‘Helâl-Haram’, ‘Temiz-Pis’ gibi temel ölçüler belirler.

Başka türlüsü zâten mümkün değildir. Tavsiye edilecek gıdanın dünyânın her yerinde bulunması mümkün olmayabilir. Ayrıca, Kur’ân-ı Kerîm’in nâzil olduğu zaman diliminden sonraki zamanlarda yetiştirilecek gıda çeşitleri listeye girmeyeceğinden halk o besinden mahrum kalacaktır, vesâire…

Veli Tâhir Erdoğan gıdaları, Kur’ân’da belirlenen ölçüleri esas alarak ve sünneti bir ölçüm aracı gibi düşünerek değerlendirmeye tâbi tutuyor.  Ve bir tavsiyede bulunuyor:

Sünnet târifini yapan her Müslüman bu çerçeveden yola çıkmalıdır:’ Geleneğe dayalı fıkıh târiflerinde sünnet, ‘yapılması sevap olan, terk edilmesi günah olmayan fiiller’dir. Bu târif doğrudur. Ancak sünnetin sâdece bu târife indirgenmemesi, onun hayattaki bütünleyici rehberlik rolünü yansıtmakta yetersiz kalabilir. Bu çalışmadaki târife göre sünnet, bir Müslüman’ın farzıyla, vâcibiyle, helâliyle, haramıyla İslâm dinini yaşamada tâkip edilmesi gereken yolun adıdır. Bu yönüyle sünnet, ibâdet ve ahlâk alanlarını kapsayan kuşatıcı bir kavramdır. Özetlersek sünnet, Allah’ın râzı olduğu yolda yapılması gereken her şeyi içine alan kuşatıcı bir kavramdır.

Veli Tâhir Erdoğan’ın eserinden alâka çekici bir bölüm: 

MÜSLÜMANLARIN OLACAĞI EN ZOR ŞEY, HASTA OLMAK OLABİLİR Mİ?

Varsayalım şöyle bir durum olsa: Dünyâda Kur’ân’ı baştan sona okumuş, Peygamber Efendimizi (sav) tanımış, fakat hayatında hiç Müslüman görmemiş insanlar var. Bu insanlara sorsak: “Müslümanlar hasta olur mu?”

Kur ân’ı okuyup Peygamberimizin hayatını tanıyan bu kişiler muhtemelen şöyle derdi: “Dünyâda en az hasta olacak insanlar herhalde Müslümanlardır.” *

“Neden böyle düşünüyorsunuz?” diye sorsak, cevapları şu olurdu:

İnandıkları dinin kitabında ve örnek aldıkları Peygamberin hayatında, koruyucu hekimlik adına o kadar çok doğru bilgi ve tavsiye var ki, bu insanların hasta olması gerçekten zor görünüyor.

Bu cevap doğru mu? Kesinlikle doğru!

Aşağıda Kur’an ve hadislerde “3S” konularına verilen önemi ele aldığımızda, büyük ihtimalle okuyanlar şu tepkiyi verecek:

“Kur’ân’ı bu gözle hiç okumamıştık. Meğer bir Müslümanın, Kur’ân’ın ortaya koyduğu ölçülere göre dünyâda karşılaşacağı en zor şeylerden biri, beslenme bozukluğuna bağlı hasta olmakmış!”

*Bu konuda şöyle bir söylenti halk arasında sıkça dile getirilir: Medine’ye gelen bir doktor, şehirde kimsenin hastalanmadığını fark eder ve şaşkınlıkla Peygamber Efendimize (sav) bunun sebebini sorar. Peygamberimiz ise bu durumu Müslümanların ölçülü beslenme, israftan kaçınma ve sağlıklı hayat ilkelerine bağlar. Bu rivâyet sahih hadis kaynaklarında yer almaz; hadis âlimleri tarafından zayıf veya mevzu (uydurma) olarak değerlendirilmiştir. Ancak söylentinin verdiği mesaj, Kur’ân ve sahih sünnette vurgulanan temizlik, helâl ve ‘temiz’ gıdalarla beslenme, ölçülülük ve sağlık hassasiyeti gibi temel ilkelerle büyük ölçüde örtüşmektedir. Bu yönüyle, târihî gerçekliği tartışmalı olsa da, temsilî bir değere sâhiptir,

 

Muhterem Hocamız Veli Tahir Erdoğan’ın kitabında bulunan; ancak bir beslenme uzmanından alınabilecek bilgiler:

Fabrika Ayarlarını Bozarsak Ne Olur?

Bir bilgisayarı bozan da düzelten de kullanıcısıdır, değil mi? Aynı şekilde, vücudumuzu yıpratarak değil; bilinçli bir şekilde yöneterek sağlıklı olmak mümkündür.

Eğer bedenimizi:

*Yeterince suyla desteklemezsek,                                                                                                                         *Lifli gıdalarla beslemezsek,                                                                                                                    *Hareketsiz ve uykusuz bir hayat yaşarsak,                                                                                                     *Midemizi her gün abur cuburla yüklersek,                                                                                                       *“Az yiyoruz ” deyip aslında öğün atlayarak metabolizmamızı şaşırtırsak...

O zaman vücut savunmaya geçer. Kıtlık moduna girer. Enerjiyi kısar, bulduğu her şeyi yağ olarak depolar. Ve gerçekten de “su içsek bile” kilo almaya başlarız.

Ama bu tablo, bir kader değil. Bu tabloyu biz oluşturduysak, biz de değiştirebiliriz.

Çözüm ne? Bahane yok, çözüm var.

Çözüm basit ama sabır isteyen bir yolculukta saklı: Önce bedenimizi yeniden tanımak, sonra da fabrika ayarlarını sabırla geri yüklemek.

Fabrika ayarlarını yüklemek için yeni alışkanlıklar edinmeyi gerektirir:

Gerekenler, 114.  sayfada.

Hayat boyu bizi taşıyan, düşündüren, hissettiren bu sistem, durduğu yerde çalışmaz.  Tıpkı bir otomobilin benzin olmadan hareket edememesi gibi, bizim de doğru yakıta ihtiyacımız var.

Erdoğan Hoca, yakın mâhiyetini de açıklıyor. Ayrıca bedenimizin büyük darbelerle değil, küçük ihmallerle zarar göreceğini belirtip, küçük darbelerin neler olabileceğini ve bozulduğunda neler yapılabileceğini de net bir şekilde açıklıyor. Bu kadarla yetinmiyor, vücudumuza en uygun besinlerin târiflerini de veriyor. Bulunamayan veya satın alınamayan besinlerin alternatiflerini de…

Diğer bilgiler de şöyle:                                                                                           (DEVAM EDECEK)