Düşüncelerimizden sorumluyuz. Düşüncelerimizin yalnız bizim değil, başkalarının üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Kötü bir düşünce, zihnimizi ve yüreğimizi karartan bir zehir olabilir. Kötü düşünce zihnimizin ürettiği bir enerji olarak başkasına da tesir edebilir.
Geleneksel kültürlerde “kem göz” dedikleri batıl bir inanç değildir. Olumsuz düşünceler ve kötü niyetli bakış, insanlar üzerinde kötü etki bırakır. Olumlu düşünceler ise bunun tersini yapar.
Dinlerde dua denilen şey de her şeyden önce kendimizin ve başkalarının iyiliği için yaydığımız olumlu düşüncelerdir. Dua, düşünce gücüyle olumlu bir etki oluşturur. Bu yüzden dua, bütün manevi geleneklerde ve dinlerde her zaman vardır (Lenoir, s. 70).
Olumsuz şeyler düşünmek zihnin çalışmasını sekteye uğratır. İyi şeyler düşününce kötüler yok olacaktır. Karanlıktan kurtulmanın yolu ışığa çıkmaktır, soğuktan kurtulmanın yolu sıcağı bulmaktır.
Zaman zaman içimizden ne geçtiğine dikkat etmemiz ve vicdan muhasebesi yapmamız gerekir. Bu hayatta en çok düşündüğümüz veya en çok odaklandığımız şey karşımıza çıkıyor. Ne ekersek onu biçiyoruz. Benzer benzeri çekiyor. Şikâyet ettikçe, şikâyet ettiklerimiz artarak bize geliyor. İlgi, düşünce, dikkat neredeyse enerji ve güç orada oluyor. “Zihinde tutulan ve inançla desteklenen her resim bilinçaltı tarafından gerçeğe dönüştürülecektir. Öyleymiş gibi hareket ederim ve öyle olurum” diyor Joseph Murphy.
Allah, pisliği (huzursuzluğu, kokuşmuşluğu, azabı), akıllarını kullanmayanların üzerine yağdırır (Yûnus-100), “İçinizdeki kötü niyet, duygu ve düşünceleri açığa vursanız da, gizleseniz de, Allah sizi ondan hesaba çeker.”(Bakara-284) ayetleri ve daha pek çok ayet düşüncelerimizden sorumlu olduğumuzu vurguluyor.
Akıllarını kullanmayanlar, olumsuz düşünceyi alışkanlık haline getirenlerdir.
Kaynaklar
* LENOIR, Frederic, Arayanlar İçin Açıklamalı Bilgelik, İş Ban. Yay. İstanbul, 2023.
* ÖZKAN, Zülfikar. Zihinsel Terapi, Hayat Yayınları, İstanbul, 2015.