Prof. Dr. Yunus Vehbi YAVUZ

Akademisyen

İnsan ve İlişkileri

Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.)’e salât ve selam olsun.
Karanlığı aydınlığa çeviren, bilgiyi, düşünceyi ibadetleştiren, insanı her bakımdan özgürleştiren ve mükemmelleştiren, aklın önündeki engelleri kaldıran, hayatı kolaylaştıran, sapık inançları ve yanlış ideolojileri savuran, insanlığı felaketlerden kurtaran, müjdeleyen ve uyaran, sevgi ve rahmet peygamberi Hz. Muhammed (s.a.)’e salât ve selam olsun. O’nun ruhu bu toplantıdan haberdar olsun.
İnsan dünyaya tertemiz gelir. Biz ona fıtrat diyoruz. Sonra zamanla çevre bu fıtratı bozmaya başlar. İşte İslam’ın rolü bu noktada başlar. İnsanın etrafında bir çember oluşturup onun hayatı boyunca bu fıtratını korumaya çalışır. İste İslam bu sebeple fıtrat dini olarak adlandırılmıştır.
İslam sadece insanı değil, insanın çevresini fıtrat üzere devam ettirir. Çevrenin korunması bu sebeple insanının korunmasıdır. İkisi de fıtrata dayalıdır. İnsan kendisine karşı bu görevi ifa ederse ancak o zaman insandır. (Alibey Köy, İst. 03.12.1997)
İnsanı ilişkilerini genelde dört gurupta toplamak mümkündür: İnsanın Rabbi ile ilişkisi, İnsanın kendisi ile ilişkisi, insanın aile fertleri ile ilişkisi, insanın toplumu ile ilişkisi.
İnsanın toplumu ile ilişkisi de şu kısımlara ayrılır: İnsanın meslektaşları ile ilişkisi, insanın komşuları ile ilişkisi, insanın akrabası ile ilişkisi, insanın çevre ile ilişkisi, insanın yakın çevresi ile ilişkisi, insanın arkadaşları ile ilişkisi, insanının hocaları ile ilişkisi, insanın öğrencileri ile ilişkisi, insanın devleti ile ilişkisi, insanın yönettikleri ile ilişkisi, insanın yönetenleri ile ilişkisi, insanın hastalarla ilişkisi, insanın yoksullar ve muhtaçlarla ilişkisi, insanın sefillerle ilişkisi, karşı cin ile ilişkisi.
İslam nimetinin kıymetini bilelim, onun talimatlarını harfiyen yerine getirmeye çalışalım. İslam çizgisinin dışına çıkmak mutlak anlamda birçok tehlike ile karşılaşmaktır.
Bu mübarek vakitte Teravih ibadetinden sonra bir düşünce ibadetini ifa etmek üzere burada toplanmış bulunuyoruz.
Aslında İslam, sanıldığı gibi sadece dua, zikir ve ibadetlerden ibaret değil, belki insanın hem kendisi hem Rabbi hem aile fertleri hem de toplumu ile ilişkilerini ve dünya hayatı ile ilgili muameleleri düzenleyen hak dindir.
İnsan kendi başına ilişkilerini düzenlemede sağlam bir yol seçemez, çoğu zaman yanılır. İşte bu yanılmaları önlemek için İslam, her türlü insan ilişkilerini düzenlemiştir.
Ahsen-i takvim üzere (En güzel ve sağlam şekilde) yaratılan insan aşağıların aşağısına gönderilmiş, sonra da âlâ-i illiyyine çıkması için gereken ölçüler ile donatılmıştır. İslam’ın işlevi, âlâ-i illiyyindenesfel-i safiline indirilen insanı tekrar âlâ-i illiyyine çıkarmak ve onu üstün bir varlık haline getirmektir. Bunun adı insan-i kâmildir. “Biz insanoğullarını mükerrem kıldık” âyetinin anlamı işte budur.
Kur’an insandan bahseder, onun yapısını bize tanıtır. İnsanı anlatır. Kur’an’ın şu âyetlerine kulak verelim.
1. “Andolsun ki biz insanı en güzel kıvamda yarattık.” (Tîn, 95/4)
2. “Her insanın uğurunu boynuna bağladık.” (İsra, 17/13)
3. “İnsan en çok yaptığı şey cedeldir.” (Kehf, 18/54)
4. “İnsan çok acelecidir.” (İsra, 17/11)
5. “İnsan görmez mi ki onu nutfeden yarattık.” (Yasin, 36/77)
6. “Gerçekten insan çok nankördür.” (Zuhruf, 43/15)
7. “Allah insan ateşte pişmiş gibi, kuru balçıktan yarattı.” (Rahman, 55/14)
8. “Allah insanı, balçıktan testi gibi yarattı.” (Rahman, 55/14)
9. “Gerçekten insan korkak ve feryatçı olarak yaratıldı; kötülük dokununca çok feryat eder, hayır dokununca vermez.” (Meariç, 70/19-20)
10. “İnsan başıboş bırakılacağını mı zanneder.” (Kıyamet, 75/36)
11. “Biz insanı bazı katkılarla karıştırılmış nutfeden yarattık; biz onu işitici ve görücü kıldık. Biz ona yolu gösterdik ya şükreden yahut nankörlük eden biri olur.” (İnsan, 76/2-3)
12. “Allah insanı sınayıp ikramda bulup nimet verince: “Rabbim bana ikram etti” der.
“Fakat, sınayp da rızkını daralttığı zaman: “Rabbim bana ihanet etti” der. Hayır! Doğrusu siz yetime ikram etmezsiniz, yoksula yemek yedirmeye teşvik etmezsiniz. Mirası öyle yersiniz ki haram-helal gözetmezsiniz.” (Fecr, 89/15)
13. “Asra yemin iman olsun ki; iman edip salih ameller işleyenler, hakkı birbirine tavsiye edenler ve sabrı birbirine tavsiye edenler dışında, insan elbette ziyandadır.” (Asr, 103/1-3)
14. “Hayır! Gerçekten insan, kendini müstağni görür de azgınlık yapar.” (Alâk, 92/2)
15. “Allah’a sağlam bir kalp ile gelenler dışında, Kıyamet gününde ne mal ne de oğullar fayda verir.” (Şuara, 26/89)
16. “Allah selam evine çağırı ve dilediklerine doğru yolu gösterir.” (Yunus, 10/25)
17. “Rabbimiz! İkimizi sana teslim olmuşlardan kıl; gelecek kuşaklarımızdan de sana teslim olmuş topluluk kıl.” (Bakara, 2/28)
18. “Şüphe yok ki, teslim olmuş erkekler, teslim olmuş kadınlar, inanan erkekler, inanan kadınlar, boyun eğmiş erkekler, boyun eğmiş kadınlar, sadakat sahibi erkekler, sadakat sahibi kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, boyun eğen erkekler, boyun eğen kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, namuslarını koruyan erkekler, namuslarını koruyan kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler, Allah’ı çok anan kadınlar için Allah bağışlanma ve büyük ücret hazırlamıştır.” (Ahzab, 33725)
19. “Allah bir şeye hükmedince, inanan erkek ve kadınlar için işlerinde bir muhayyerlik yoktur. Kim Allah’a ve Resûlüne isyan ederse apaçık sapmıştır.” (Ahzab, 33/26)
20. “Ey inananlar! Allah ki, sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için hem kendisi hem de melekleri size salât eder. Allah inananlara çık acıyandır.” (Ahzab, 33/43)
21. “Sana isabet eden bir güzel şey Allah’tandır. İsabet eden kötülük de nefsindendir.” (Nisa, 4/79)
22. “Eğer güze işler yaparsanız kendiniz için yaparsınız, şayet kötülük yaparsanız o da size aittir.” (İsra, 17/7)
23. “Allah sana nasıl güzel muamele yaptıysa sen de başkalarına güzel muamelede bulun.” (Kasas, 28/77)
24. “İnsanlara güzel şeyler söyleyin; namazı kılın, zekâtı verin.” (Bakara, 2783)
25. “Başlarına bir musibet geldiği zaman “Biz Allahın’ız, biz ona döneceğiz” diyerek sabredenleri müjdele.” (Bakara, 2/156)