Oğuz ÇETİNOĞLU

Ekonomist, Araştırmacı-Yazar

[email protected]

Neş’elenmek, Tebessüm Etmek, Memnun Olmak İçin Bir İmkân Bulamayanlar ve Bunalanlara…

ÖNCE DÜŞÜNENLER İÇİN…

EZAN OKUYAN HOROZ                                                                                                                                     

Bir horoz varmış. Her sabah ezan okuyormuş. Bir gün sâhibi demiş ki:                                                             
-Ezan okuma! Okursan seni keserim.

Bu tehdit karşısında horoz korkmuş ve kendi kendisine demiş ki: ‘Canımı kurtarmak için ezan okumaktan vazgeçmeliyim. Nasıl olsa benden başka horozlar var. Onlar okusun.’

Horoz, ezan okumayı bırakmış.                                                                                                                            
Bir hafta sonra sâhibinin yeni bir emriyle karşılaşmış:                                                                                               
-Eğer tavuklar gibi gıdaklamazsan seni keserim.                                                                                                
Horoz bu tehdit üzerine horoz gibi ötmekten de vazgeçmiş ve gizli kuytu köşelerde denemeler yapmış, hayli zorlanarak da olsa, tavuk gibi gıdaklamaya başlamış.                                                                
Horoz, bir ay sonra sâhibinin üçüncü emri ile karşı karşıya kalmış:                                                                       
-Tavuklar gibi yumurtlamazsan seni keserim.                                                                                               
Bunun üzerine horoz pişmanlık içinde kendi kendine söylenmiş:

-Keşke ezan okumadığım için kesilmeye râzı olsaydım. Benim için daha şerefli bir ölüm olurdu.

Kıssadan Hisse:                                                                                                                                              
Diktatörlerin karşısında mum gibi durmayı kabullenenler, günün birinde yakılmaya râzı olmuş demektir.

TEBESSÜMLÜK

Keçecizâde Fuat Paşa’ya (1815-1969 / Sadâreti: 1861-2863) sormuşlar?                                                                
-Sizin gerçek dostunuz kimdir?                                                                                                                                
-Bilmiyorum, ben iktidardayım… 

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Evliya Çelebi diyor ki: ‘Van’dan yola çıkan bir sincap, ağaçtan ağaca atlayarak taaa İzmir’e varırdı.’

SÜLEYMAN DEMİREL'İN UNUTULMAZ SÖZLERİ:

1-Türkeş Türk çocuğu, Ecevit halk çocuğu, Erbakan Müslüman çocuğu, diğerleri o... çocuğu mu?

2-Bana Türkiye’nin durumunu bir kelimeyle anlatın derseniz "iyidir" derim. İki kelimeyle anlatın derseniz "iyi değildir" derim.

3-Bize plân değil, pilav lâzım.

4-Dünkü güneşle bugünkü çamaşır kurutulmaz.

5-Aslana hüviyet sorulmaz demişler. Kimlik taşımam.

6-Ege bir Yunan gölü değildir. Ege bir Türk gölü de değildir. Binaenaleyh, Ege bir göl de değildir.

7-Galibiyetin sâhibi çoktur, mağlubiyetin sâhibi yoktur. Mağlûbiyet yetimdir.

8-İcabı olup olmadığı tartışılabilir. Ama icabı varsa feminizm fevkalâde güzel bir şeydir.

9-Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz.

10-Meseleleri mesele etmezseniz ortada mesele kalmaz.

11-Memlekette petrol vardı da şerbet yapıp biz mi içtik?

12-Yağmur yağarken "ben ıslanmam" diyemezseniz.

13-Devlet bazen rutinin dışına çıkabilir.

14-Bulut buluttur, bulutun akı da buluttur garası da, binaaneleyh, üzerine gonuşmaya değmez.

15-Elektriğin komünisti olur mu? Yazın biz Bulgaristan'dan elektrik alıyoruz. Kışın Bulgaristan bize elektrik veriyor.

16-Dün dündür, bugün bugündür.

17-Yollar yürümekle aşınmaz.

18-Balık kavağa çıkar mı?

19-Tamam Kürtlere kötü davranıyoruz da, sanki Türklere iyi mi davranıyoruz.

20-Câmiye siyâset girerse ibâdet kalmaz, mahkemeye siyâset girerse adâlet kalmaz.

21-İktidarın değişeceğini anladığı gün trafik polisinin bile tutumu değişir.

***

-“39 yaşında başbakan oldum. Ana muhalefet lideri İnönü'ydü. Yeminle söylüyorum; onunla görüşmeye giderken dizlerim titrerdi. Ben alt tarafı Çoban Sülü. O ise Garp Cephesi kumandanı, Cumhuriyet'in İkinci Adamı'ydı."

-Seçimlerden %50 oy alarak başbakan olan Süleyman Demirel, meclisin ilk günü meclis binasında İsmet İnönü ile karşılaşır. İnönü kendisine, ‘Meclisin kaç merdiveni var Süleyman biliyor musun?’ diye sorar.

Demirel cevap verir; "Bilmiyorum..."

Beklemediği bir soruya cevap veremeyen Demirel, bu durum karşısında içten içe üzülmüştür.

Birkaç gün sonra mecliste yeniden İnönü'nün yanına giden Demirel kulağına eğilerek; "Efendim, meclisin 220 merdiveni var!" der. İnönü, ‘Kime saydırdın? diye sorar.

Demirel; "Bizzat ben saydım efendim!" der. Bunun üzerine İnönü'den târihî bir cümle duyar; "Bak Süleyman, lider odur ki zor işlerle uğraşsın. Lider basit işleri kendi yapmaz. Bak mesela ben meclisin kaç merdiveni olduğunu bilmiyordum. Sana saydırdım..."????