Bayramlar stres giderici özelliği vardır. Pozitifliği artırır, olumsuzluğu azaltır. Aynı zamanda anlaşmazlıkları azaltma fırsatı sağlar. Birbirine yabancılaşmış arkadaşları ve akrabaları bir sevgi bağıyla bir araya getirir.
Şimdi konuyu biraz açalım.
• Bayramda birbirimizle sohbet edebildik. Doğan Cüceoğlu'nun dediği gibi, “Hayatında bir kere bile sohbet içerisine girmemiş insanlar var.” Sohbet etmek, karşısındakini sorgulamak veya nasihat edip yönlendirmek değildir. Bayramda sohbete açık olduk. Birbirimizle sohbet ederek hediyeler verdik ve hediyeler aldık.
• Bayramda sosyal ilişkilerimizi geliştirdik. Birçok bilim insanına göre sosyal bağlar kurup bunları devam ettirmeseydik ve böyle bir motivasyonumuz olmasaydı, insanlık devam etmeyebilirdi. Bu yönüyle aile her zaman önde gelir ve önceliklidir. Bayramda, birbirimize olan hayranlığımızı vurguladık, birbirimize takdir ve şefkat gösterdik. “Seni özledim,” “Birlikte çok iyi zaman geçiriyoruz”, “Yanımda olduğun için çok sevinçliyim “gibi cümleleri bol bol kullandık.
• Bayramda birbirimize dokunabildik ve birbirimizin sırtını sıvazlayabildik. Birbirimize daha yakın olduk. Her mimik ve her okşayış bir insanın hatta milletin hayatında büyük değişikliklere yol açacak kadar önemlidir. Kritik bir anda esirgenen sıcak bir kucaklayış bir ilişkinin son bulmasına yol açabilir (Morrris, s. 118).
Birine sarıldığımızda, dokunduğumuzda ve yakın oturduğumuzda bilim adamlarının “kucaklaşma hormonu” dedikleri “oksitosin” seviyesi artıyor. Oksitosin, beyindeki hipotalamus tarafından üretiliyor. Oksitosin kan basıncında ve stres hormonlarında düşüş sağlıyor.
Aile terapisti Virginia Satir diyor ki; “Hayatta kalmak için günde dört sarılmaya, hayatı koruyucu bakımla geçirmek için günde sekiz sarılmaya, büyümek için günde 12 sarılmaya ihtiyacımız var.”
“Bir insana dokunulduğunda, onun kanındaki hemoglobin önemli ölçüde artar… Kandaki hemoglobin oranının artışı tüm bedeni güçlendirir, hastalıkların bedene girişini önler ve iyileşmelerini hızlandırır (Buscaglia, s. 154).
Sevmek, dokunmak ve bedensel temas demektir. Şu günlerde, insanlara, gittikçe daha az dokunuyoruz. Az fiziksel dokunma da beraberinde duygusal bir uzaklaşmada getiriyor. Şehir insanı, neredeyse en yakınının, can yoldaşının duygularına bile yabancılaşıyor.
• Bayramda yalnızlığımız azaldı. Yakınımızdaki insanlara sarılarak, dokunarak, uzakta olanlara sesle dokunarak yalnızlığın baskısından biraz olsun kurtulduk. Strese sebep olan yalnızlık, beden ve ruh için sürekli bir baskıdır. Yalnızlık, acı verir ve insanı hasta eder. “Can sıkıntısı, acının seyreltilmiş halidir.” diyor Ernst Jünger. Yalnızlık, insanın kendisine saygısını yitirir. Kendine iyi davranan kişi yalnızlık eğilimine karşı çıkar. Bu sebeple kişi, karşısındakine karşı sempati duygusunu yitirmemişse, sosyal ilişki kurmanın kapısını açık bırakmalıdır.
Bayramda pek çok dostumuzla muhabbet ettik. Hastalarla ilgilendik. Her türlü ilgi yaşama sevincini artırır (Klein, s. 186, 188).
• Bayramda, olumsuz duygu ve tutumlarımızdan biraz olsun uzaklaştık. Aklımıza güzel şeyleri getirdik. Aklımızda tuttuğumuz şey, tezahür olma eğilimindedir. Akılda tutulan şey, beyin aktivitesini ve nöroanatomiyi değiştirme gücüne sahiptir. Olan biteni biraz olsun kabul ederek akışa uyduk. Teslimiyet duygumuz arttı. Teslimiyet süreci, kişiyi yüksek bilincin tepesine kadar götürür (Hawkins, s. 118)
O halde milli ve dini bayramlarımızın içini boşaltmayalım. Onlara gereken önemi verelim. Bu hepimizin faydasınadır.
Konuyu genişletmek istiyorum. Bununla birlikte can dostlarım yazılarımı kısa tutma hususunda beni uyarıyor. Bu sebeple bayramın manevi yönünü ve diğer kazandırdıklarını sonraki yazılarımıza bırakalım. Ne dersiniz?
Faydalanılan kaynaklar
• BUSCAGLIA, Leo. Birbirimizi Sevebilmek, çev. Nejat Ebcioğlu, İnkılap Yayınları, İstanbul, 1986.
• HAWKINS David R. Açıklamalı Bilinç Haritası, Çev. Ayhan Semih Koç, Butik Yayıncılık, İstanbul, 2023.
• KLEIN, Stefan, Mutluluğun Formülü, Çev. Ogün Duman, Arkadaş Yayınları, Ankara, 2004.
• MORRIS, Desmond. Sevmek Dokunmaktır, çev. Nuran Yavuz, İnkilap Kitabevi, İstanbul, 1986.
• ÖZKAN, Zülfikar, İç İletişimin İyileştirici Gücü- Kendinle Barışmak, KOCAV Yay., İstanbul, 2017.