Murat YILDIRIM

Emekli Vâli - Yazar

[email protected]

Tengri (Gök Tanrı) Anlayışından Allah (C.C.) İnancına...

Karatay Üniversitesi Karsem İktisadi İşletmesinin web sayfasından yaptığımız alıntıya göre; Tengricilik, Türk mitolojisinin dinî yapısını oluşturan ve özellikle " Gök Tanrı" inancıyla şekillenen eski Türklerin en önemli dini- mistik inanç sistemidir.

Tengricilik, evrenin bütünlüğü, tabiat güzelliklerine duyulan saygıyı ve insan ile tabiat arasındaki ahengi temel olarak kabul eden bir inanç sistemi olup eski Türk toplumlarının hayat tarzını ve toplumsal değerlerini, örf ve adetlerini derinden etkilemiştir. "Tengri " kelimesi, Türkçe de gökyüzünü ve Tanrı'yı ifade eder. Buna göre Tengri, evrenin yaratıcısı ve düzenleyicisidir. İnsanların kaderini tayin eden yüce bir varlıktır ve gökyüzü, rüzgâr, güneş ve yağmur gibi tabiat olayları O'nun iradesinin bir yansıması kabul edilir.

Ve yine tek bir Tanrı inancına dayanmakla birlikte, tabiattaki ruhlar ve kutsal varlıklarla da iletişim kurmaya dayalı "Animist" bir inanç yapısına da sahiptir. Özellikle Şamanlar, ruhlarla iletişim kuran ve tabiat ile insan arasında dengeyi sağlayan kutsal liderler olarak kabul ve saygı görmüşlerdir.

Kısacası Şamanizm, Tengricilik inancında çok önemli bir yer tutar. Tengri inancında ruhun ölmezliği de esastır. Ruh, ölümden sonra "UÇMAĞ" denilen cennete ya da " TAMU" adı verilen cehenneme gider. Tengri inancı, aynı zamanda hükümdarın yönetim yetkisini kutsal kaynaktan aldığını kabul ederek, hakanların Tanrı'nın yeryüzündeki temsilcileri olduğunu da iddia etmiştir. Sovyetlerin dağılmasından sonra, rejim baskısından kurtulan Türk halkları, kendi köklerini, milli kişiliklerini aramaya başladılar.

Bu akım,1990 yıllarda, Tataristan’da, Rusya’da ve Kırgızistan’da kendini göstermiştir. İlk ismi "Bizneng Yıl" " Bizim Yol" iken sonradan "Tengricilik" adı sık duyulur olmuştur.1997 de Kırgızistan Devletince desteklenen, Tengrici bir topluluk kurulmuş ve 500 bin resmi üyeye kavuşmuştur. "Tengir Ordo" adlı kuruluşun, İstanbul Üniversitesi'nin Türk Dünyası Araştırma Merkezi ile iş birliği yaptığı kamuoyunca bilinmektedir. Türkiye' de ve diğer Türk Devletlerinde Tengri inancı, halk arasında, kültürel bir miras olarak anılmakta, mitolojik hikayelerle yaşatılmaktadır. Örneğin Nevruz kutlamaları bu inancın canlı olarak yaşatılan somut güzel geleneklerinden biridir. Orta Asya ülkelerinin bayrak ve armalarında, Tengricilik ile ilgili sembollerin tekrar geri döndüğü söylenebilir. Özellikle gök mavisi ve Kurt sembolleri Türk Cumhuriyetlerinin bayramlarında yer almaktadır.

Günümüzde devam eden ve yaşatılan Tengri inancına dayanan bazı gelenekleri şöyle sıralamak mümkündür. Gidenin ardından su dökmek, tahtaya 3 kere vurmak, hastalara kurşun dökme (seğirleme), türbelere mum yakma, (Hıristiyanlıktan geldiği de söylenir) loğusanın başına kırmızı kurdele bağlamak, düğünlerde gelinin başından kuruyemiş, pirinç türü gıdalar serpmek, semah dönmek (bilhassa Alevi yurttaşlarımız arasında) ağaçlara dilek için çaput- bez bağlanması vb. gelenekler, halen Anadolumuzun özellikle kırsal kesimlerinde devam etmektedir. (1) .

TÜRKLER İSLÂMI NASIL SEÇTİ?

751 yılında, Talas ırmağı kıyısında yapılan savaşta, Arap ve Türk orduları, Çinlileri ağır bir yenilgiye uğrattılar. Talas savaşı Türk- Müslüman ilişkilerinde ve Türklerin İslam'laşmalarında bir dönüm noktası sayılmaktadır. İslamiyet’in " kılıç zoruyla" kabul edilmesi görüşü, tarihi, sosyal ve kültürel gerçeklere uygun değildir. Abbasi yönetimlerinin, müsamaha, eşitlik, adalet vb. uygulamaları ve özellikle ordularının yapılandırma ve komuta kademelerinde Türklerin yer alması vb. sebepler, Türklerin İslam Dinini kabulünü kolaylaştıran en önemli faktörlerdir. Tarihi kaynaklara göre de İslâmiyeti ilk kabul eden devletler arasında İdil- Bulgar Devleti ve Satuk Buğra Han'ın kurduğu Karahanlı Devletleridir. İslam' la şereflenen Türk milleti, gerçek özüne ve taşıdığı yüksek seciye, karakterine uygun hayat tarzı ve ehli sünnet anlayışına sahip olarak; İslam’ı hem millet olarak yaşamış ve yaşatarak, idaresi altındaki toplumlara da adaletli, merhametli ve şefkatli hüküm sürerek, 1.000 sene * İslamiyet'in Hamisi ve Kılıcı*olmaya gayret etmiştir.

ALLAH (C.C.) İNANCIMIZ Nedir?

Kâinatın ve kâinat içinde bulunan bütün varlıkların yoktan yaratıcısı ve koruyucusu olan tek yüce varlık, ibadet ve kulluk edilmeye layık olan tek Ma'bud Hz. Mevla' ya ait özel isimdir ALLAH' (c.c.) ifade ettiği sırlı manasıyla, bu isim sadece Allah'a c.c. aittir. Hiçbir kelime bu özel ismin gerek manasını gerekse muhtevasını ifade edemez veya temsil edemez. Bu güzel isim bir başkası için de asla kullanılamaz. (Meryem Suresi, 65. ayet). Bu özel ismin ait olduğu Yüce Yaradan TEK olduğundan ikili ya da çoğulu YOKTUR. Fakat çeşitli dillerde Allah' Teâlâ ' nın ayrı ayrı isimleri vardır. Türk dilinde" Tengri- Tanrı", Farsçada " Hüda", İngilizcede " God", Fransızcada" Dieu" gibi. Bu isimler " Allah gibi özel isimler değildir. İlah, Rab, Ma'bud gibi cins isimlerdir. Bunların çoğulu yapılabilmekte, ancak Allah lafzının çoğul yapılması mümkün değildir. Varlığı mutlak gerekli olan, olmaması mümkün olmayan tek varlık, Allah' Teâlâ' dır. Varlığı, ilim adamlarınca Akli-İmkân, Nakli delillerce, ispat edilen, bütün yaratılmışların tek ilahı olan Yüce Allah' ( c.c.) rahman ve rahimdir.

Kur'an'ı Kerim Bakara suresi 164. ayetinde :" Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara yarar şeylerle denizde akıp giden gemide, Allah'ın yukarıdan bir su indirip de onunla yeri ölümünden sonra diriltilmesinde, diriltilip de üzerinde deprenen hayvanları yaymasında, rüzgarları değiştirmesinde, gök ile yer arasında emre hazır olan bulutta, şüphesiz AKILLI olan bir topluluk için elbette ALLAH ' ın c.c. BİRLİĞİNE deliller vardır" buyrulmak suretiyle, Allah'ın varlığına ve birliğine kesin ve açık bir şekilde vurgu yapılmıştır. Elhamdülillah işte böyle bir Allah c.c. inancına sahip bir neslin evlâdiyız.

Bizleri yetiştiren başta anne, babamıza, öğretmenlerimize, hocalarımıza, emeği geçmiş büyüklerimize, minnet ve şükran duygularımızı dile getirirken, vefat edenlere de rahmet ve ruhları şad olsun diyelim inşaallah.

Vesselam…