-TÂRİHÎ SEYRİ, YENİ HEDEFLERİ- (DÖRDÜNCÜ -SON- BÖLÜM)
Dr. Cezmi Bayram; ‘Bir Devrin Sonuna Doğru’ başlıklı bölümde pek çok meseleyi ele alıyor: Atsız-Sabahattin Ali hakaret dâvâsı, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’nün 19 Mayıs 1944 nutku, Türkiye’nin çok partili hayata geçişi… gibi…
Türk vatandaşının dinini öğrenme talepleri ön plandadır. Bu şartlar devam ederken 1947 yılında Cumhuriyet Halk Partisi’ (CHP) ‘Yedinci Kurultay’ı gerçekleştirir. Parti, yakın geçmişiyle hesaplaşır ve aslına rücu etmesi temennileri dile getirilir. Kemal Varınca’nın Kurultay’daki konuşmasında özetle şunları söylüyor:
“Birinci safhada, mânevî cephe harikulâde kuvvetlidir. Birinci safhanın muvaffakıyet sırları bu safhadadır. İkinci safhada ise, açık olarak itiraf etmeliyiz ki mânevîyatımız zayıftır. Bugün burada yapmamız gereken, bu safhayı takviye etmektir.”
Dr. Bayram; ‘Önergelerde dile getirilen temenniler hemen gerçekleştirilmedi. Ancak, meselenin bu şekilde dile getirilmesi önemlidir.’ Diyor.
Rize milletvekili Dr. Fahri Kurtuluş, üniversitelerdeki solcu propagandaya dikkat çekmiş ve gençlerin bu tehlikeye karşı ‘kuvvetli milliyetçi olarak’ yetiştirilmesini istemiştir.
Yeni programa göre Parti’nin millet ve milliyetçilik anlayışı şöyledir:
“Partimiz Türk Milletini dil, kültür, ülkü ve târih birliği ile saadet ve felaket ortaklığına inanmak, ortak yurt sevgisi taşımak gibi tabîi ve ruhânî bağlarla birbirine bağlı yurttaşların kurduğu sosyal ve siyâsî bir bütün olarak kabul eder.
Bu birlik üzerinde kurulduğu kutlu vatan toprakları hiçbir kayıt ve şart altında ayrılık kabul etmez bir bütündür.
Partimiz Milliyetçiliği, milletin bütünlüğünü ve bunun dayandığı millî ruh ve millî şuuru yaşatmak ve korumak mânâsına alır.
Milletimizi hür ve bağımsız dünyâ milletleri âilesinin eşit ve şerefli bir üyesi sayarız. Bizim milliyetçiliğimizin hiçbir millet için zarar verici bir mahiyeti yoktur.”
Söz alan diğer milletvekilleri milliyetçilik aleyhinde fikir beyan etmemekle birlikte, dikkatli olunması; ırkçılık ve şovenizmden uzak durulması gerektiğini belirtmişler, böylece milliyetçilik aleyhtarlığı için kapıyı aralık tutmuşlardır. Oysaki küçük bir araştırma ile milliyetçiliğin şovenizm ve ırkçılıkla hiçbir yakınlığı olmadığı anlaşılır.
Zâten ırkçılık, insanlarda değil, hayvanlarda aranan bir özelliktir: köpeklerde; Alman Kurdu, Buldog, Retriver, Sivas Kangal, Sibirya Kurdu; ineklerde: Angus, Holstein, Montofon Shorthorn; atlarda: Arap Atı, Haflinger, İngiliz Atı, Shetland Midillisi, Türkmen Atı gibi… ırklar vardır. Kedilerdeki ırkları saymaya gerek yok. En zengin cins, bu sevimli yaratıklardadır.
178. sayfada Zonguldak milletvekili Tâhir Karaoğuz’un beyanı dikkat çekicidir:
“Partimizin ana vasıflarından olan Milliyetçiliğin program tasarısında ‘dil, kültür, ülkü ve târih birliği ile saâdet ve felâket ortaklığına inanmak, ortak yurt sevgisi taşımak gibi tabîi ve rûhî bağlarla birbirine bağlı yurttaşların kurduğu ‘sosyal ve siyâsî bir bütün’ olan Türk milletinin, ‘bütünlüğünü ve bunun dayandığı millî ruh ve millî şuuru yaşatmak ve korumak’ mânasına alındığını görüyoruz.
Yeni tasarıda, dünkü anlayışa göre, bugün daha açıklık ve aydınlık vardır. Bundan sevinç duyduk. Ancak, şimdi yürürlükte olan programda ‘Milletin husûsi karakterini ve başlı başına müstakil hüviyetini mahfuz tutmayı esas sayar' ve ‘Parti, milliyetçiliği, Türk milleti için en yüksek bir insan seviyesine varmanın kök şartı ve vasıtası bilir' fıkraları yeni programda yok. Bu iki kayıt da, tasarıda milliyetçiliği târif eden maddeye eklenecek olursa, milliyetçiliğimizin, daha doğrusu Türkülüğümüzün ana çizgileri tam olarak tâyin edilecektir.”
Karaoğuz ayrıca maddenin ikinci fıkrasında “Milletin bütünlüğü” yerine “Türk” kelimesinin ilâvesiyle “Türk milletinin bütünlüğü” denilimesinin daha uygun olacağını söyleyerek, maddenin son şeklini bir önerge ile Başkanlığa sunmuştur.
Zonguldak vilâyetinin diğer Milletvekili Orhan Seyfı Orhon da söz alarak: “Bizim milliyetçilik anlayışımızda taassuptan zerrece eser yoktur. Fakat katiyyen kozmopolit de değildir.” Demiştir.
Millet ve milliyetçilik müzâkereleri sırasında en uzun konuşmayı İstanbul Milletvekili (Türk Ocakları Genel Başkanlarından) Hamdullah Suphi Tanrıöver yapmıştır. Bu konuşmanın tamamını, eserin 179-180. sayfalardan okumak gerekir.
Kurultayda haklı ve alkışlanacak beyanlardan biri Çorum delegesi Abdulkadir Güney’e âittir: ‘Memurlarda görülen ahlâkî zaafın, dinin öğretilmemesinden, dünyânın hayran olduğu Kitabımızın bilinmemesinden kaynaklanmaktadır. İlk ve ortaokullarda din derslerinin okutulması, üniversitelerde İlâhiyat Fakültelerinin açılması elzemdir.’
Adana milletvekili Sinan Tekelioğlu ise; laikliğin dinsizlik olmadığını, uygulamanın programa ve Anayasa’ya uygun bulunmadığını ifâde etmiştir. Sayın Tekelioğlu’nun dikkatleri çeken acı beyanı: “Hıristiyan ve Musevî cemaatleri kendileri için mektepler açmışlar, orada papazlar, hahamlar yetiştirmişlerdir. Fakat bu memleketin 10’da 8’ini teşkil eden Müslüman Türklerin ölülerini gömecek adamları yoktur.”
Dr. Cezmi Bayram, Türk Milliyetçiliği / Târihi Seyri, Yeni Hedeflar isimli eserinde; sâkin bir üslûpla Türkiye’nin geçmişini tahlil ederken, hakîkatte Türkiye’nin geleceğini tanzim ediyor. Seçilmiş ve tâyin edilmiş yöneticilerle, yönetime tâlip olacaklara rehberlik ediyor.
Bir defa değil, defalarca okunması elzem bir kitap.
(SON)
ÖTÜKEN NEŞRİYAT A. Ş.
İstiklal Caddesi, Ankara Han Nu: 63/3 Beyoğlu 34433 İstanbul Telefon: 0.212- 251 03 50
Belgegeçer: 0.212-251 00 12 e-Posta: [email protected] www.otuken.com.tr