Öncelikle kısa bir bilgi vereyim:
-Kesme taştan yapılmıştır. Tabii sonsuz sabırla…
-Cami iç durumu ile 1.620 metrelik bir alandadır. Yerden yüksekliği 43-28 metrekare olan 31.30 çapındaki kubbesi ile çok alaka uyandırır. Kemerlerle birbirlerine bağlanmış sekiz büyük pâyeye oturur. 2. Selim zamanında Selimiye’yi inşa ettiğinde Sinan seksen yaşında idi. Dört minareli bu şaheseri gören Hıristiyan vâiz Selimiye’yi görüp tetkik edince İslam’ı seçmişti. Bunun sebebini soranlara: “Türk arkadaşlarımı Hıristiyan etmeye gelmiştim amma ben Müslüman oldum diyerek... Bu konuda ne söylemek istersiniz diye soranlara ise “İncil bana Peygamber Muhammed’e uymamı söyledi” demişti.
Aziz okuyucularım son zamanlarda bu benzersiz sanat eserinin birkaç senedir süren restorasyonu etrafında kopan fırtınadan bahsetmek isterim. Kendisine çok itibar ettiğim değerli tarihçi İlber Ortaylı Beyefendi şöyle söylüyor: “Bu mirası yeniden yorumlamak bahanesiyle müdahele eden bir kurul var. Selimiye’ye el sürmek Sinan’a, Osmanlı’ya, Edirne’ye ve Türk aklının asırlar boyu koyduğu estetik düzene el sürmektir. Bir eseri korumak, onu yeniden yapmak değil, onu anlamak, onun anlamına saygı duymaktır. Selimiye sadece taş ile değil ruh ile inşa edilmiştir. O ruhu yitirdiğimiz gün biz de kim olduğumuzu unuturuz.”
Allah İlber Ortaylı Bey’den razı olsun, hayırlı uzun ömürler versin. Bu aziz milletin sizlere çok ihtiyacı var. Çok doğru söylüyorsunuz. Şimdiye kadar az çok zedelenmiş olarak muhafaza ettiğimiz o ruhu tamamen kaybettiğimizde bizler kim olduğumuzu da unutacağız.
Ah Selimiye Vah Selimiye, ecdadımızın mucizesi olan bu abidelerin akıbeti ne olacak? Bu konuda açılan dâvanın hayırla neticelenmesi niyazımdır. Allah Selimiye gibi sadece taş olmayan ruhaniyet taşıyan bu âbideleri nâ ehil ellerin ihanetinden korusun.