Murat YILDIRIM

Emekli Vâli - Yazar

[email protected]

Münafıklığın Lüzumu Yoktur!

Yazılı kaynaklara göre, Arapça da " tarla faresinin deliğine girmesi, kişilerin olduğundan başka bir karakterde görünmesi" anlamlarına gelen "nifak" kökünden türetilen *münafık* dinî inancın bir kapısından içeri girip diğer kapısından çıkan, ikili şahsiyetli insan şeklinde tarif edilmiştir.
Kitabımız Kur' an-ı Kerim' de münafıklara ait özel bir sure bulunmakta, pek çok ayeti kerimeler de münafıkların halleri konu edilmekte ve farklı iki karakter yapısına sahip insanlardan örnekler verilmektedir.
Yine sevgili ve şerefli peygamberimiz (s.a.v) birçok hadisi şeriflerinde, münafık kimselerin özelliklerini saymakta ve mü' minlerin dikkati çekilmektedir. Büyük İslam âlimi, mütefekkir ve fıkıh üstadı İmam- ı Gazali' nin *Mükaşefetül Kulüb* Kalblerin Keşfi adlı, Sn. Yahya Yılmazer tarafından tercüme ve yayına hazırlayan 2021tarih baskılı kitabını hem dikkatle okuduk hem de kıymetli okuyucularımızın bu başlıkla ilgili bilgilerini tazelemek için; kitaptan "ALINTILAR" yaparak yazımızı derinleştirmeyi tercih ettik.
Takdir elbette okuyucularımıza aittir. " Allah Teâlâ' yı unutanlar iki taife- sınıftırlar.
1. Taife, nefislerine uyup dünya şehvetlerine uyanlar.
2. Taife ise, münafıklardır. Münafıklar, hiç iman etmeyenlerin aksine şehadet getirip sözde iman ederler. Fakat sonra imanlarını besleyip geliştirmek için hiçbir amel yapmazlar. Zamanla imanları bozulur ve ışık iken karanlığa, şifa iken hastalığa, samimiyet iken ikiyüzlülüğe ve yalancılığa, Allah c.c. sevgisi ve dostluğu iken de O'na düşmanlığa dönüşür. Kur'an- ı Kerim de şöyle buyurulur: "Onların hâli, ateş yakan adamın hâli gibidir ki (ateş)çevresindekileri aydınlatınca, Allah c.c. nurlarını gidermiş ve onları karanlıklar içinde, görmez bir halde bırakmıştır (2 Bakara 17). İnsanlardan öyleleri vardır ki Allah ' a ve ahiret gününe inandık derler, oysa onlar inanmış değillerdir. Bunlar Allah'ı ve inananları aldatmaya çalışırlar, oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir, kalplerinde hastalık vardır (2 Bakara 8).

Adı Geçen Eser, sh:48-49. Allah Rasulü (s.a.v) münafıkların ahlâki zaaflarını şöyle bildirmiştir: "Münafık konuştuğu zaman (dilerse) yalan söyler; söz verdiği zaman, sözünü yerine getirmez; kendisine güvenliği zaman (uygun bulursa) hainlik eder; bir kimseye davalı olduğu zaman, hak ve hukuk ölçülerini çiğner.". -Mü' min bir mideyle, münafık 7 mideyle yer.
Mü'min ile münafık arasında bariz farklar şunlardır:
 -Mü'minin akıl ve fikri namazda ve oruçtadır. Münafığın ise yemekte ve içmektedir.
- Mü'min sadaka dağıtmak ve Rabbinin rızasını tahsil etmekle meşgulken, münafık helal- haram demeden mal toplamak ve nefsinin hırsını tatmin etmekle meşguldür.
- Mü'min dinini korumak için malını siper yapar ve gerektiğinde malını feda ederken, münafık malını korumak için dinini siper yapar ve gerekirse dinini feda eder.
- Mü'min iyi işler yaptığı halde, Allah Teâlâ korkusuyla ağlar, münafık ise, kötü işler yapmasına rağmen gülüp kahkaha atar.
- Mü'min Allah Teâlâ' dan korkar, münafık ise insanlardan korkar.
- Mü'min dine HİZMET eder, münafık ise "DİNİ ALET " eder.
- Mü'min ISLAH için çalışır, münafık ise İFSAD için çalışır. "Münafık erkekler ve münafık kadınlar (sizden değil) birbirindendirler. Onlar kötülüğü emreder, iyiliği alıkoyarlar ve ellerini sımsıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuturlar, O da onları unuttu. Şüphesiz ki münafıklar fasıkların (yoldan çıkanların) ta kendileridir"(9 Tevbe 67-68).
- Allah Teâlâ, cehennemi asıl olarak kâfirler ve münafıklar için yaratmıştır. Fakat bu ümmetin fasık ve zalim zümresi de cehenneme atılırlar. Cehennemin en alt tabakasında münafıklar bulunurlar. Kur'an- ı Kerim de şöyle buyurulur: *Gerçekten münafıklar, ateşin en alçak tabakasındadırlar. Onlara bir yardımcı da bulamazsın.(4 Nisa 145) A.g.e.sh:51. Günümüzün gerçeklerine ve özellikle ülkemize bakacak olursak ne görebiliriz? İster eş, dost, akraba gibi yakın çevremize, ister içinde yaşadığımız topluma, STK larına, siyasi arenaya feraset gözüyle bakalım! Bizim kutsallarımıza inandığını iddia eden, inancını zahiren yaşamaya çalışan, sorduğunuz vakit" elhamdülillah Müslümanım, inancı tamdır" diye övünen fakat Allahualem, (gerçeğini Rabbimiz bilir) günlük hayatında nifak ve münafıklık alâmetleri gösteren kişilere rastlamak mümkündür diyebiliriz.
Şunu da hatırlamak da fayda vardır elbette! Hiçbir kimsenin imanını- itikadını, ölçerek, tartarak yargılamalara varmak doğru değildir. Ama dün kara dediklerine bugün ak diyenler her türlü olur olmaz vaatleri sıralayıp sonra unutanlar dün vatan ve millete düşman belleyip "Hain" damgası vurulanlara, bugün önder muamelesi yapanlar, hususen siyasi seçim sathı maalinde; yapmayacakları icraatları ballandıra ballandıra anlatan veya tam tersini icra eden makam -mevki sahibi yetkililerin ahvaline bakılırsa, ne kadar vahim ve düşündürücü bir münafıklık ortamda olduğumuza şahit oluyoruz.
Rahmetli olan bir siyaset üstadının dediği “Dün dündür, bugün bugündür* üslubuna yakışan tavırlarına te'vil uyduran münafık tipler aramızda dolaşmaktadır. Eskiden* Söz senettir, yazıya gerek yoktur*anlayışından; senetle, sepetle, borç ve taahhüt altına giren benim uyanık vatandaşım, icra kapısına dayanıncaya kadar kılını kıpırdatmaz bir anlayışa gelir olmuşsa, (icra dairelerinde takibi yapılan dosya sayısı 25 milyona dayanmışsa) takkemizi önümüze alıp düşünmemiz ve bir "HAL ÇARESİ" bulmamız gerektiğine inanıyoruz.

Sözü daha da uzatmadan diyoruz ki: " Söz ver, sözünde durma! borç al, borcunu zamanında ödeme! vaatte bulun, yerine getirme! saf halkın inancını istismar et, lüks, şatafat, azgınlık ve İSRAF içinde yedi sülalene yeten mal biriktir, yoksulluğu da yöneterek, fakir ve fukaraya da sabrı tavsiye etme dersine devam ederseniz, kusura bakmayın sizde nifak alâmetleri çoktan zuhur etmiştir. İşte nifak tohumları bu topluma bu ve benzeri metotlarla atıldı, acı meyvelerini toplamakla meşgulüz.
Yüce Rabbimiz, bizleri, ailemizi, milletimizi, nifaktan, münafıklıktan, muhafaza buyursun. İhlas ve samimiyetle, fedekarane gayretle, *Emribil Ma' ruf nehyi anil münker* görevini layıkıyla yerine getirenlerden eylesin. Amiin.
Vesselam…