Murat YILDIRIM

Emekli Vâli - Yazar

[email protected]

Nasıl Kelam Edelim?

Doğup büyüdüğümüz memleketimizde, küçüklüğümden beri, büyüklerimizden duyduğum güzel ve anlamlı bir deyim vardı. Halen yeri geldiğinde bilenler tarafından dil ve konuşmaya dikkat çekilerek derler ki: *Dilim senden çektiğim zulüm* "İnsanın hep çektiği dilinin belasıdır".

Bütün toplumlarda, insanların birbiriyle iletişim kurmalarında, ilk ve en etkili araçların başında, şüphesiz bildiği lisan ile konuşması yani KELAM etmesi gelir. Yine yılların süzgecinden geçmiş meşhur bir deyim ile söylersek:*hayvanlar koklaşa koklaşa insanlarda konuşa konuşa anlaşır* Günümüze gelince; yazılı ve görsel medya organlarına baktığımızda, TV, haberlerini izlediğimizde, internet vb. dijital yayınlara göz attığımız da bir kısım insanlarımızın dert ve meramını, kendi öz dilleriyle tam olarak ifade etmekten uzak oldukları için, küfür, hakaret vb. çirkin sözleri sebebiyle, DAVACI - DAVALI olarak mahkemelerde soluğu aldıklarına her gün tanık olmaktayız.

Sevgili peygamberimizin (S.A.);
*Aldatan, yalan söyleyen bizden değildir.  
*İkaz ve ihtarına rağmen, yalanın dolanın, tabiri caizse bini bir para gibi aramızda dolaştığını hem bilir hem de müşteki olmaya devam ederiz. Bilhassa yalan söylemenin,
*Münafıklığın
*En başında gelen işareti olduğu da işin cabası sayılır. Mukaddes dinimizin en temel 1. kaynağı olan Kur' anı Kerim'de konuşma üslubunun nasıl ve ne şekilde olması gerektiği konusu, ilim erbabınca araştırılmış ve ortaya konmuştur. Sureler ve ilgili ayetleri ışığında şu önemli tespitler yapılmıştır.

A- Kavlen Sedida: " Her zaman doğru, sağlam söz söyle"(Ahzab,70).

B- Kavlen Kerima: "Bilhassa ana babaya, tatlı ve gönül alıcı sözler söyle" (İsra: 23).

C- Kavlen Me' rufa: "Yerinde ve uygun söz söyle"(Ahzab: 32).

D- Kavlen Beliga: " Beliğ ve tesirli söz söyle"(Nisa: 63).

E- Kavlen Meysura: "Gönül alıcı, yumuşak söz söyle "(İsra: 28).

F- Kavlen Leyyina: "Suyun akışı gibi, yumuşak dille bir söz söyle "(Ta' ha: 44).

Yukarıda ki ayet ve surelerine bakıldığında, konuşma üslubu hakkında; Cenabı Hakk’ın çok açık ve net bir şekilde biz kullarına misaller getirerek tavsiye ve emirler verdiğini görüyoruz. Fakat toplum olarak yaşanan olumsuz örnekleri görünce; ailede, okulda ve çevremizde bu güzel emir ve tavsiyelere uyulması ve uygulanması konularında bireylerin yeterince eğitilmediğine şahit oluyoruz.

Milli Eğitim Temel Kanunu ve uygulama mevzuatına, millî -manevi eğitim, genel ahlak ve davranış ilkelerini sadece sıralamanın yeterli olmadığını söyleyebiliriz. Önemli olan, ailede ebeveynin, okullarda öğretmenlerimizin ve çevrede her AKİL, mesuliyet hissi taşıyan insanımızın, örnek davranışları bizzat sergileyerek, çocuklarımıza, genç kuşaklara ROL MODEL olmaları gerçeğini unutmamalıyız. Kelâmı uzatmadan ataların şu güzel tespit ve tavsiyesi ile bitirelim.

Ulemanın yanında DİLİNİ koru, Evliyanın yanında GÖNLÜNÜ koru, Namazda iken, KALBİNİ koru, Yemekteyken MİDENİ koru, Halkın arasında DİLİNİ- ELİNİ koru. Bütün insanlığa, sevgi, barış, hoşgörü ile kardeşliğe çağıran Hünkâr Hacı Bektaş Veli ne demiş?
*Eline, beline ve DİLİNE sahip ol.
Vesselam…