Ahmet TEKİN

İlahiyatçı, yazar

Makâmı Mahmud

وَمِنَ الَّيْلِ فَتَهَجَّدْ بِه۪ نَافِلَةً لَكَۗ عَسٰٓى اَنْ يَبْعَثَكَ رَبُّكَ مَقَامًا مَحْمُودًا ﴿79
17/79 Gecenin bir kısmında, son üçte birinde uyanarak, farz namazına ilâveten, sadece sana mahsus bir ibadet olmak üzere uzun uzun Kur’an okuyarak teheccüt namazı kıl. Rabbinin seni Makam-ı Mahmud’a, bütün insanlık tarafından övgüye, şükrana layık görüleceğin bir liderliğe,  şefaat makamına; övülecek faaliyetler göstereceğin  iktidar makamı Medine’ye  göndermesi ümit edilir.

Teheccüt  namazı bu ayette belirtildiğine göre sadece Hz. Peygamber s.a. e farz kılınan  bir namazdır. Beş vakit farz namazın dışında  Hz. Peygambere farzdır. Müslümanların şafaktan önce  teheccüt kılması  teşvik edilmiştir. Riyadan, gösterişten uzak bir zamanda,  Allah Teala’nın insanları duaya, istiğfara teşvik ettiği bir vakitte, seher vaktinde kılan bir namazdır. 2 rekattan 12 rekata kadar kılınabilir. İki rekatta bir selam verilir. Dört rekatta bir selam verilirse ikinci rekattaki tehiyyatta Allahümme salli ve Allahümme barik okunur. Cuma saatindeki bir vakit, Cuma gecesi seher vakti ve diğer günlerin seher vakitleri duaya icabet edilen vakitlerdir. Bu vakitlerde ibadet edenlerin Müslümanlıkta kemal mertebesine ulaşmaları umulur. Peygamberimiz s.a. hasta olduğu zamanda bile  teheccüdü terketmemiş, oturarak kılmıştır.
Allah Teala Peygamberinin Makamı Mahmuda gönderilmesinin umulabileceğini ifade ediyor. Allah için umulma söz konusu değildir. Kur’an insan mantığı ile indirildiği için bize göre umulma söz konusudur. Allah Teala’nın ilminde gönderilmesi kesindir.
Makamı Mahmud sıfat alarak , belirsizken belirli olmuştur. İsimler lamı tarif aldığı zaman, sıfat aldığı zaman, tamlama olarak kullanıldığı zaman belirsizse belirli hale gelirler. Tekilse çoğul anlaşılabilirler. Ayrıca burada  bir özellik var. Hamd kelimesinden sıfat almış. Hamd yalnızca Allaha yapılır. Övgü ile şükür bir aradadır. Hem nimetlere, hem nimetin kaynağına övgü ve şükürdür. Verilmiş nimetlere, verilecek nimetlere övgü ve şükürdür. Bu ayetle övgü ile teşekkürün bir arada yapılacağı ifade edilmiştir.

Hz. Muhammed’e övgü ile teşekkürün bir arada bulunduğu makamlar: Şefaat makamı, kıyamete kadar insanlığa liderlik makamı, Medine’deki iktidar makamıdır. Makam da mimli mastardır. Kıyam manasınadır. Mastarlar hem kendi manalarında, hem ismi fail manasında, hem de ismi meful manasında kullanılırlar. Yukardaki üç mananın garipsenmemesi için bu açıklamayı yapıyorum.

Bir de mahşerde Livülhamdi vardır. Bütün ümmeti o sancağın altında toplanacaktır. Hz. Muhammed’e itaat, Allah Tealaya itaatle birlikte zikredilmiştir. Allah Teala peygamberi itaat edilsin diye görevlendirmiştir. Onu sünnetine, onun teşriine Kur’ana itaat kadar farzdır. Rasulullaha isyan Allaha isyanla eşit tutulmuştur. Kur’ana kafalarındaki manayı vermek isteyenler, kendilerine göre yeni bir Kur’an yazmak isteyenler peygamberi devre dışı bırakmak istiyorlar. Hem Rasul, hem nebi, hem ümmi olan peygamberin nebilik ve rasullük sıfatlarını birbirinden ayırmaya çalışıyorlar. Bu ümmetin yapılan ayrımı anlamayacak kadar aptal olduğunu zannediyorlar. Önceki peygamber için böyle bir ayrım yapılabilir. Bu üç vasfı zatında toplayan Hz.Muhammed için böyle bir ayrım yapılamaz. Yapılmaya çalışılsa içinden çıkılamaz.
Bu ayet Hz. Peygamberin evrenselliğinin delilidir. Ümmi peygamberlik de onun evrenselliğinin delilidir. Muhammedurrasulullah da evrenselliğinin delidir. Ümmi ümmünnasın kısaltılmışıdır. Bütün insanlığın lideri demektir. Muhammed Allah’ın Rasulüdürün  içinde, ondan önceki peygamberlerin görevi sona ermiştir, ondan sonra peygamber gelmeyecektir. Tek görevli peygamber Muhammed s.a. demektir. Kelime-i Tevhiddeki bu cümle kasırlı, tekitli bir cümledir. Kur’an da bu mana, ve Muhammedün illa Rasul ile değişik şekilde bir daha teyit edilmiştir. Alemlere rahmet, uyarıcı ve  müjdeleyici olarak gönderildiğini belirten ayetler de onun alem şumülluğunu teyit eder.
Dinimiz, peygamberimiz, kitabımız milletimizin ve devletimizin hayat kaynağıdır. Ümmetin kendisini ayakta tutan değerler sahip çıkması duasıyla.