Korona salgını… Bu salgın, son yüzyılın enölümcül hastalık felaketidir…
Merhum ağabeyim 1970 yılında Hakkari İdil ve Uludere'de askerliğini tamamlayıp gelmişti. Abimin askerlik öncesi mesleği, davar ve sığır çobanlığı idi.
Hatırladığım kadarıyla, Memleketimiz de ilk defa sivil bir idare tarafından kısmi de olsa sokağa çıkma yasağı konulmuş bulunmaktadır. Bilindiği üzere geçmiş dönemlerde bu nevi sokağa çıkma yasakları ancak sıkıyönetim komutanları tarafından ilan edilir, vatandaşlarda homurdana homurdana bu yasakla uymak mecburiyetinde kalırdı.
Dünya sadece Çin’den yayılarak bugün için merkezini Amerika’ya taşıyan, en fazla ölümün ise Avrupa’da olduğu koronavirüs salgını ile sarsılmadı. Daha önce de veba, kolera, İspanya nezlesi tehlikesi ve frengi hastalığını yaşadı. Ardından AIDS, kuş gribi, tavuk gripleri geldi.
Dünyanın pek çok ülkesinde farklı şakaların gelenek haline geldiği ‘ 1 Nisan Espri Günü ’ ile ilgili, farklı kültür, inanç ve dillerde efsaneler bulunuyor.
Türkiye; onu 1980 öncesi, Ülkücü Gençlik Harekâtı’nın lideri olarak tanımıştı.
Dünyamız gerçekten büyük felaket içinde! Burada anlaşılması gereken en önemli konu ise bu virüsün insana nasıl bulaştığı ve ondan nasıl korunacağımızdır. Tabii ki uzun bir konu!
TUTSAKLIKTA YOK EDİLEMEYEN DİSİPLİN, SEVGİ VE SAYGI “Amerikan psikologları anne ve babaları sizlere soruyoruz.”
Yüksek kaliteli yaşamın ve kaliteli bir insan olmanın en önemli faktörlerinden birisi, olumlu düşünmek ve yaklaşmak iken, en önemli hırsızlarından biri ise, olumsuz düşünmek ve eyleme geçmemektir. İlk defa karşılaştığımız bir probleme "olmaz" etiketi yapıştırdığımız zaman (negatif etiketleme), olmayacağını garantilemiş oluruz.
Bozkırın ortasında bir çadır kent… Binlerce çadır… Her çadırın içinde paramparça olmuş hayatlar…
Vatan; ‘ millet ’ denilen insanlar topluluğunun, bir devlet çatısı altında bağımsız olarak yaşadığı toprak bütünüdür. Vatan sevgisi; üzerinde bağımsız bir şekilde yaşadığı topraklar için insanların; gerektiğinde her türlü fedâkârlığa katlanabilme ve hattâ hayatını fedâ edebilme duygusudur. Vatan sevgisi insanlara has en asil, en yüce duygudur.
Sağlık Bakanlığımız insanları evde tutabilmek için güzel bir slogan geliştirdi “Hayat eve sığar” Bununla birlikte GSM operatörleri “ Evde hayat var” diye kampanyaya destek oldu
Hiç düşündünüz mü acaba? Korona virüsü nedeniyle hatırlanan, bugünlerde evlerine kapatılan/kapanan bu yaşlılar kimdir? Hani son günlerde televizyon ekranlarından izlediğimiz; sokaklarda hastaneye gideni dahi yolda çevirip de korona nedeniyle yüzüne zorla maske takılan, sırf yaşları nedeniyle otobüslere dahi alınmayanlar, kimdir bunlar?
Dünyanın ekonomik, siyasal ve kültürel yapısında köklü dönüşümlerin yaşandığı bir dönemde, ülkelerin ekonomik ve kültürel üretim gücünün büyütülmesi, bütün dünyanın karşı karşıya olduğu en büyük sorundur.
Dünyayı kasıp kavuran COVID-19 salgınının daha bir süre ciddiyetini koruyacağı anlaşılıyor.
Dünya yeni bir bulaşıcı hastalıkla alt üst olmuş durumda. Hastalığın adı, ‘’Korona’’ salgını… Her geçen gün bu hastalık giderek yaygınlaşıyor. Yepyeni hastalık haberleri, hastalığın yeni bulguları, tedavisine yönelik çalışmalar, haberler, haberler ama hepsi Korona…
‘ Millet ’e; ‘ ulus ’, ‘ vatan ‘ yerine ‘ toprak ’ veya ‘ coğrafya ’, ‘ millî şuur ’ yerine ‘ ulusal bilinç ’… diyenler, Ata Türkçe yerine Ataç Türkçesi ’ni tercih ediyorlar. Batıdan gelen her şeyi tartışılmaz ve güzel zannediyorlar.
Bilim ve teknolojinin aklın sınırlarını zorladığı 21. yy içerisindeyiz. Cern’de tanrı parçacığı peşinde koşan insanoğlu evrenin sırlarını çözmeye çalışıyor.
İnsanın bir başka canlı tarafından hastalandırılması enfeksiyondur. Bu dünyada insanoğlu hayatını diğer canlılarla birlıkte sürdürür. Bakteriler ve virüsler de bunlardandır. Bu birliktelik çoğunlukla karşılıklı faydalanma ve canlılığı birlikte sürdürme şeklindedir. Cildimizdeki, burnumuzdaki, boğazımızdaki ve tüm boşluklarımızdaki trilyonlarca bakterilerle birlikte yaşamaktayız
Türklerde ‘ Devlet ebet-müddet ’ kavramı hâkimdir. ‘ Ebed-müddet ’ ‘ Sonsuz, süresiz ’ mânâsında bir deyimdir.