Türk Devletleri Teşkilatı, Türk Keneş adıyla 1992-2010 yılları arasında yapılan “Türk Dili Konuşan Ülkeler Zirvesi” toplantılarının ilki Turgut ÖZAL ev sahipliğinde 30 Ekim 1992’de Ankara’da, ikincisi 12 Temmuz 1993’de Nursultan Nazarbayev’in ev sahipliğinde Almatı’da yapılan anlaşma ile TÜRKSOY kurulmuş, Devlet Başkanları toplantıları devam ederek birçok konuda anlaşmalar imzalanmış, en önemlisi ise ülkeler arasındaki kültür, ekonomik, sosyal bağların güçlendirilmesi amacıyla 3 Ekim 2009 tarihinde Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye arasında Nahçıvan Anlaşmasının imzalanmasıyla kurulmuş, Özbekistan ise 14 Eylül 2019’da tam üye olmuştur. Aynı yıl Macaristan ise gözlemci üye olarak kabul edilmiştir.
Cumartesi günü, Belediye Başkanı Ahmet Dölekli’nin davetlisi olarak Pasinler’deydik. 70 kişilik bir grupla gittiğimiz Pasinler’de yapılan ve yapılması düşünülen hizmetleri yerinde görüp bilgiler aldık.
Akış, kişinin bir faaliyet içinde kaybolma halidir. Akan bir nehir gibi kendisini etkinliğe kaptırıp gitmesidir. Akışta zorlama yoktur, odaklanma vardır. Halk arasında bu akış deneyimine farklı isimler veriliyor. “Havaya girmek”, “kendinden geçmek”, “kendini kaptırmak”, “coşmak”, “huşu içinde olmak”, “kendini vermek” gibi… Pek çok durumda akış yaşanılabilir: Düşünürken, çalışırken, spor yaparken, cinselliği yaşarken, oyun oynarken, TV. seyrederken, kitap okurken, müzik dinlerken…
Bugün yazacağım yazının mevzu, İzmit Cumhuriyet Mahallesi Şirinevler semtinde bulunan Kızılay Binası ile alakalıdır.
Adamın biri tıraş olmak için berbere gitti. Onunla ilgilenen berberle güzel bir sohbete başladılar. Değişik konular üzerinde konuştular. Birden Allah ile ilgili konu açıldı...
Aramızdan ayrılışının 46. Yıldönümünde Hüseyin Nihâl ATSIZ (12 Ocak 1905 - 11 Aralık 1975), Türkçü ilim, fikir ve kültür insanı, tarihçi, Türkolog, şair ve yazardır. Türk milletinin tarihiyle eşit bir yaşa sahip olan Türk milliyetçiliği fikrinin, 20. yüzyılda Ziya Gökalp’ten sonraki en kuvvetli temsilcisidir. Türkçülük fikrini ve Türk ülküsünü yayma gayesi peşinde kalemi ile yaptığı yarım asırlık mücadelesi onu, Türkçülük fikrinin Cumhuriyet dönemindeki önderi yapmıştır.
Rahmetli anacığım1959 Mayıs'ında beni dünyaya getirdiğinde, doğumla ilintili olarak yarı tıbbi, yarı manevi bir hastalığa yakalanmış. Anacığımın bu hastalığı yaklaşık 5 yıl sürmüş.
İş dünyasının önemli problemi. Başlık size garip gelmiş olabilir. Aynı cümle içinde güç, sevgi ve iş… Çoğunlukla güç ve iş kavramlarını birlikte düşünsek de sevgi ile diğer ikisini bağdaştırmakta zorluk çekiyoruz. Baskın eğilimimiz kutuplaştırarak düşünmek; Siyah beyaz, iyi kötü, doğru yanlış, olur olmaz diye düşünmek eğilimindeyiz. Böyle düşününce de birinin varlığı diğerini reddediyor ve düşünce alanımızdan çıkarıyor.
Vakıflar Genel Müdürlüğünün tarihi logosunun değiştirilmesi kamuoyunda büyük tepki çekmişti. Vakıflar genel müdürlüğünün en yüksek karar organı olan ve Türkiye genelinde faaliyet gösteren vakıf başkanları tarafından seçilen vakıf meclisinin seçilmiş üyesi Levent Albayrak tarafından yapılan Basın açıklamasını yayınlıyorum birlikte okuyalım.
Milli Eğitim Şûraları; Türk millî eğitim sistemini geliştirmek, niteliğini yükseltmek için eğitim ve öğretimle ilgili konuları tartışmak ve tavsiye kararları almak, eğitim politikalarının esaslarını belirlemek üzere toplanan çok önemli toplantılardır. Burada alınan kararlar tavsiye niteliğinde olsa da yine de bağlayıcı olmaktadır.
İnsanlar, ihtiyaçlarını gidermek için çalışırlar. Fakat; toplum nizamını sağlamak, iç ve dış güvenliği temin etmek, adâleti gerçekleştirmek, eğitim ihtiyaçlarını karşılamak, Şahısların iktisâdî faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için gerekli altyapı hizmetlerini yapmak gibi ihtiyaçlarını, insanlar çok pahalıya mal olacağı için kendileri karşılayamazlar. Bu ihtiyaçları devlet karşılar. Devletin karşılayacağı ihtiyaçlar da sonsuzdur. Bu sonsuz işleri - hizmetleri yapmak için gerekli tatmin vâsıtaları ise sınırlıdır.
Hayatın her alanında tüketilenlerin, mutlaka ödenmeleri gereken, bir fiyatları vardır. Ekonomik alanda hiçbir ürün, üretilmeden tüketilmez. Dünyada üretmeden tüketenler, ya babalarından kalan mirastan, ya da çocuklarından aldıkları ödünçten harcamalarını karşılarlar. Bunun için bütün kültürlerde, alın teri, göz nuru ve el emeği, ekonomik ve kültürel hayatın, en değerli ve en önemli kaynağı kabul edilir. Hiç kimse onlardan daha değerli, bir sermayeye sahip değildir.
Son zamanlarda gelişen olaylar karşısında insanların tavır ve davranışları bu yazıyı yazmama sebep olmuştur. Müslüman görüntüsünde dindar geçinen insanlar var! İçi kapkara, dışı sapsarı bu insanlardan korkmak ve uzak durmak gerekiyor.
"Yanlışlık yapmak doğaldır, ama bunlardan ders çıkarmadan ilerlemek bir hayatın anlamını yitirmesine yol açar. BAŞIMIZA GELENLER HİÇBİR ZAMAN SEBEPSİZ DEĞİLDİR, her birinin kendi anlamı vardır. HER KARŞILAŞMA, HER KÜÇÜK OLAY KENDİ İÇİNDE BİR ANLAM BARINDIRIR. ........
“Bana bir bayram verin. İçerisinde babam olsun…” Son yıllarda toplumsal hayatta yaşanan değişimler, ailedeki rollerin farklılaşması, çocuğun gelişiminin ve eğitiminin giderek daha önem kazanmasını, baba-çocuk ilişkisinin de hak ettiği ilgiyi görmesine yardımcı olmuştur.
Öğrendim ki kitap en iyi dosttur. Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün. Fakat sonrası için bir şeyler bilmek gerek. Öğrendim ki tefekkür itâatten üstündür.
TESUD RASİM PAŞA ŞUBESİ Öncülüğünde ve 1.Ordu Komutanlığı’nın himayelerinde gerçekleşen bu anlamlı gün, 28 Kasım Pazar günü Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde coşkuyla kutlandı. TESUD Rasim Paşa Şube Başkanı E. J. Tuğg. Ümit Yılmaz’ın açılışını yaptığı Kutlama Programı’na; Prof. Dr. İbrahim Öztek, Azerbaycan Millet Vekili Ganire Paşayeva, E. Tuğg. Osman Gazi Kandemir, Azerbaycan As. Güvenlik Uzmanı Emin Hasanlı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti E. Ankara Büyükelçisi A. Zeki Bulunç konuşmacı olarak katıldılar. E. Tümg. Cumhur Evcil’in Kıbrıs Zaferi anıları ve plaket sunumu esnasında E. Korg. Hasan Kundakçı’nın günün anlam ve önemine vurgu yapan sözleri ilgiyle izlendi. Program Azerbaycanlı sanatçıların müzik şöleniyle sona erdi.
“Sonsuz seçeneğe sınırlı kavramlarla baktığımız için zorlanıyoruz” diyor kaos ve karmaşıklık konusunda çalışan Todd R. La Porte. Bence çok da doğru söylüyor. Mevcut bilgimizle açıklayıp çözüm bulamadığımız şey bizi korkutuyor. Sürüngen beynimiz devreye giriyor, savaş ya da kaç tepkisi ile sınırlanıyoruz.
Neredeyse iki yıldır günümüz insanlarını en çok meşgul eden konu Covid-19 büyük salgınıdır. Kasım 2021 tarihindeki yazımda bu virüse etkili bir ilacın çok yakında hastalara uygulanacağını ve bu sayede 2022’nin birinci çeyreği sonuna doğru bitebileceğini yazmıştım.
Ömer Hayyam’ın dediği gibi bu dünyaya kendi isteğimizle gelmiş değiliz. Rengimizi, bedenimizi, cinsiyetimizi önceden sipariş etme şansımız olmadı. Ne doğarken, ne yaşarken, ne de ölürken çoğu şartlarda eşit olmadık.