Kıbrıs müzakereleri; Rumların hedefledikleri sonla/Enosis’le bitmeyeceklerini anladıkları için görüşmeleri terk etmeleriyle sonlanmış;
Faaliyetlerimiz yapıları gereği dinamiktirler, sürekli değişirler. Ancak zamanla bu etkinliklere alışırız ve ilgimizi kaybederiz. Her zaman bizi mutlu eden etkinlikler artık mutlu etmez olurlar.
Türkiye’de son 2 – 3 neslin kafasında Türkçenin lâfız-mânâ bağları az çok kopmuş ve zayıflamıştır. (Tendonları kopmuş bir sporcu ne kadar iyi futbol oynayabilirse, lâfız-mânâ bağları koparılmış bir dili kullanan da o kadar güzel konuşabilir...
“Taşları nasıl yemeli?” veya “Yumurtayı hangi ucundan kırmalı?” diye sorsalar herkesi bir düşünce alır. Oysa hepimiz de biliriz ki taşlar yenmez, yumurta da her iki ucundan da kırılır!
İnsan topluluklarını ‘millet’ hâline getiren en önemli unsur ‘kültür’dür. Kültürün orta direği ise dil ve dindir.
Siyasetin en sevdiğim yanı bu vesile ile Türkiye'yi gezmek ve insanlarımızla tanış olmaktır. Son yaptığımız Mardin ve devamında gittiğimiz Midyat, Ömerli, Gercüş ve Hasankeyf seyahatinde de, bu böyle oldu.
Türk Dünyası, merkezinde Türkiye bulunan ve üzerinde Türk’ün yaşadığı bütün coğrafyalar anlamına gelmektedir. Bu sözden, sadece Türk devlet ve topluluklarının yaşadığı coğrafyaları da anlamamalıyız. Bir tek Türk’ün yaşadığı yer Türk Dünyasına dâhildir.
Yazıma başlık yaptığım cümlecik; ‘’Biz yeni bir devlet kuruyoruz, kurucusu Erdoğan’’ açıklamasını yapan kişiye aittir. Kendisi, AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulunun (MKYK’nın) eski bir üyesiymiş.
Pek çok insan affefme alışkanlığına sahip değil. Affetmede zorlanan kişiler, karşılaştıkları bir suç üzerinde fazla düşünüyor, olaya kafalarını takıyor, olayı tekrar tekrar yaşıyor, çok sinirleniyor ve alınganlıkları giderek artıyor.
21 Ağustos 2017 tarihinde Ankara Koru hastanesinde Prostat ameliyatı olmuştum. Benden izinsiz prostatımın % 10 unu işgal eden teröristler, değerli kardeşim: Prof. Dr. Hasan Biri hocamın hünerli elleriyle opera edilerek hastanenin çöplüğüne atılmıştı.
Son yüzyılın en büyük belası, Vatanımızın bitmeyen çilesi,
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber (sav) Efendimiz, o dönemde kullanılmakta olan Kamerî takvime göre Rebiü’l-evvel ayının 12. gecesi dünyaya geldi. Miladî takvime göre 571 yılında Nisan ayının 20. günüdür. O günün yıldönümleri İslâm Âlemi’nde, Mevlid Kandili olarak kutlanmaktadır.
“ Yabancı kelime nedir, yabancı-yerli hudûdu nereden geçer ?” diye sorulabilecek mesele -diğer dillerde olduğu gibi- Türkçede de yüzde yüz çözülememiştir. Yabancılar da yerli dilciler de bu problemde net bir sona ulaşamamışlardır.
Çocuk eğitiminde en önemli koşul sevgidir. Öğrenmelerin gerçekleşmesinde ve davranışların oluşmasında sevgi çok önemli bir itici güçtür.
İnsan topluluklarını ‘millet’ hâline getiren unsurların başında dil ve din gelir. Dil bozulursa, millet dağılır, insan toplulukları hâline dönüşür. Bu sebeple dilimiz Türkçeyi hassasiyetle korumak mecburiyetimiz vardır.
Kader çizgimizde yaşadığımız her şeyin sebebi bizden midir? Yoksa o çizgilere yaşam mı yön verir? Kötülükler, İyilikler, güzellikler nasıl tarif edilir?
Yunanistan'la komşuluk ilişkilerimiz çok iyi durumda. Hatta o kadar iyi ki; Yunanistan Ege'deki Türk Adalarını sorgusuz sualsiz işgal edip yerleşiyor, kiliseler inşa ediyor, askeri birlikler konuşlandırıyor buna karşılık ise bizim kılımız bile kımıldamıyor. İşte komşu dediğin bizim gibi olur.
Bizi inciten, bize kötülük yapan insanları, kendimizin fiziksel ve duygusal yönden sağlıklı olması için affetmeliyiz. Affetme alışkanlığını kazanmamız gerekir.
Bendeniz Medya Pazarında Defolu Türkçe başlığı altında 90’dan fazla yazı yazdım. Bunlarda, editör ve muhâbirler bir yana, anlı şanlı köşe muharrirlerinin bile çırak işi, acemi, defolu sözlere imzâ attığını; sonra da bunları halka sattığını îzâh etmiştim.
‘’Her kitap avuçlarımın içinde tuttuğum bir hayaldir’’ (İngiliz yazar, Nail Gaiman)