ADÂLET Hukuk’un gözü kapalı; elleri yok tutulası… Ayakları yürümüyor, beyninde dünyanın pası!..
Altı ay kadar önce PKK terör örgütünün Öcalan’ın isteği üzerine kendini feshettiği, silah bıraktığı haberleri ülke gündeminin ilk sıralarında yer alıyordu. KCK Yürütme Kurulu Üyesi Besi Hozat’ın da aralarında olduğu 30 kişilik PKK grubunun tiyatral görüntüleriyle silahların yakıldığı ilan edildi. Bu propaganda gösterisinden bir gün sonra KCK sözcüleri “ artık sıranın diğer tarafta” olduğunu, gereken adımların atılmaması halinde bu eylemlerinin ilk ve son olacağını ifade ettiler.
Târihin bütün dönemlerinde Çin’de hüküm sürmüş devletler ile Çarlık ve Sovyet rejimli yönetim kökence aynı olan bir büyük halkı en küçük parçalara kadar bölmeyi, birbirine kırdırmayı, çeşitli gerekçelerle de kendilerini yok etmeyi vaz geçilmez hakları saymışlardır. Üç bin yıl önce kökenleri aynı olan halkların birbirinden uzaklaştırılması, dillerinin ve kültürlerinin işlevsizleşmesi, devletsizleştirilmesi konusundaki işlemlerin târihi ayrı bir konudur. Son beş yüz yıldır Asya’da Türk kökenli halklara uygulanan jenosidin bir tarafı zorla Hıristiyanlaştırmaya, diğer yanı bağımsız kültür ve yönetim oluşturmayı önlemeye dayalıdır .
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, TÜİK’in açıkladığı Kasım ayı enflasyon oranlarını hatırlattı. Kasım ayında enflasyonun aylık %0,87, yıllık %31,07 olarak gerçekleştiğini vurgulayan Yalçın, yılın ikinci yarısındaki 5 aylık enflasyon oranının %11,21, enflasyon farkının ise %5,91 olduğunu belirtti.
Modern Tahkiyed eki Geçmiş Bilgisi Mit, destan, masal, efsane, menkıbe ve özellikle kıssa adlı ve/veya nitelikli metinler, târih olan ’a âit bilgilendirmelerdir. Bir zaman aralığında gerçekleşmiş olmakla birlikte onun sınırlarını gösterme sorumluluğu taşımayan, mekân ile rol alan insanları târihî gerçekliği ve güvenilirliği konusunda soru yöneltilmesine imkân vermeyen metinler çoğunluktadır.
Sovyetler Birliği’nde belki insanlık târihinin gördüğü en acımasız totaliter rejim tatbik edildi. Fakat Rusçanın büyük bölümü yabancı menşeli kelimelerden meydana geldiği halde tasfiyeciliğe teşebbüs edilmedi. Kızıl Çin'de 1960'larda imparatorluk döneminin izlerini silmek için yapılan ‘Kültür İhtilali’ sırasında pek çok eser ve târihî miras tahrip edilmiş, dile dokunulmamıştır.
Türk kökenli topluluklara özgü olan etno-genetik kodlar ile kültüre âit kavram ve bilgiler, en eski tahkiyeli metinlerin içindedir. Bu metinler, en eski zamanlardan 1700’lü yıllara kadar olan kişi ve olayları yer yer gerçeğimsileştirerek yansıtmaktadır. Mit(söylence), destan (epos), efsane (lejand) ve masal (tale) adlı veya nitelikli metinlerin yapısında, sosyolojik, filolojik değişim ve dönüşümler de, târihîlik de bulunmaktadır. Türk kökenli topluluklara âit ortak hafızaya kaynaklık eden bu metinlerin pek azı yazıya geçirilmiş, ozan, meddah anlatımıyla nesilden nesile aktarılarak yaşaya gelmiştir.
Târihçi, şahısları, devletleri, kurumlaşmalar ve şartları yeterince bilmekten doğan bir hak ile olayların hem sebeplerini hem de sonuçlarını hükme bağlarken evrilmelerin şiddetine de işâret etmek zorundadır . Târih, güven verici kaynaklara, ortaklaşmış bilgilere dayanarak -ayrıntılardan kaçınarak- oluşturulan geçmiş bilgisidir. Târih, ideal ve ideolojilerin biçimlendirdiği insan topluluklarının hem birbirleriyle yarışmasına, hem örtülü ve açık savaşlarına ve sonuçlarına âit bilgidir.
Toplumsal değerlerimiz bir bir yaşamımızdan kayıp gidiyor. Millet olmamızı sağlayan örflerimiz, adetlerimiz, geleneklerimiz, göreneklerimiz özetle; insanlık vasıflarımız ne yazık ki vurdumduymazlığın kurbanı ediliyor.
İki fasıl (alt bölüm)dan oluşan birinci bölümün ilk iki faslı, târih ile ilgili başkalarının tanım nitelikli cümlelerin alıntılanması ve İbnülemin’in o cümlelere dayanarak şahsî “Mülâhaza”larını, târihin ve târihçinin özelliklerini anlatan kendi nazmını yansıtmaktadır. ‘Üçüncü Bâb’ın -özellikle de ikinci faslını okumamış olanlar, emperyal oyunlarda dirayet göstermeyi; diplomatların neler bilmesi ve yapması gerektiğini öğrenemeden yetki kullanmış olacaklardır.
Yazılı kaynaklara göre, Arapça da " tarla faresinin deliğine girmesi, kişilerin olduğundan başka bir karakterde görünmesi" anlamlarına gelen "nifak" kökünden türetilen *münafık* dinî inancın bir kapısından içeri girip diğer kapısından çıkan, ikili şahsiyetli insan şeklinde tarif edilmiştir. Kitabımız Kur' an-ı Kerim' de münafıklara ait özel bir sure bulunmakta, pek çok ayeti kerimeler de münafıkların halleri konu edilmekte ve farklı iki karakter yapısına sahip insanlardan örnekler verilmektedir.
Prof. Dr. Mehmet Âkif Tural’ın eserinin ikinci cildi, aynı ölçü ve kalitede, 314 sayfadır. Bu ciltte yer alan konuların başlıkları: 1- Atatürk’ün işgaller karşısındaki kararı. 2- Meclisin açılması sonrası savaşın sevk ve idâresi. 3- Zaferden sonra Yeni Türkiye’nin doğuşu. 4- Atatürk’ün eğitime verdiği önem.
Târih Bilgisi, Târihçi Dikkati Bilmek isteyenin, tanığı olma ihtimali bulunmadığı geçmişe beş ana yönelttiği görülür:
Prof. Dr . Mehmet Âkif Tural , 13,5 X 21 santim ölçülerinde, birinci hamur kâğıda basılı birinci cildi 392 sayfa olan eserinde ‘ Târihin Gerçekleri ’ni mercek altına alıyor. Birinci cildin arka kapak yazısında görüşlerini keskin ifâdelerle açıklıyor:
Mesut Barzani’nin Şırnak ve Cizre’ye gelişinde sergilenen tablo, devletin ve kurumlarının işleyişini etkileyen kafa karışıklığının boyutlarını ortaya koyan çok ciddi bir uyarıdır. Bu olayı siyasi hesaplarla hafife alıp kapatmaya çalışılmak devlet ciddiyetiyle bağdaşmaz; devletin saygınlığı ve etkisi çok zarar görür.
İnanç, askerlik, idare, siyâset, bilim, sanat, felsefe alanlarından birinde (nadiren bir kaçında) geçmiş sayılan zaman dilimine damgasını vurmuş seçkin şahsiyetlere önder/lider diyoruz.
Kavramlardan biri olan yakın, uzak ve çok eski zamanlara âit geçmiş bilgisinin adı Türkçe değildir. Anlatanın yaşadığı zamandan önce gerçekleşmiş bulunan olaylara, kişilere, durumlara âit geçmiş bilgisi sayılanları, Arapçadan aldığımız târih kavramıyla adlandırıyoruz.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde uzak, çok uzak Kaf dağının ardındaki 'Hayal et' köyünde yaşayanlar arasında bir de kötü kalpli olduğu bilinen ve söylenen bir aile yaşarmış.
Sınırlı Bir Ömür Evren, yaratıldığ ı andan büyük yok oluşa kadar, içinde bulunan varlıkların ömürlerini tamamlama alanıdır. Her varlığın sınırları belirlenmiş bir ömrü vardır. Evrendeki varlıkların her birinin işlev ve ömürlerini tamamladığında kendine özgü birer geçmiş adlı zaman diliminin parçası olmaktadır. Geçmiş kavramı, ömrün sınırlarını belirleyen büyük sistemin zaman adlı parçacığının ismidir.
YEMİN EDECEĞİM… FAKAT, Koca Ragıp Paşa sadrazam iken bir gün ahbaplarına hitaben ‘ Rüşvet almadığınıza yemin edebilir misiniz?’ Deyince, oradakiler yemini billah ederek rüşvet almadıklarını söylerler.

