Ekonomiyi İnsanın Gölgesi Bilmeyenler Her Şeyi Ekonomi Bilirler

İster kutsal ister seküler kaynaklardan beslensin, bütün ülkeler, bütün kurumlar, bütün kuruluşlar, sınırlı kaynaklarla ürün, hizmet ve bilgi üreterek, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak zorundadırlar. İnsanların olduğu yerde tüketim, tüketimim olduğu yerde üretim vardır. Toplumların ihtiyaçlarının karşılanması, üretimleriyle tüketimlerinin dengelenmesi, son yüzyıllarda bütün bilimlerin ana konusu oluşturur.

Öğrendim ki… 17

*Öğrendim ki... Kitap okumadan kitap yazanların kitabı okunmamalı. (Fazlı Köksal’dan)  *Tebessüm ve tatlı dil, her kapıyı değilse bile pek çok kapıyı açar.                                                              

Depremden Aklımızda Kalanlar

Acımız tarifsiz, yaramız derin. Anlatmaya kelimeler yetmiyor. İçinde yüzlerce hatıra barındıran bu afet, gözlerimizi yaşa, kalbimizi acıya boğmakta. Yüreğimiz ıstırabın her türüyle inlemekte. Bağrımız derinden yanmaktadır.

Şimdi Herkes İyi Anladı mı...

Aslında evimizin çok küçük olmadığını, yada çok soğuk olmadığını, yattığımız yatağın, üstümüzdeki yorganın markasının çokta önemli olmadığını, yada yediğimiz yemeğin tuzunun salçasının etinin sebzesinin az yada çok olmasının çok önemli olmadığını, yemeğimizi beş on dakika gecikmesinin önemsizliğini, ballandıra ballandıra anlattığınız telefonunuzun, arabanızın  markasının, yazlığınızın, zenginliğinizin çok önemli olmadığını.

Depremde Enkaz Altında Kalan Zihniyet

Asrın en büyük felaketini yaşadığımız depremin üzerinden 23 gün geçmiş bulunmaktadır. 50 000 civarında vatandaşımızı kaybettiğimiz bu depremle birlikte gözyaşlarımızı içimize akıtıp, harabeye dönmüş illerimizde yaralarımızı sarmaya gayret edip, acılarımızı hafifletmeye çalışmaktayız.

Vatandaşın İktisâdî Durumu

Devletimizin iktisâdiyatı düzen tutmuyor. Düzeltilmesi pek de öyle zor bir iş değil.

Sağduyuya Dayananlar Dünyanın Hiçbir Yerinde Yanlışı Savunmazlar

İnsanlar yalnız doğarlar ve yalnız ölürler, ancak insanlar yalnız yaşayamazlar. İnsanlar hem düşünceleriyle, hem eylemleriyle birbirlerine bağımlıdırlar. İnsanların birbirlerine olan bağımlılıkları, aralarında çatışmaları, yarışmaları, yardımlaşmaları, dayanışmaları ekonomik ve kültürel hayatın dinamiklerini oluşturur. Bu yüzden insanların birlikte yaşamak zorunda, olmalarının doğurduğu sorunlar, bütün sosyal bilimlerin araştırma konusu olmaktadır.

Hayatı Anlatan Sayfalar…

Zamanı anılar yaşatır, anıları ise duygular. Anılarda kalsa bile silinemez gerçekler, zaman tünelinde yaşananlar… Geçmişin sayfalarına yeniden dönmek kolay mı? Bir ömür bu sayfalara sığar mı? Yaşananlar, yaşanamayanlar, sevmeler, sevilmeler, acılar, sevinçler…

Afet, Eğitimsiz Yönetilemez

Türkiye, 6 Şubat 2023 Pazartesi günü 10 ilimizi etkileyen büyük bir deprem felaketi yaşadı. Deprem felaketini yaşayan şehirlerimizde yüz binlerce bina yıkıldı, ayakta kalanların da çoğu hasarlı olduğu için yıkılacak. Depremde on binlerce canımızı kaybettik, yüz binin üzerinde insanımız yaralı olarak kurtuldu. Türkiye bu büyük deprem felaketine hazırlıksız olarak yakalandı. Depreme zamanında ve gerektiği kadar müdahale edemedik. Afet yönetiminde başarısız olduk. 

Her İnsanın Belli Bir Dünya Görüşüne Sahip Olması, İnsan Olmasındandır

Kişilerin dünya görüşleri; yaşadıkları sosyal çevre, girdikleri siyasi ortamlar, okudukları kitaplar, sosyal medya, görsel, yazılı medya aktiviteleri ve izledikleri televizyon kanallarının etkisinde oluşur ve gelişir...

İstanbul’u Yeniden Görmek ve Düşünmek

İstanbul’umuz dünyadaki tarihi şehirler içinde ilk 3-5 şehirden biridir. Eski çağlardan beri yerleşim yeridir. Doğu Roma İmparatorluğuna başkentlik yapmış olup, o döneme ait, başta Ayasofya ve Yerebatan Sarnıcı gibi eserler olmak üzere, pek çok tarihi değere sahiptir. 1453’te biz Türklerin fethi ile Osmanlı Devleti’nin Bursa ve Edirne’den sonraki başşehri olmuştur.

Ziraat Y. Mühendisi Toprak Uzmanı Prof. Dr. İbrahim Ortaş DEPREM Hakkında konuştu

Prof. Dr. İbrahim Ortaş: İlim ve bilginin önemi ne yazık ki toplumumuz tarafından bir türlü benimsenmedi ve anlaşılamadı. Yıllardır depremin geleceğini belirten başta Prof. Dr. Naci Görür hocamız olmak üzere birçok ilim insanı âdeta yalvarırcasına depremin yerini ve zamanını belirterek anlatmaya çalıştılar.  Birçok hocamız 1999 depreminden sonraki süreçte çok sık şekilde ülkemizde depremin geleceğini yüksek sesle söylediler.

Asrımızın En Büyük Depreminin Verdiği Dersler

Öncelikle Kahramanmaraş depremi ülkemizde son asırda gelmiş ve önümüzdeki asırda da görmeyeceğimiz büyüklükte bir deprem. Afetler normalde rahatlıkla yapılan basit işlerin bile çok zorlaştığı durumlardır. Büyük felaketlerde bu katlanarak artar. Devletin bazı konularda aciz kalması, yetersiz olması normaldir.

Gözlerin Doymadığı Dünyada İnsanların Gönüllerini Gönüllüler Kazanırlar

Dünyada toplumların güç kaynağı, siyasal kuruluşlardan gönüllü kuruluşlara kayıyor. Toplumların ağırlık merkezi olan orta gelirli kesimlerin büyümesiyle, gönüllü kuruluşların önemi daha da artıyor. Dünyanın bütün ülkelerinde gönüllü kuruluşları, devlet kuruluşlarına dayanmalar yaşatırlar. Onlar yeniliklere açık küresel değerlerin savunucuları olarak, dünya pazarlarında aranılan ürünler ve hizmetler üretmesini bilirler.

Mutluluğun Doğum Günü

Haydi çocuklar masallar ülkesindeki mutluluk ormanına gidelim ve Mutlu'nun doğum günü kutlamasına katılalım. Maymun Mutlu ormanın en çok sevilen ve aranılan ismiydi. Artık büyüdüğü için doğum günü partilerini kendisi hazırlıyordu. Ormanın ortasındaki meydanda kutlamalar yapılırdı. Mutlu ve arkadaşları bir gün önceden meydanı çiçekler balonlar yapraklarla süslediler.

950. Yılında Malazgirt Zaferi

Editörlüğünü Prof. Dr.  Birsel Küçüksipahioğlu  ile Prof. Dr.  Cevdet Yakupoğlu ’nun üstlendiği 16,5 X 23,5 santim ölçülerindeki 424 sayfalık eserin arka kapak yazısı:

Uzun Süre Ara Vermek Eğitime Zarar Verir

Millî Eğitim Bakanlığı yurdumuzun 10 ilinde büyük tahribata ve can kaybına sebep olan büyük deprem felaketi sebebiyle ilk ve orta öğretim kurumlarını 20 Şubat tarihine kadar iki hafta süre ile tatil etti. YÖK de yüksek öğretim kurumlarının eğitimini süresiz erteledi. Bu kararları durumun vahameti ve hasarın büyüklüğü sebebiyle normal karşılıyorum. 

Bu Afetin Sorumlusu Yahut Sorumluları Aranmayacak mı?

Geçen hafta 6 Şubat sabahı ortalık henüz ağarmamışken saat 4.16’da merkez üssü Kahramanmaraş Pazarcık olan 7.7 büyüklüğünde bir deprem yaşandı. Bilim insanlarının son yüzyılın en büyüğü olduğunu açıkladıkları deprem kendi bölgesinin dışındaki dokuz kenti daha doğrudan etkiledi.

Depremin Düşündürdükleri

Bir deprem oldu, bir anda. Bazılarımız normal artçı gibi, kılımızı kıpırdatmadan sakince izledi. Belki de o an, çoğumuz kızartılmış ekmeklerimizi yiyor, sütümüzü keyifle içiyorduk uykudan uyanmanın mahmurluğuyla.

Deprem Kader, Tedbirsizlik Felâkettir

20000 ‘li yıllara gelinceye kadar Türkiye’de en büyük felâkete yol açan deprem, 17 Ağustos 1999 târihinde, merkez  Gölcük olmak üzere Kocaeli’nde yaşandı.