Normal bir insan olmamıza rağmen, hepimizin başına gelen çeşitli unutkanlıklarımızla karşı karşıya gelmişizdir. - Gözlüğü gözlerinde takılı iken gözlük arayanlar.
Merhamet duygusu, insanı insan yapan husûsiyetlerinden biri ve temelinde İslâm bulunan kültürümüzün gereğidir. Merhamet sâdece insanlara yönelik olmayıp çevremizdeki bütün canlıları kuşatmalıdır. Zira İslâmiyet, başta insan olmak üzere bütün canlılara karşı merhametli davranılmasını emretmiş, insana yapılan zulüm ve haksızlığa razı olmadığı gibi, hayvanlara da zulmedilmesine razı olmamıştır.
Şeyh Edebali günümüzde yaşasaydı Osman Gazi’ye yaptığı nasihate muhtemelen şunu da eklerdi. Ey oğul, maskeni tak, bilinçli kullan, elini temiz tut, etrafa dokunma, sakın elini yüzüne götürme!
ABDÜLKADİR GEYLÂNÎ’nin SOHBETLERİ Bu Eseri Okurken, Rûhunuz Ma’nevî Zevk Vecd Dalgaları İle Çalkalanacak! Eserin Mütercimi Filolog Yazar Yaman Arıkan Diyor ki: - Bugüne kadar, büyüklerimizin eserlerinden yüzlercesini okudum. Bunlardan 50 kadarını da fiilen tercüme ettim. Onların içinde bana en çok te’sir eden, ABDÜLKADİR GEYLÂNÎ’nin SOHBETLERİ oldu.
Ermenistan, Dağlık Karabağ bölgesinin Sovyetler Birliği döneminde özerklik verilerek Azerbaycan'a bağlanmasını kabul etmek istemese de o günün şartlarında sesini çıkaramamıştı. Ancak 90’lı yılların başında Sovyet İmparatorluğu dağılırken harekete geçti.
Öyle her zamanki neşesiyle geçmedi bu yaz! Nasıl geçecekti ki? Nedeni Korona olan hüznün gölgesi yansıdı evrenin her yanına…
Yetenek Allah’ın insana verdiği kıymetli bir hazinedir. Kullanmasını bilen hayatta başarıya ulaşır. Sporcu, yeteneğini düzgün karakteri ile birleştirebiliyorsa kendi hayatının şampiyonu olabilir. Öncelikle kendi hayatının şampiyonu olan sporcu başkalarının zihninde de şampiyon olur.
30 Eylül 1829 târihinde, 251 yıllık Türk yurdu olan Ahıska, Rusların eline geçti.
Yeni yüzyılda bütün ülkelerde, doğal kaynaklardan daha çok, insan kaynakları belirleyici ve sürükleyici güç olacaklardır. Petrol üreten ülkelerde olduğu gibi, insan kaynaklarının donanımsız ve yetersiz olduğu toplumlarda, doğal kaynakların zenginliği, ekonomiye yansımamaktadır. Değerlendirilme yolunda ekonomiye kazandırılmayan, ekonomik dolaşıma katılmayan kaynaklar, bir bir yok olup gitmektedirler.
İlim öğrenip bilgisinden yararlandığımız hocalara vefa insanlık borcudur. Unutmak ve hatırlamamak en büyük vefasızlıktır. Vefalı olmak insan olmanın bir gereğidir ve insani görevdir.
Ankara İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Onat, bu fani âlemdeki yolculuğunu ikmal ederek ebedi aleme intikal etti, Hakk’a yürüdü. O’nu en son 6 Eylül’de Türk Ocakları Genel Başkan Yrd. Prof. Filiz Yavuz Avşar’ın oğlunun nikahında görüp selamlaşmıştık. Uzun yıllardır Türk Ocakları Hars Heyeti Üyesi olarak görev yapıyor, Ocak toplantılarında konuşuyor, zaman zaman Türk Yurdu’nda yazıyordu.
Süleyman Nazif, Bağdat Vâlisi iken Üçüncü Ordu komutanı Hâfız İsmâil Hakkı Paşa’dan şöyle bir telgraf alır:
Polisiye romanlarda çok kullanılan bir terimdir “ Bumerang Korelasyonu “ suçlu psikolojisinin, suç sonrası ruh halinin, temel davranış biçimi olarak tanımlanıyor. Yani herkesin bildiği “ Katil mutlaka cinayet mahalline geri döner “ Polisiye romanların klişeleşmiş bu söylemini komplo teorisyenleri de çok kullanır.
* Yûnus’un uhdesinde, İLÂHÎ İRÂDECE verilmiş MUKADDES BİR GÖREV bulunduğunu biliyor muydunuz?
Türkler, Osmanlı döneminde Rumeli coğrafyası ile ilk defa 1354’te Orhan Gazi zamanında tanışmışlardır. Orhan Gazi’nin oğlu Gazi Süleyman Paşa, Lapseki (Çardak) Mevkii’ne gelip önce Çardak beldesinde bir mescit yaptırmıştır.
Nuh peygamber, dokuz yüz yıl yaşadı. Bu süre içerisinde çocuklarını, eşini ve halkını kendine, Allah’ın koyduğu kurallara göre yaşamaya ve bu yaşamın sunacağı kurtuluşa inandıramadı. Ama tek bir çağrı ile, bütün hayvanları kurtuluş gemisine binmeye inandırdı.
Corona virüsüne karşı tüm dünya olarak büyük bir savaşın içindeyiz.
Yaklaşık yarım asırdan fazla bir zamandır süregelen Kıbrıs anlaşmazlığı, Akdeniz’in tam da orta yerinde dünya gündemini meşgul eden bir sorun olarak durmaya devam etmektedir.
Mutasavvıf şâir Gülbaba, 23 Eylül 1541 târihinde Budin Seferi sırasında, Fethiye Câmii’nde cemaatle namaz kılarken ebedî âleme intikal etti.
Kapa ğında MTTB, Komunizmle Mücadele Derneği, İlim Yayma Cemiyeti, Ensar Vakfı gibi ilgi alanımda olmuş, şahsım ve yakın çevremde iyilik ve faydalılık amaçlı kurumlarımızın yazılı olduğu bu kitabı merak ve ilgi ile okudum. Buradaki verilen bilgiler, yapılan tespitler insanı düşündüren, üzen ve sarsan hususlar... Tabii ki ayrıca doğruluğu oranında ibretlik!