Gerek ülke bütçesinde gerekse bireysel bütçelerde tasarruf ve israf kalemleri, oldukça büyük önem arz etmektedir.
Dost diye çalma kapımı Sen kırdın gönül yapımı Arayıp sorma hatırımı Satılacak mal değildim
Sağlık hizmetlerinde belediyelere ilk olarak 1871’de memleket tabibi bulundurmak yükümlülüğü ile sorumluluk verilmiştir. Bu 1913’te hükümet tabipliği olarak adlandırılmıştır.
Ben bir garip kuş oldum Kendimi çölde buldum Bu hayattan yoruldum Yolumu bilmez oldum Henüz gonca gül idim Çabuk sarardım soldum
*Öğrendim ki… İnsana yapılan yatırım, kârlılığı en yüksek yatırımdır. (Prof. Dr. Sâdık K. Tural’dan) *Düşünmek, tenkit etmek ve tenkit edilmek bir ihtiyaçtır!
Kabul edilse de edilmese de hukuk, yargı ve demokrasi konularında sorunlarımızın bulunduğu ortadadır. Dünya Adalet Projesi’nin 2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi yayınlandı. Ciddi bir araştırmaya dayanan 2022 yılı verilerine göre Türkiye 0,42 puanla 140 ülke arasında 116'ncı sırada bulunuyor; geçen yıl 108. sıradaydık. Konuyla ilgili çeşitli açılardan yapılıp yayınlanan başka araştırmalarda da görüntümüz daha parlak değil. Yaptığımız reformların görmezlikten gelindiğini öne sürerek bu tabloyu yok saymaya devam edebiliriz. Ancak bu tutumun ülkemize maliyetinin ne olduğunu son on yılda yaşadık, biliyoruz. Rasyonalite sadece ekonomide değil hukuk ve yargı başta olmak üzere devlet yönetiminin tamamında elzemdir.
Tamam, kabul ediyorum: TDK'nın yalnızca kusur ve yanlışlarını söylemek olmaz.
İnsanın maddi ihtiyaçlarının yanında manevi ihtiyaçları da vardır. Manevi ihtiyaçlar bana göre maddi ihtiyaçlar karşılanmadan bile yokluğu sorundur. Ancak maddi ihtiyaçlar karşılandıktan sonra eksikliği çok belirginleşir. Karşılanmazsa mutsuzluk, haz peşinde koşma, doyumsuzluk veya yanlış yerlerde manevi ihtiyaçları arama sorunları oluşur. Bunların çözümü de ne yazık ki çok zor hatta imkansıza yakındır.
Çocukluğumuzdan beri “Çırpınırdı Karadeniz” Türküsünü hüzünle, gözlerimiz yaşlı dinledik ve mırıldandık hep. Rusya’nın zulmünde inleyen Azerbaycanlı Türk kardeşlerimizin ıstıraplarını, çilelerini en derinden hissettik yıllar boyu. Bu ıstırapta çaresizliğimizin de payı büyüktü elbette.
Ruhum bozkırda bir yılkı atı Dolu dizgin giden sınırsızca İçime sığmayan duygular Birinden diğerine gelir gider
İmam Hatip liselerinde ve İlâhiyat Fakültelerinde okutulan İslam Târihi ders kitaplarında Türklerin Nasıl ve Niçin Müslüman olduklarına dâir tek satırlık bilgi yoktur. İslâmiyet öncesine ve sonrasına ait bilgeler en küçük teferruatına kadar vardır da Türklerin Müslüman oluş süreci hakkında bilgilere rastlanmaz.
Dr. Mehmet Güneş sadece usta bir şair değil, millî, dini ve tarihi konularda ciddi araştırmalara dayalı çok sayıda eserleri, makaleleri bulunan değerli bir Türk münevveridir. Son kitabının konusu kapağındaki adıyla “ Gönül Dilimiz Türkülerimiz”.
Eski yılı gönderirken, Ömür gelip geçti erken, Göz açıp kapattım derken, Çabuk gelip geçti yıllar.
Bu sorunun cevabını çoğu insan bilir ama bir kerede cevabı biz verelim. İşte ipuçları:
İki tür ırkçılık var, “armut piş-ağzıma düş ırkçılığı” ve “çalış senin de olur ırkçılığı…”
2007 Yıllarıydı. Kocaeli Kırım tatarları, Kültür ve Dayanışma Derneği ile Kırım’a üç defa gitme ve bu güzel bölgeyi görme ve inceleme fırsatımız oldu.
Ermeniler yıllarca soykırıma uğradıklarını dünyaya haykırdı durdular. Kendi yeni nesilleri, ustaca söylenen bu yalan ve safsatalara inanmak zorunda kaldı. Çünkü olayı yaşayanlar, doğruyu bildikleri halde, yıllarca durumu çarpıtarak alçakça yalan söylediler. Eskilerin sahte samimiyetlerine inanan yeni nesil de bu acıklı sömürü yalanına inanmak durumunda kaldı. Oysa bu tavırları yedikleri nimete ve gördükleri insani muamelelere açıkça ihanetti.
Dağın dağa kavuşmadığı, ancak insanın insana kavuştuğu bir dünyada, bütün insanlık bir seçim yapma sorunuyla karşı karşıyadır. Artık seçim yapma zorunluğu, sağ kültürle sol kültür arasında değildir. Yeni yüzyılda, herkes kutsal kültürle seküler kültür arasında bir seçim yapmak zorundadır. Din savaşlarının toplumda büyük sarsıntılara yol açtığı Avrupa ülkelerinde, insanların tercihlerini seküler kültürden yana yapmaları istenmektedir.
Kara kalem kara yazmış yazımı, Taşa çatıp kırdım gönül sazımı, Kimse dindiremez yürek sızımı, Gör eskiden neydim ne hale geldim.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde deve tellal pire berber iken küçük kız dedesinin beşiğini tıngır mıngır sallar iken; biz bitmeyen masallar ülkesindeki mutluluk ormanına gidiyoruz.