İsrail bir haftalık geçici ateşkesin ardından tekrar saldırılara başladı. İki günde üç yüzden fazla Filistinli daha katledildi. İsrail’in saldırılarını ısrarla sürdürmekte oluşu aslında şaşırtıcı bir durum değil; Netanyahu’nun ve başında olduğu aşırı sağcı, fanatik dinci partilerin desteklediği İsrail hükûmetinin hedefi başından beri bellidir; mitolojik ve dini kaynaklarına dayanarak Filistin’in tamamının hâkimiyetinin kendi hakları olduğuna inanıyorlar.
Miracına geldik ya resul Allah Peygamber a ş kıyla yanarım vallah Ş ükreder dururuz elhamdülillah Sen ş efaatinden mahrum eyleme.
Ben de dahil, bir çoğumuz dua ederken: "Yarabbi, bizleri kötü insanlarla karşılaştırma" diyoruz.
“Sen kendüye ne sanursan ayruğa da anı san. “ Hacı Bektaş Velî
İlim, teknoloji ve ekonomi alanında önemli isimlerimiz az olsa da, dolandırıcılık ve üçkâğıtta hatırı sayılır şöhretlerimizin olduğu bir gerçektir.
İster Doğu’da ister Batı’da olsun, dünyanın her ülkesinde şehirler, üretimi artırıcı, yönetimi iyileştirici, toplumu geliştirici işlev yüklenirler.
İnsanlar genel olarak iki gruba ayrılıyor. Birinci grup, iddiacı, başına buyruk ve tartışmayı seven A tipi, ikinci grup ılımlı, daha uyumlu, dinlemeyi seven B tipi. Yapılan araştırmalar A tipi insanların kalp krizine yakalanma tehlikesinin, B tipine oranla üç kat daha yüksek olduğunu gösteriyor. “Keskin sirke küpüne zarar verir” atasözümüzde ifade edildiği gibi, öfkeli, sert kimsenin zararı kendisine oluyor.
Yunus Emre Enstitüsü tarafından hazırlanmış olan Yunus Emre Dîvânı'nı okuyorum.
Uzun yıllar kaldığı Paris’ den İstanbul’a gittiğinden çok farklı bir Yahya Kemal şahsiyetiyle dönmüştü. Etrafında kısa zamanda büyük bir hayranlar grubu oluşmuştu. Onu Paris dönüşü büyük bir sevgiyle kucaklayan Şefik Esat Paris’ten arkadaşıydı.
Yerel seçimlere az bir zaman kala, siyasi partilerde hareketlilik başladı. Sahnede rol almak isteyenler bir bir boy gösterip “Benim kimden neyim eksik” deyip kolları sıvadı.
“Bir Başka”yı, hemencecik îzah edeyim: Bundan önce, Âşık Veysel hakkında birçok kitap yazıldı. Bunlardan, bizzat okuyup tetkik ettiğim üç kitap var.
Tatar; bir ırkın adı olmayıp, Rusya’da yaşayan Türklere Ruslar tarafından verilmiş isimdir. Osmanlı Devleti’nde, bu isimlendirme ile ilgili olmayıp, haberleşme işlerinde kullanılan görevlilere tatar denilmekte idi.
50’li yılların başlarında ülke gündemimizde Kıbrıs konusu yer almıyordu. Ancak İngiltere’nin Ada’dan çekileceğini açıklaması, Yunanistan’ın Ege adalarında yaptığı gibi el çabukluğuyla burayı da ele geçirmek amacıyla girişimler başlatması üzerine Türkiye devreye girdi. Diğer yandan o yıllarda en büyük tiraja sahip Hürriyet Gazetesi’nin sahibi ve başyazarı Sedat Simavi’nin bu konudaki seri makaleleri kamuoyu ve gençlik arasında son derece etkili oluyordu.
Hiçbir durum süresiz değişmeden aynı kalmaz. - Dertler, acılar bir gün gelir kaybolabilir.
İlk öğretimden yüksek öğretime kadar bütün eğitim kurumları, öğrenen öğretmenleri, öğreten öğrencileriyle, ülkelerin omurgasını oluştururlar. Eğitim öğrencilere bilgi kazandırma, kazanılan bilgiyi yararlı hale getirme sürecidir. Ömür boyu devam eden bu süreçte, yaşı ve işi ne olursa olsun, herkes hem öğreten öğretmen hem de öğrenen öğrencidir. Öğrenme ve öğretmenin yeri ve zamanı yoktur. Toplum öğrenmesini öğrenmek zorundadır.
"Dilerim pek çok Türk onu örnek alır... Bugün ebediyete yürümüştü onu kaybettiğimiz gün anmak bizim için bir görevdir. Ruhu şad makamı cennet olsun..."
Markete gittim ko ş a ko ş a Sokakta türküler ta ş tı pencerelerden Co ş tum bende birden
Üretici, yaratıcı olabilmek için hayatla uzlaşmak gerekir. Uzlaşmanın şifa veren bir gücü vardır. Direnme ise zihinsel zehirdir. Huzurun zıddı her şeye direnmekten kaynaklanan iç çatışmalardır. İnsanlara, olaylara, fikirlere direnmek insan hayatına karmaşa ve stres getirir. İnsanın aklında birlik ve bütünlük her yaratan her şey, o insana bir haz ve doyum verir (Jack Ensign Addngton, %100 Düşünme Gücü, s. 203).