‘’15 yıl önce 1 Mayıs 2004 tarihinde Rum tarafının Kıbrıs sorunu çözülmeden ve üstelik de çözümüne bilerek ve isteyerek engel olduğu halde Avrupa Birliğine tek yanlı olarak üye yapılmasının ne kadar yanlış bir karar olduğunun aradan geçen bu kadar yılda çok daha net şekilde ortaya çıkmış, bu yanlış kararın bedelini esasen Kıbrıs Türk Halkının ödemiştir.
1430 yılında Sultan II. Murat zamanında fethedilen Selanik, Osmanlı Devleti’nin İstanbul’dan sonra ikinci büyük şehri olmuş ve 500 yıl Osmanlının hakimiyetinde kalmıştır.
Günümüzde dünyanın hemen her tarafında yaşayan yaklaşık bir buçuk milyar insanı bünyesinde barındıran İslâmiyet, diğer cihanşümul dinlere kıyasla genç ve dinamik yapısıyla ve eşsiz Allah inancıyla dikkati çeker. Terim anlamı itibarıyla Allah'a yönelmek, teslim olmak ve tevhit inancına bağlanmak anlamlarına gelen İslâm, hâlâ dünyanın en hızlı yayılan inanç sistemlerinden birisi olarak karşımıza çıkar.
Sonsuza kadar Türkiye. 19 Mayıs Türk milletinin yeniden doğuş günüdür. Vatanın ikinci fethidir 19 Mayıs.
“Biz kısık sesleriz... Minâreleri Sen ezansız bırakma, Allah’ım!”
Ekonomik krizlerin siyasal, siyasal krizlerin ekonomik krizlere, yol açtığı dönemlerde, geçmiş yıllarda çözüm kaynağı önlemler, sorun kaynağı önlemlere dönüşürler. Yeni önlemlerle aşılması gereken krizler, taşıdıkları yıkıcı tehditlerle birlikte, her zaman bulunmaz fırsatlar getirirler. Toplumların geçmişten geleceğe akan, çalkantılı yapılarında tehditleri fırsatlar, fırsatları tehditler izler. Tehditlerdeki fırsatları yakalayanlar başarılı olurlar.
Spor, vücudun dayanıklı ve güçlü olmasını sağlayan, oyun, yarışma ve mücadele anlayışıyla yapılan hareketlerdir. İnsanlar, tarih boyunca koştular, tırmandılar, ağır nesneleri kaldırdılar, yüzdüler. Ne var ki, bu hareketler her zaman spor maksadına yönelik ve yarışma biçiminde olmadı.
Rahmetli Fethi Gemuhluoğlu’nun “İnsana dost olmak, fikre dost olmak, komşuya dost olmak, coğrafyaya dost olmak, tarihe dost olmak, kendi vücuduna dost olmak, görünene ve görünmeyene dost olmak” sözünü hatırlatarak yazıma başlamak istedim. Bu bağlamda; yazımın başlığını da bu sözün içerisinden seçtim.
Milletler yaşadığı topraklarda öylesine önemli olaylarla, dönemlerle karşı karşıya kalırlar ki! Yaşadıkları her ne varsa; onların geleceklerini şekillendiren, yaşamlarına şekil veren değer yargılarını da test eder.
Anneler gününü yazacaktım. Hepsinin ellerinden öperim. Elbette hemşirelerimizin gününü de kutluyorum. Sırada; 18 Mayıs 1944 Kırım Sürgünü ve bugünkü Kırım felaketi var. “HAYTARMA” filmini internetten bulup seyrediniz lütfen.
Yoksullar gibi yaşamak bir erdemdir, ancak yoksulluk bir erdem değildir. Sağlıklı toplumlar, bütün kesimlerin, en varlıklılar gibi değil, en yoksullar gibi yaşamaya özendiği toplumlardır.
Herkes dinin ne olduğunu çok iyi bildiğini zanneder. Fakat efrâdını câmi – ağyarını mâni kıvamında veya ilmî bir târif yapmak gerektiğinde yeterli donanıma sâhip olmadığını anlar.
Bundan önceki yazımda kaldığım yerden devam ediyorum. Çok ehemmiyetli olarak gördüğüm şu hususu da ifade etmek istiyorum ki, AK PARTİ’nin gençlerin diline, milli ve manevi değerlerine sahip bir gençlik yetiştirme politikası yok mudur?
İlk emri “Oku” olan bir dinin mensubu olmamıza rağmen dünyada en az okuyan ülkeler arasında yer almaktayız.
Farz edelim ki orta hâlli siniz, hattâ fakir siniz. Yine de dişinizden tırnağınızdan artırıp sakladığınız bir miktar para nız var. Bu parayı götürüp zamâne zengin lerine emânet eder misiniz?
Oluşan dünyada bütün ülkelerin, yardımlaşmada ve dayanışmada, bir bedenin uzuvları gibi, akıl ve gönül birliği yapmaları için, kültürde ve ekonomide yeniden yapılanmalara ve köklü dönüşümlere ihtiyaç vardır.
Ramazan'ın nasıl bir ay olduğunun farkında mıyız? Pek çok kişi merak eder: Sene boyunca ilgisiz ve bilgisiz duran bir kısım insanlar Ramazan gelince neden büyük bir heyecanla ibâdete yöneliyorlar, en cimriler bile bu ayda neden cömertleşiyor, hayır hasenatta, yoksula yardımda en ön saflara geçebiliyorlar?
Mademki o tertemiz şaibesiz oylar görmezden gelindi. Sandığa yansıyan irade yok sayıldı, 23 Haziran’da İstanbul Belediye başkanlığı seçimi YSK’nın o malum gerekçesiyle yenilenecek dendi. Tamam, yine varız seçime. Seçimin yeni tarihi tatil zamanını gösterse de, İstanbullu gitmeyecek tatile. Demokrasinin üzerine çöken bu gölge mutlak surette silinecek.
Öncelikle ifade edeyim ki, 31 Mart 2019 tarihinde yapılan Mahalli seçimlerin kazanan tarafı elbette ki, AK Parti ve Cumhur ittifakı olmuştur. Ayrıca AK Parti geçmiş yıllarda yapılan Genel ve Mahalli seçimlerde almış olduğu oy oranlarını muhafaza etmiş olup, üstelikte Cumhur ittifakı olarak, büyük şehirlerin ve illerin üçte ikisinin belediye başkanlıklarını kazanma başarısını göstermiştir.
İş Sağlığı ve Güvenliği Haftasındayız, haberiniz var mıydı bilmiyorum ama yoksa da artık oldu. Ülkemizde 1987 yılından bu yana 32 yıldır 4-10 Mayıs tarihleri arasında iş sağlığı ve güvenliği haftası kutlanıyor ve etkinlikler düzenleniyor.

