Yardımlaşmasını Bilenler Temel İhtiyaçları Karşılamasını Bilirler

Üretimde ve yönetimde, bir yandan tüketimi azaltırken, bir yandan üretimi artıranlar, sınırlı kaynakları sürekli yeniden değerlendirerek, bütün insanların ihtiyaçlarının karşılanmasına katkıda bulunurlar.

Hâlid Ziya Saçmalamış

Hâlid Ziya Uşaklıgil'in ettiği şu lâfa bakın: "Hiçbir millette hiçbir münevver genç yoktur ki kendi lisânının geçmişine vâkıf olmasın." Pehpeh, ne ipe sapa gelmez bir lakırtı!..

Toplumsal Yaşamda Etik

Etik, her şeyden önce istenilecek bir yaşamın araştırılması ve anlaşılmasıdır. Yani bütün etkinlik ve amaçların yerli yerine konulması; neyin yapılacağı ya da yapılamayacağının; neyin isteneceği ya da istenemeyeceğinin; neye sahip olunacağı ya da olunamayacağının bilinmesidir. Kısacası etik, insan tutum ve davranışlarının; “iyi-kötü, doğru-yanlış” açısından değerlendirilmesidir.

12 Eylül ve Kaybolan Yıllar

Bundan 43 sene önceydi. Tankların Cumhuriyet Caddesi’nden geçtiği, siyah beyaz devlet televizyonunda ordunun ülkede düzen ve istikrarı sağlamak kardeş kavgalarının önüne geçmek için yönetime el koyduğunun anons edildiği, tertiplenen oyunun son sahnesinin oynandığı ve perdenin alkışlar arasında kapandığı zamandı.

Okunası Kitaplar

MEŞHURLARDAN PORTRELER / Akşam Gazetesi’nde ‘ Portreci ’ İmzâsıyla Yayımlanan Yazılar: Yayına Hazırlayan: Necati Tonga. (Biyografi) 12 X 19,5 santim ölçülerinde, 142 sayfa.

43 Yıl Sonra 12 Eylül Darbesi - MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası - 1

12 Eylül darbesine yol açan ortamı hazırlayan siyasal, sosyal ve ideolojik faktörleri dikkate almadan yapılacak değerlendirmeler eksik veya yanlış kalır. Çünkü bu ortam aniden ortaya çıkmadı; 27 Mayıs öncesinde çoğu aydının, basının, askerin ve gencin iktidar karşıtlığının ideolojik bir tarafı pek yoktu; tartışmalar siyaset ve partiler üzerinde oluyordu. Fakat 1961 Anayasası’nın fikir ve düşünce özgürlüklerinin alanını genişletmesi, ideolojik nitelikli örgütlenmelerin önünü açması sonucunda tablo hızla değişti.  

Çoban Ali

Çoban Ali, masal ülkesindeki köylerden birinde yaşarmış. Dağ yamacındaki kulübesinde  yaşar, köye nadiren inermiş. Hava yağışlı olunca, şömineyi yakar keyif yaparmış. İyi kalpli  çoban, kuzularını otlatırken onlara kaval çalarmış. Kaval dinleyerek, otlayan kuzuların,  koyunların iştahları daha da açılırmış.

Öğrendim ki… 21

*Öğrendim ki… Türkiye’de her şey olunabilir. Sâdece rezil olunamaz. (Prof. Dr. Mehmet Maksudoğlu’dan)                                                                                                                                     

Eğitim ve Yargıda Yeni Dönem Başlarken

Türkiye normalin üzerinde sıcak geçen yaz aylarını bitirerek Eylül’e yani sonbahara merhaba dedi. Yazın son iki ayında yargı mensuplarına, öğretmenlere ve milletvekillerine tanınan tatil imkânından dolayı “dinlence” ye geçen kamu kurum ve kuruluşlarının çarkları Eylül’ün başlamasıyla birlikte yeniden dönmeye başlıyor; okullar açılıyor, adliyenin ardından 1 Ekim’de Meclis de çalışmaya başlıyor.

Ülkelere Ordularla Gidilir Generallerle Kalınmaz

Doğu ile Batı dünyası arasındaki çatışmaların, doruk noktasına ulaştığı, Ortaçağ sonrası dünyanın, en büyük silahlı gücü Amerika’dır. Pentagon denizleri ve karalarıyla, dünyanın her yanına yetişebilecek bir ordunun yönetim merkezidir.

30 Ağustos Hikayesi-Günün Hikayesi

6 yaşında bir çocuk babasıyla ofise geldi. Elimi uzattım, elini uzattı, göz göze geldik. Tokalaştık. Adın ne, dedim. Kürşat’mış! Çok hoş dedim, niçin, dedi. Şaşırdım. 6 yaşındaki bir çocuk gibi durmuyordu karşımda…

Zafer Haftamız Kutlu Olsun Büyük Zaferi Beklerken…

“Ben ki ateşle konuşurdum, selle konuşurdum İdil’le, Tuna’yla, Nil’le konuşurdum. “Sangaryos’u “Sakarya” yapan, “İkonyum’u “Konya”yapan Dille konuşurdum.” Arif Nihat Asya

Mevlânâ ve Hacı Bektâş-ı Velî

Çiftlik sâhibi varlıklı bir şahıs, meşru olmayan yollardan kazandığı para ile bir inek sürüsü satın almış. Sonra ineklerin sütünden ve günün birinde etinden faydalanmanın doğru olmayacağını düşünerek sürüyü, Hünkâr Hacı Bektâş-ı Veli’nin, aynı zamanda aşevi işlevi görmekte olan dergâhına bağışlamak istemiş. 

Türkçe Dershane Kuyruğunda (TDK)

"Dershane" mi doğruymuş, yoksa "dersane" mi? Aman, takıldığın şeye bak! Bak, bizim pratik, atik ve sempatik Türkçe hocaları sihirli bir formül (!) bulmuşlar: A harfi ile biten kelimelere "-ne", A harfi ile bitmeyenlere "-hane" gelirmiş...

Yeni Eğitim Öğretim Yılının Sorunları

Okullar, uzun bir yaz tatilinin ardından yakında açılacak. Öğrencilerimiz, geleceklerinin teminatı olan, mutluluk yuvaları okullarına, özledikleri değerli öğretmenlerine, biricik arkadaşlarına “merhaba” demenin heyecanı içindeler. Hatta birinci sınıflar bu şevki tattı bile. Fakat çocuklardaki bu tatlı heyecan, okul masraflarındaki aşırı artıştan ötürü, velilerde endişeye dönüşmüş durumdadır.

Vatandaşın Elinde Cep Telefonu Gibi Çok Silah Var

Çağdaşlaşma yolunda teknolojinin imkânlarından fazlasıyla yararlanıyor olsak da sosyal yaşamımızdaki ilkel ve vahşi görüntülerden asla uzaklaşamıyoruz.

30 Ağustos Zaferi ve Türklüğün Yeniden Yükselişi

1922 yılının Ağustos ayının son haftasına girilirken Meclis’te tansiyon yüksekti; siyasi belirsizlik sebebiyle herkes tedirgindi. Bir yıl önce tarihimizin en bunalımlı günlerini yaşamıştık. Ağır bir felaketle yüz yüze kaldığımız bu dönemde Mustafa Kemal Paşa BMM’nin tüm yetkilerini Meclis’in kararıyla geçici bir süre üzerine alarak Başkomutan olmuş, yönetimi eline almıştı.

Nurbala

Bir varmış bir yokmuş. Mutluluk ormanı ortasında hüzün varmış. Çünkü kralın kızı Nurbala çok hastaymış. Hangi doktor muayene ederse doktor da hastalandığı için kız da iyileşemiyormuş.

Öğrendim ki… 20

*Öğrendim ki... Güzele kırk günde doyulur, iyi huylulara kırk yılda doyulmaz.