Evde Ne mi Yapıyorum

1. 2 Saat kitap okuma. 2. 2 saat evde yürüyüş. 3. 2 saat balkonda hem güneşlen, hem de doğayı seyret.

Yaşama Sebebiniz Ne?

Dostoyevski der ki “ Beni korkutan tek şey var: acılarıma değmemek.” Yaşamak acı çekmektir. Yaşamı sürdürmek de çekilen bu acıda anlam bulmaktır.  Acı, bir anlam bulduğu anda acı olmaktan çıkıyor. İnsanın temel uğraşı haz almak veya acıdan kaçınmak değil, hayatında bir anlam bulmaktır. 

Bilinç Altımızın Üstün Gücü

Birkaç arkadaş gezerken birinin tuvaleti gelir. "Arkadaşlar en yakın tuvalete doğru yürüyelim" der. Tuvalete yaklaşınca sıkışan arkadaş lavaboya gidince, hiç sıkışığı olmayan diğer arkadaşların hepsinin de tuvaletleri gelir. İlk giren çıkınca bakar kimse yok. Beklemeye başlar.

Sağlığın Sırrı

Bedenimiz düşüncelerimizin ürünüdür. “Bir insan bütün gün ne düşünüyorsa, kendisi de odur“ der Emerson.  Yunus Emre ‘de  sözün gücünü ne güzel vurgulamaktadır. “Söz ola kese savaşı, Söz ola kestire başı”. 

Olmaz Demeyelim, Bir Yolu Olabilir Diyelim

Yüksek kaliteli yaşamın ve kaliteli bir insan olmanın en önemli faktörlerinden birisi, olumlu düşünmek ve yaklaşmak iken, en önemli hırsızlarından biri ise, olumsuz düşünmek ve eyleme geçmemektir. İlk defa karşılaştığımız bir probleme "olmaz" etiketi yapıştırdığımız zaman (negatif etiketleme), olmayacağını garantilemiş oluruz.

Sevgili Dostlarım

Bu virüsten korkmayın, panik yapmayın, gereksiz endişe ve kaygı yüklenmeyin. Bedavaya stresle kardeş olmayın.

Hizmet Ederek Maneviyatı Güçlendirme

Bizi maneviyata döndürenlere teşekkür borcumuz vardır. Bu sebeple gönül borcumuzu minnettar olarak, şükran  duyarak ödememiz gerekir.

Çok Etkileyici

İnanılmaz ! Bir Mimar Sinan eseri olan Şehzadebaşı Cami´nin 1990´li yıllarda devam eden restorasyonunu yapan firma yetkililerinden bir inşaat mühendisi, caminin restorasyonu sırasında yaşadıklarını anlatıyor. “Cami bahçesini çevreleyen havale duvarında bulunan kapıların üzerindeki kemerleri oluşturan taşlarda yer yer çürümeler vardı. Restorasyon programında bu kemerlerin yenilenmesi de yer alıyordu.

Bir Öğretmen Bütün Dünyayı Değiştirebilir...

Hikaye 1936 yılında Denizli'nin Acıpayam ilçesinde görevli öğretmenlerin pikniğe gitmeleriyle başlıyor. Öğretmenler piknik yaparken keçilerini otlatan küçük bir çoban çocukla karşılaşır. Çobanı yanlarına davet edip çay ikram ederler ve ismini sorarlar. 

Neleri Kaybettik?

 “Çok ödül aldım, ama en büyük ödülüm iki tanedir: Bunlardan biri, 2500 metre yükseklikte bir dağda, bir çocuğun beni gösterip, arkadaşlarına, "koşun koşun erozyon dede gelmiş" demesidir. Diğeri ise bir kula nasip olmuş en büyük ödüldür, daha büyük ödül olacağına inanmıyorum; bu ödül de, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmamdır. Her ödülün kişiye verdiği bir sorumluluk vardır. Ben bu sorumluluk altında yaşıyorum, zaten beni çağıran da budur.”  

Bir Mucize Ne Kadar?

Tess, küçük kardeşi George hakkında anne ve babasının konuşmalarını duyduğu zaman yalnızca sekiz yaşındaydı. Tek bildiği kardeşi çok hastaydı ve onu kurtarabilmek için ellerinden gelen her şeyi yapmışlardı.

Farkında mısınız? Hayatımız Ellerimizden Kayıp Gidiyor!

Çoğu zaman ne yaptığımızın farkında olmadan yaşıyoruz. Bilinçli seçimler yapamıyoruz. Otomatik pilota bağlanmış gibiyiz. Hedeflerimizle davranışlarımız uyumlu  olmuyor. Aklımız başka yerde, bedenimiz başka yerde…  Böyle bir hayatta hiçbir şeyin kıymetini veremiyoruz. Bu evlilikler için de geçerli, işimiz için de…

Kutuplaşmadan Kurtulmak

Mutlu olabilmemiz için kutuplaşmadan kurtulmalı, her alanda orta yolu bulmamız gerekir. Ne aşırı sıcak, ne aşırı soğuk iyidir. Yüce yaratan bize nötr olanı öğretiyor. Negatif yüklü proton ile pozitif yüklü proton sürekli olarak birbirini dengeler. İyilik, orta yoldur.

Önyargılı Olmamak

İyi günler. Yıl 1989 eğitim öğretim döneminin başındayız. Ben Ankara Balgat (Tahsin Banguoğlu) yurdunda yurt yönetim memuru olarak görev yapmaktayım. Sorumlu olduğum blokta kalmakta olan bir öğrenci hakkında şikayet geldi. Şikayet bir öğrencinin dengesiz davranışlarda bulunduğu, yürürken yalpaladığı, bu durumdan da etrafının tedirgin olduğu şeklindeydi.

Dert Kaynağı: Yanlış Düşünceler

“Yanlış düşünceyi kaldırın ortadan, derdi de kaldırmış olursunuz” der Epiktetos. Gerçekten insan kendi yanlış düşünceleriyle  kendine zarar veriyor. Eskilerin deyimiyle, İnsanın kendisinden başka düşmanı yoktur.  Yanlış yargılarımız, boş korkularımız, umutsuzluğumuz ve kendimize çektiğimiz karamsar nutuklar yüzünden kendimizi hasta ediyoruz. 

Kaybetmeyi Öğrenmek Gerek Yaşamak İçin...

Hikâyeye göre günün birinde Franz Kafka rutin yürüyüşlerini yaptığı parkta küçük bir kıza rastlamış.                                                                        

Şükran Duymanın Gücü

Şükranın sağlığımızı korumada büyük rolü vardır. Bağışıklık hücreleri duygularımıza karşı duyarlıdır. Şükran, sevgi ve merhamet duyduğumuzda salgılanan  hormonlar, kaygı, endişe  veya korku duyduğumuzda salgılanan  kimyasallardan farklıdır.

Güven ve Mutluluk

Başkalarını sever veya hizmet edersek onlara güveniriz. Güven duyunca da onların  değerlerini ve potansiyellerini  görmüş oluruz. Ayrıca o potansiyelleri de besleriz.

Aile İlişkileri ve Yalnızlık

İnsanlar, bazen kalabalığa, bazen de yalnızlığa ihtiyaç duyarlar. Kişiliğin gelişmesi, insanın kendisini tanıması ve çok boyutlu düşünebilmesi için, kişisel özgürlük hakkına sahip olması gerekir.

*Yılbaşı Çavuşu*

Çocukluğumun geçtiği küçük ilçemizde genel olarak mutlu bir yaşantımız vardı. Öyle ya. Ülkemiz bir cihan savaşı geçirmişti. Savaşta başarılı olmuş, düşmanları yurdumuzdan dışarı atmış, bağımsızlığımızı korumuştuk.