Babasının elinden tuttuğu küçük kız çocuğu, yolda yürürken hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hâl içinde, yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen telefonuna uzandı, teşekkür konulu güzel bir not yolladı. Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garson kıza yüklü bir bahşiş bıraktı.
Almazbek Atambayev, Kırgızistan Türk Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı seçildikten kısa bir süre sonra ilk resmî ziyâretini Türkiye’ye gelerek gerçekleştirdi. Samîmi ve sempatik halleriyle Türk milletinin gönlünü kazandı.
Hazret-i Ebubekir (ra)’ ın babası, İlk Müslümanlardandır ve sahâbedir. Başlangıçta oğlunun İslâmiyet’e hizmet etmesine karşı idi. Bir gün oğlu O’nu, Hazret-i Muhammed (sav) Efendimiz’in yanına götürüp tanıştırdı.
Manas Destanı Asya'da Türk yurtlarında yaşayan Türk boyları arasında 13. yüzyılda doğmuş ve gelişmiştir. Özellikle de Başkurd, Kazak ve Kırgız Türkleri, Manas Destanı'nı çok severek günümüze kadar yaşatmışlardır.
İnsan ömrü, ezan ile namaz arasında geçer. ‘ Ömür bu kadar kısa mı ?’ Diye soranlara, şöyle bir açıklama sunulabilir:
Türkiye’nin en büyük bayrak ve direği Samsun’un Kavak ilçesinde.2011 yılında iş adamı Mehmet Şahin tarafından yaptırıldı. Direk ağırlığı 96 ton.
Serçe Allah'a küsmüştü. Günler geçiyordu ve serçe hiçbir şey söylemiyordu. İçine kapanmış, derin bir hüzne boğulmuştu. Artık Rabbine bir şey demiyordu ve O’nunla konuşmuyordu. Melekler merakla, Allah'a serçeyi soruyorlardı. Her defasında Allah meleklere, ‘ gelecek ’ diye cevap veriyordu. ‘ Çünkü onun sesini duyacak tek varlık benim ve onun minik kalbindeki derdini anlayacak olan da benim ’ diyordu.
Fransa’nın Haguenau bölgesindeki Alsace şehrinde 1841 yılında doğdu. Türkçülük ve Turancılık akımlarına ilham kaynağı olan Fransız yazar ve târihçidir.
Hazret-i Muhammed (sav) Efendimiz, mescidde ashabı ile sohbet etmektedir. Bir Müslüman gelmiş ve selâm vererek oturmuştur. Bir derdi vardır, onu Peygambere açar:
‘ Kuşku ’ kelimesi, şüphe karşılığında öne sürülmüştür. ‘ Kuş gibi korkup ürkme ’ durumundan ilham alınmış olmalı. Şüphe ve endişenin başka mânâları da vardır. Vehm, vesvese, kaygı, işkillenmek ve merak gibi.
Allah yerine ‘ tanrı ’, Rahman yerine ‘ esirgeyen ’, Rahîm yerine de ‘ bağışlayan ’ kelimelerinin kullanılması, bu isimlerin mânâlarını tam olarak karşılamaz. Çünkü Allah ismi, bu isme hakkıyla lâyık olan ‘tek, eşsiz, benzersiz, bütün kemal sıfatlarına sâhip ve eksikliklerden uzak, varlığı zarûrî (olmazsa olmaz), yokluğu düşünülemez’ olan yüce zâta mahsustur.
‘ Nesil ’ kelimesinin yerine konulmak üzere uydurulmuş bir kelimedir. Birbirine yakın zaman diliminde doğanlar’ mânâsındadır.
Sigorta uygulamalarının, İslâmî ölçüler içerisinde olmayışı sebebiyle, İslâmî hassasiyeti olan dostlarımız aleyhine haksız rekabet oluşuyor. Fabrikası yanan - yıkılan kardeşlerimiz - dostlarımız, sigortaları yoksa, zarar görüyorlar. Sadece kendileri değil, çalışan personel de perişan oluyor. Müslüman olmayanlar sigortadan tazminatını alıp eskisinden daha mükemmel bir fabrika kuruyor, kazancını artırıyor. Müslümanlar ise iş sâhibi iken işçi durumuna düşüyor. Gayri Müslimin fabrikasında çalışmak mecbûriyetinde kalıyor. Bu durumu önlemek lâzım.
Şehir kelimesinin yerine ‘ kent ’ kelimesinin konulması isteniliyor. Kent kelimesinin karşılığı Dîvânu Lugati’t-Türk’de ‘ köy ’ olarak verilmiştir. ‘ Şehir ’ mânâsında kullanılması yanlıştır.
Rabbine iman eden bir kimsenin kalbinde Allah sevgisini, Allah'ın Habîbi’nin sevgisi tâkip eder. Zira Hz. Muhammed (sav) Hz. İbrahim gibi Halîlullah’tır, Allah’ın dostudur. Allah’ın kullarına olan sevgisinin en açık işâreti olarak yaratılmıştır, İşte bu sebeple bir mümin, herkesten çok peygamberini sever.
Hakîkat kelimesi, ‘ Hakîki, sâhici. Temel, asıl. Doğru olan, yalan ve uydurma olmayan ’ mânâsında kullanılan bir kelimemizdir.
Kısaca ‘ din işleri ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması, devletlerin kişilerin dînî inançlarına karışmaması, bu konuda baskı yapmaması, yapılacak baskıları bertaraf etmesi, buna rağmen fertlerin dînî vecibelerini yerine getirmelerine imkân hazırlaması ve konu ile ilgili problemlerinin çözümünde en yetkili ve etkili merci olması ’ demektir.
Türkiye’nin en itibarlı ve köklü yayınevlerinden biri, konusunun uzmanı iki editör istihdam ediyor. Ayrıca ‘ son okuma ’ işini yapan elemanı var.
Kur’ân-ı Kerîm’den derlenen insan hakları ile alâkalı hususlar, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Beyannâmesinden daha geniş ve daha şümullüdür, üstündür.
Irak’ın ABD tarafından iktidardan düşürülen Devlet Başkanı Saddam Hüseyin , kurban bayramının ilk günün sabahında, saat 04,55’te, 69 yaşında iken asılarak idam edildi. Doğumu: Irak’ın başşehri Bağdat’a 175 kilometre uzaklıktaki Tikrit şehri, 28 Nisan 1937.