Tam 94 yıl önce dün (4 Mart 1925) TBMM ’de Takrîr-i Sükûn Kaanûnu kabûl edildi. Birinci maddesi şuydu:
Türk milleti târih boyunca farklı inanç kültürlerine, semavî dinlerin her üçüne ve bu üç dinin ayrı mezheplerine, mezheplerin esasta bir detayda-teferruatta farklı yorumlarına mensup olmuşlardır.
Kıbrıs’ta sergilenen çözüm adlı oyun bir türlü bitmek bilmiyor! Tam 51 yıl kaldı geride…
Temel sektörlerden biri olan tarım, dar anlamda; arazide ekim, dikim, yetiştirme ve/veya bakım yollarıyla bitki, ağaç, hayvan ve hayvanlardan ürün elde edilmesi ve bunların işlenip değerlendirilmesi faaliyetleridir. Ormancılık, balıkçılık ve arıcılık da birer tarım faaliyetidir.
22-23 Şubat tarihlerinde ADD Samsun Şubesinin davetlisi olarak Samsun’daydım. 5’nci Karadeniz Tüyap Kitap Fuarında benim için düzenledikleri imza günlerine katıldım.
Bütün dünya için varsa yoksa 1915 Ermeni katliamı geçerli. Bugün yaşayan insanların bizzat canlı şahit olduğu Hocalı katliamından bahseden yok. Sovyetlerin yıkılması sırasında önce Rus ordusu Türk şehir ve köylerinde halkın elinde silah cinsinden ne varsa topluyor.
“Yâhu,” diyeceksiniz, “TDK’nın sevgilisi de mi varmış!” Niçin olmasın, onun başı kel mi?
Türk iş adamlarının en önde gelenlerinden Vehbi Koç 25 Şubat 1996 târihinde, 95 yaşında iken Antalya’da vefat etti. Doğumu: Ankara, 20 Temmuz 1901.
Rahmetli Ahmet Kabaklı 'yı mutlaka bilenlerimiz ve hatırlayanlarımız var. Ancak yeni nesillerin bildiğini pek zannetmiyorum. Kendisine "Şeyhülmuharririn" ünvanı da verilmiş bir insandı. Şimdi çok kişi nedir bu şeyhülmuharririn diye sorabilir. Yazarlığın zirvesindeki kişilere verilen ünvan, yazarların üstadı yani bilge yazar demektir ve biz böyle bir üstadı yeni nesillere gerektiğince anlatamadık diye düşünüyorum.
Adım adım Anadolu’yu gezip, Türk-İslam Medeniyeti’nin eserlerini gündeme getirmeye devam ediyoruz. İslam Medeniyetinde ve Uygarlıklar tarihinde önemli yere sahip Hatay’ı anlatmak için yollara düştük.
Yaşamımızın pek çok döneminde kuyruklarla karşılaşmış, kimi zaman önünde kimi zaman ardında yer almış, bazen de orta yerinde kala kalmışızdır!
Dünyanın hiçbir yerinde ‘ Tatar ’ olarak adlandırılacak bir ırk, kavim ve millet yoktur. Kendilerini ‘ Tatar ’ olarak tanıtanlar veya ‘ Tatar ’ olarak anılan Başkırdlar, Çuvaşlar, Kazan ve Kırım Tatarları, öz be öz Türk’tür.
‘’Bandırma vapurunun yaşlı kaptanı; - Ne aksi, bu denizi pek tanımam, pusulamız da biraz bozuk, der. Mustafa Kemal Paşa’dan aldığı yanıt da o kadar çarpıcı olur!
Kadınların çalışmasının modern topluma geçiş sürecinde sürekli tartışılan bir sorun olduğunu belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğr. Üyesi Prof. Dr. Hacı Duran, bu sorunun her zaman kadınların iş hayatına etkili katılmasının teşvik edilmesi yönünde hukuki tedbirlerin alınmasıyla sonuçlandığını dile getirdi.
‘ Câhiliye dönemi ’ olarak anılan İslâmiyet’ten önce insanlar kabileler hâlinde yaşıyorlardı. Herhangi bir kabileye bir sataşma olduğunda, o kabilenin insanları sebep araştırmadan, haklı - haksız sorgulaması yapmadan taşlara, sopalara sarılıp, karşı kabileye saldırıyorlardı.
17 Mayıs 1930'da Bursa’da dünyaya geldi. 1950’de Harp Okulu’ndan topçu subayı olarak mezun oldu. 1960’da ABD’de füze okulunda eğitim gördü.Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1962 yılında mezun oldu.
Devlet ebedi müddettir, devlet olmadan hiçbir şey olmaz. Bugün Doğu Türkistan’da Çin zulmü altında inleyen Uygur Türkleri’nin hali içler acısı. Türkiye üzerinde büyük oyunlar oynanıyor.
Yukarıdaki, başlık bana ait değildir. Bu başlık Rahmetli Prof. Dr. Ayhan Songar'ın vefatından çok kısa bir süre önce Türkiye Gazetesi'nde yayımlanan bir makalesinin başlığıdır. Rahmetli Hocamız o tarihlerde çok yakın dostlarının kısa aralıklar ile birbiri peşi sıra Ebedi Âleme intikal etmeleri üzerine, " Yetim-i Akran Olduk" başlıklı bir makale yayımlamak suretiyle, yakın arkadaşlarından ayrı kalmanın hüznünü ve üzüntüsünü kendi duygulu üslubuyla çok güzel bir şekilde anlatıyordu.
*Türklüğü gizlenen hükümdarlar Sâdece ilimde sanatta isim yapmış âbide şahsiyetlerimiz değil, anlı-şanlı hükümdarlarımızın da Türk oldukları unutturulmaya çalışılıyor.
Değerli Okurlarım; Aşağıda okuyacaklarınız, basımı Bilgeoğuz Yayınevinde yapılan ve Ocak ayında kitapçılarda yerini alan ‘’O GECE’’ isimli yeni romanımdan alınmıştır. Bu kitabım bundan 44 yıl önce savaşta yaşanan gerçek bir olayı anlatmaktadır.