• Zihinsel ve duygusal acılar yalnızca bütünün bir parçasına sabitlendiğinde olur. İç dünyana bakışını ne kadar genişletirsen, gördüğün şeyden o kadar az rahatsız olursun.
İnsanlık büyük bir tekâmül baskısı altında bulunmaktadır. Tekâmül, insan ırkı olarak varlığımızı sürdürmenin en önemli yollarından biridir. İnsanlık olarak gelişmek, olgunlaşmak, ilerlemek zorundayız.
İnsanlar genel olarak dışarda(dış dünyada) ne olduğuyla ilgileniyor. İçinde olan bitenlerle gereği kadar ilgilenmiyorlar. Bu süreçte kendilerini ihmal ediyorlar. Bu sebeple pek çok insan sorunlar altında eziliyor.
Şefkatli olmak, bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etki yapar ve serotonin salgılanmasını harekete geçirir. Yapılan bir iyilik, bir şefkat gösterisi, bir sevecenlik bağışıklık sistemini işler hale getirir.
Pek çok insan konuşmasında “olanı” değil “olması isteneni” anlatıyor.
“Yanlış ve doğru davranmayla ilgili fikirlerin ötesinde bir yer var. Seninle orada buluşacağım” diyor Mevlana Celaleddin Rumi.
Eşler, kardeşler, ebeveynler, arkadaşlar, patronlar ve işçiler arasındaki ilişkilerde bağımlılık mı, yoksa bağlılık mı önemlidir?
Biz bu dünyaya bilincimizi yükseltmek, başka bir ifadeyle ruhsal tekâmül için gelmiş bulunuyoruz. Ayrıca diğer insanların da tekâmül düzeyini yükseltmek için elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olmalıyız.
Hissettiğimiz her duygunun kaslarımız üzerinde etkisi vardır. Öfke ve korku gibi olumsuz duygular beraberinde gerilim oluşturur. Mutluluk ve sevgi gibi duygular ise gerilimin boşalmasına sebep olur.
Sağlıklı olmanın yolu şükretmekten geçer? Neden? İzah edelim:
Başkalarına mutluluk veren insanlar bir daha unutulmuyor. Gerçekten bir insanı unutabilirsiniz, bir insanın size neler yaptığını da unutabilirsin, ama o insanın SİZE NE HİSSETTİRDİĞİNİ asla unutamazsınız.
İnsanlar, kendilerinin ve başkalarının davranışlarının altında yatan sebebi görebilseler, pek çok sorun kendiliğinden çözüme ulaşır. Gerçekten farkındalık çok iyi bir ilaçtır.
Terapi seanslarında veya toplantılarda “EVET, AMA….” demek olumsuz duygular doğurur. Konuşmaları da çıkmaz bir duruma sürükler. Ancak çoğumuz bu küçük ayrıntının farkında değilizdir.
Washington Üniversitesi psikoloji profesörlerinden John Gottman’ın liderlik ettiği bir araştırmaya göre, pozitif davranışların, negatif davranışlara oranına bakarak evliliğin geleceğini tahmin edebiliriz.
İnsanlar, kendilerinin ve başkalarının davranışlarının altında yatan sebebi görebilseler, pek çok sorun kendiliğinden çözüme ulaşır. Gerçekten farkındalık çok iyi bir ilaçtır.
Kişi sebepsiz ve mekanik gülse bile, beyni onu gerçek sanıyor. Bilinçaltı sen ne dersen ona inanır. Kahkaha atıp “iyiyim” diyen kişinin bilinçaltı buna inanır. “İyiymiş” der. “Kötüyüm” dediğinde de bilinçaltı “kötüymüşüz” der.
Kanser çok boyutlu bir hastalıktır. Kanserle başa çıkmak için birkaç açıdan müdahale etmek gerekir.
Güçlü insan, karşısındaki kişileri kendi duygularının peşine takabilen kimsedir. Bu insanlar için “Herkesi sanki avucunun içine aldı” deriz.
Hayatın her alanında akış haline geçebilmek, başarının ve mutluluğun altında yatan temel özelliktir. Akışı yaşayanlar yaptıkları işte daha üretken, daha etkili ve daha mutlu kimselerdir.
Avustralya’da yıllar boyunca evlerinde ölümü bekleyen hastalarla çalışan hemşire Bronnie Ware “Ölmeden Önce En Çok Pişman Olduğumuz Beş Şey” kitabını, emekli olduktan sonra deneyimlerinden yararlanarak yazmıştır.