Öğrendim ki…

Öğrendim ki kitap en iyi dosttur.                                                                                                                                                                                                                                                                         Sevimlilik yaparak 15 dakika kazanmak mümkün. Fakat sonrası için bir şeyler bilmek gerek.                                          Öğrendim ki tefekkür itâatten üstündür.                                                                                                                                    

Karabağ Zaferinin 1. Yıldönümü

TESUD RASİM PAŞA ŞUBESİ Öncülüğünde ve 1.Ordu Komutanlığı’nın himayelerinde gerçekleşen bu anlamlı gün, 28 Kasım Pazar günü Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde coşkuyla kutlandı. TESUD Rasim Paşa Şube Başkanı E. J. Tuğg. Ümit Yılmaz’ın açılışını yaptığı Kutlama Programı’na; Prof. Dr. İbrahim Öztek, Azerbaycan Millet Vekili Ganire Paşayeva, E. Tuğg. Osman Gazi Kandemir, Azerbaycan As. Güvenlik Uzmanı Emin Hasanlı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti E. Ankara Büyükelçisi A. Zeki Bulunç konuşmacı olarak katıldılar. E. Tümg. Cumhur Evcil’in Kıbrıs Zaferi anıları ve plaket sunumu esnasında E. Korg. Hasan Kundakçı’nın günün anlam ve önemine vurgu yapan sözleri ilgiyle izlendi. Program Azerbaycanlı sanatçıların müzik şöleniyle sona erdi.

Dünya Engelliler Günü

Ömer Hayyam’ın dediği gibi bu dünyaya kendi isteğimizle gelmiş değiliz. Rengimizi, bedenimizi, cinsiyetimizi önceden sipariş etme şansımız olmadı. Ne doğarken, ne yaşarken, ne de ölürken çoğu şartlarda eşit olmadık.

1973 Yılından Çileli Bir Hatıram

Bucak lisesi orta kısmını 1973 yılında bitirdim.  6 kardeşimden ilkokul sonrası, ortaokula gidebilen tek bendim.  Ablam ise hiç okul yüzü görmemişti.

Korona Vebası ve Hastanelerin Önemi

Korona Vebası ve Hastanelerimizin Önemi! İki yıldır tüm dünya korona vebası ve kovit virüsü ile mücadele ediyor. Tam anlamı İle üçüncü dünya savaşı her gün birçok insanımız ölüyor. Hastane odaları ve evlerde korona vebası ile mücadele eden insanlarımız var.

Rum Ortodoks Kilisesinin Orta Kapısı

1820-1821 Mora İsyanı sırasında İstanbul’daki Rum Ortodoks Patrikhânesinin Baş Papazı Gregorius’un Osmanlı Devleti aleyhinde çalıştığı tespit edilince, Patrik Efendi, Sadrazam Benderli Ali Paşa’nın teklifi ve Sultan İkinci Mahmud Han’ın fermanı ile tevkif edilir. Yapılan muhakeme sonunda suçlu bulunarak Patrikhâne’nin orta kapısı önünde asılarak idam edilir. İdamdan sonra Yunanistan’ın emri üzerine gizli olarak toplanan Patrikhâne yönetimi, aynı yerde Türklerden üst düzey bir devlet adamının asılacağı güne kadar söz konusu kapının kapalı tutulmasını kararlaştırır. 1823’ten günümüze kadar 198 yıldır kapı betonlanmış şekliyle kapalıdır.

Tarihimize Not Düşen Gerçekler…

Hayat, biz insanlara Allah’ın armağan etmiş olduğu büyük bir değerdir. Hiç düşündünüz mü? Bu değerli süreci yaşarken biz hayata ne verdik? Hayat bize ne verdi? Ama bundan da önemlisi doğup büyüdüğümüz, hayatımızı geçirdiğimiz vatan topraklarımıza, canım ülkemize biz neler verdik?

Tüketim Bağımlılığının Çorak Topraklarındaki Sular Gibi Yok Olup Gitmekten Kurtulmak

Dünyada insanlar olmadan tüketim, tüketim olmadan insanlar olmaz. Tüketimin  hayatın karmaşıklaşmasında olduğu kadar, yalınlaştırılmasında da vazgeçilmez bir yeri vardır. Tüketim yüklendiği işlevlerle, bütün alanlarıyla hayatı, hem kolaylaştırır hem zorlaştırır. Her toplumun kendine özgü, bir tüketim ve bir yaşama kültürü vardır. Kutsal kaynaklardan beslenen kültürlerde, insanlar yaşamak için tüketirler. Ölüm sonrasına inanmayan seküler kültürlerde, insanlar tüketmek için yaşarlar.

Kölelik Sendromu

Kafalarını kuma gömen ve her olumsuzluğu dış güçlere, daha doğrusu, dış güçlerin Cumhurbaşkanı karşıtlığına bağlayanların, bu gün gelinen noktadaki işlevleridir  “kölelik sendromu…”

Yağcılık ve Yalakalık Üzerine…

Yağ çok değerli bir besin kaynağıdır, çok çeşitleri vardır. Tereyağı, zeytinyağı, fındık yağı, çiçek yağı, margarin yağları v.s. Bu yağları üreten ve satanlara da yağcı denir. Hatta bu sebeple soyadı yağcı olan vatandaşlarımız vardır. Bunlar alın teri ile üretime katkıda bulundukları için saygı duyulan insanlardır.

Öğretmenler Günü’nün Ardından

Yazıma başlarken tüm öğretmenlerimin “öğretmenler günü” nü yürekten kutluyorum. Öğretmenlerimizin gön dolayısı ile kavuştuğu imkânları, müjdeleri, iyileştirmeleri konuşmak ne kadar güzel olurdu aslında.

Sanal Röportaj - 5

İddia: Dileyen “ kelime ” der, dileyen de “ sözcük ” der. Her iki kesim de birbirini bunun için kınayamaz. İddia: Dileyen “ kelime ” der, dileyen de “ sözcük ” der. Her iki kesim de birbirini bunun için kınayamaz.

Açılan Her Kütüphane Aydınlığa Açılan Bir Kapıdır

Bugün Erzurum Atatürk Anadolu Lisesi’nde yeni oluşturulan kütüphanenin açılışındaydık. Açılışa ETÜ Rektörü Prof. Dr. Bülent Çakmak, Prof. Dr. Erol Kürkçüoğlu, gazeteci - yazar Mehmet Şener ile birlikte katıldık.

Vahşi Kapitalizm ve Dünya Düzeni…

12 Eylül 1980 darbesi olmuş ve Türk milliyetçileri tutuklanmış cezaevlerinde işkencelere tabi tutulmuşlardı. Sistem intikamını ülkücülerden almıştı. O tarihte hangi zihniyettir bilinmez, bölücülerle Türk milliyetçilerini aynı kefeye koymuştu. İhtilalin esas gayesi, sistemin intikamını almak için vatanını seven gerekirse uğrunda ölebilmeyi göze alan Türk gençlerini yıldırmak ve sisteme uyan yeni bir gençlik, diskotek gençliği, ABD hayranı gençlik yetiştirmekti.

Cumhuriyet’in Eğitim Vizyonu ve Öğretmen

24 Kasım,  Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Aziz Atatürk’ün, Millet Mektepleri Başöğretmenliğini kabul buyurdukları günün 93. Yıldönümüdür. 24 Kasım, 1981 Atatürk’ün 100. Doğum Yılı'nda Öğretmenler Günü olarak kabul edilmiştir.  Atatürk’ün Millet Mektepleri Başöğretmenliği görevini kabul ettiği gün olan 24 Kasım, 1981 Atatürk Yılı'nda Öğretmenler Günü olarak ilan edildi. 24 Kasım, öğretmenlerin onur günüdür. 

Er-Vak Öğretmenler Günü Mesajı

Çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmamızda ve cehaletle savaşımızda ülkemizi aydınlık yarınlara taşıyan öğretmenlerimiz, Türkiye Cumhuriyeti’nin sarsılmaz temellerini bilgiyle atan, cephe gerisinin fedakâr kahramanlarıdır.

Ayasofya

916 yıl kilise, 482 yıl cami olarak kullanıldı. 24 Kasım 1934 târihinde Bakanlar Kurulu Kararı ile Müzeler İdâresi’ne verildi. 1 Şubat 1935’te ‘Müze’ olarak kullanılmaya başlandı. 86 yıl sonra 24 Temmuz 2020 Cuma günü yeniden ibâdete açıldı.

Türkiye Cumhuriyeti Kurulurken, Türk Milleti Var mıydı?

“Elbette Türk milleti vardı,” ancak Türklük bilinci yoktu. Osmanlı Devletinin özellikle İmparatorluk  döneminden gelen anlayış “millet” olgusunun ön planda olmayışı gibi bir sonuç doğurmuştu. Çünkü, baskın olan, “ümmet” kavramı, millet olma yolunu kapamıştır. İmparatorlukların karakteristik yapısında da zaten millet yoktur.

Bulaşıcı Bir Hastalık Gibi Yayılan Açgözlülüğe Karşı Sağduyuyla Yalınlıkla Tokgözlülükle Silahlanmak

İnsanların üretme güçlerinin bir sınırı olmasına karşılık, tüketme isteklerinin bir  sınırı yoktur. Tarihin her döneminde, dünyanın kaynakları insanların karınları doyurmuş, ancak gözlerini hiçbir zaman doyuramamıştır. Bu yüzden insanların gözleri, hep ayda ve yıldızlarda olmuştur.  İnsanlar doğaları gereği, bir dünya dolusu altınları olsa, hiç düşünmeden ikinci bir dünya dolusu altın isterler. İnsanların doyma bilmez gözlerini, topraktan başka doyuracak altın bulunamamıştır. 

Kültür ve Medeniyet İlişkisi

Kültür ve medeniyet ilişkisi bütün dünyada ve Türkiye’de oldukça dikkat çekmiş, incelenmiş ve işlenmiş bir konudur. Her ne kadar kültür ve medeniyeti birbirlerinden kesin sınırlarla ayırmak mümkün görünmese de tabiat karşısında insanın var olma mücadelesi ile ilişkili kavramlar oldukları açıktır. Bu anlamıyla medeniyetin temelinde kültür yatmaktadır. Kültürün gelişmesi, karmaşıklaşması ve oluştuğu tarih, coğrafya ve düzene göre kendisine özgü bir hal kazanması artık medeniyet aşamasına gelindiğinin göstergesi olmuştur. Böylece kültür ruh ise medeniyet de bu ruha beden olmuştur.