Bu yazımda; Türk Edebiyatı tarihini araştırma ve inceleme sahasında çok önemli bir kitaptan ve onda, hiç tahmin etmediğim ‘çok mühim bir mesele’den bahsedeceğim.
Göz, bakmak ve görmek’le vazifelidir. Bakar körlük yâni baktığı hâlde görememe, en kötü hâldir. Bunda; idrâk devreye girebilir. Yâni; iş, biraz daha karışır!..
Yahya Kemâl’in şiirlerinde “vatan” ve “millet” mefhûmlarının “târih şuûru” ile kaynaşmasını tetkik edebilmek için, önce, bu mefhûmları sosyolojik açıdan zihinlerde motifleşen mânalarıyla ele almak; onları tahlil etmek ve sonra da Yahya Kemâl’in şiirlerinde târihî derinliğe uzanan “müşterek kültür” unsurlarındaki “vatanî”, “millî” ve “târihî” sentezlere ulaşmak gerekir. Ancak o zaman, “vatan” ve “millet” mefhûmları gibi, “târih şuûru”nun da müşterek bir kültür şuûru olduğu ve bu şuûrların topyekûn milî şuûru oluşturduğu görülür.
Yıl: 1963. 21 Mayıs… Bilenler bilir…” Darbelerde Harbiyeli Olmak” kitabımda da yazdım…Teferruat oradan okunabilir.
Bir edebiyatçı dostumun yazısında, Michel de Montaigne (Mişel dö Monteyn) (1533-1592)’in, “deneme türünün pîri sayıldığını” okuyunca, Denemeler’e tekrar göz atma ihtiyacını duydum.
Yahya Kemal Beyatlı, umûmî Türk şiirinin zirve isimlerinden biridir. 2 Aralık 1884 tarihinde Üsküp’te doğmuş ve 1 Kasım 1958’de İstanbul’da vefât etmiştir.
Siyâsî rejimlerin adlarına yüklenen mânalar kadar, sahadaki tecrübeleri ve uygulanmaları da önemlidir ki, pek çoğu da şaşırtıcıdır.
Sana söylüyorum, ey asîl millet, Başını kaldır da etrafına bak! Nedir bu dalâlet, nedir bu gaflet? Kafana vurmadan tokmaklar tak tak; Başını kaldır da etrafına bak!..
Başlık; Yazar Oğuz Çetinoğlu’nun son kitabının adıdır. Çetinoğlu; ciddiyetle ve samimiyetle, çok önemli bir konuya neşter vurmakta, tespitler yapmakta ve ilgililere çareler sunarak onları uyarmaktadır.
İnsanın gönlünde ‘güzellik’ olmayınca, onun tecellisi için, onu arama ve bulma yolculuğuna çıkması da düşünülemez!
İHÂLE Malı zengine, borcu, garibe yamadınız! Çatlayıp patladınız, hâlâ doyamadınız!
TAPU Bak, doğru söylüyorsun: Beka meselesi bu! Peki niçin kaçkına, şartsız verilir, tapu?
GÖÇ Göçeceğiz dünyadan hepimiz üçer-beşer; Teselli buluyoruz: “Elbette, şaşar, beşer!..”
“Bir millet/kavim, kendini değiştirmedikçe, Allah, onun durumunu değiştirmez.” (Ra’d, 11) Bu; ap-açık bir tavsiye, gayet belli kesin bir emirdir.
-Kutlu fethin 563. yılı münâsebetiyle… Gökkuşağıdır, dapdar sokaklarında zaman… Şafağında kırmızı-beyaz renk cümbüşü. Birer kehribar tespih tanesidir bomboz bulutlardan, İnce mi ipince damlaların dökülüşü!..
En bilinen vasfıyla, “edebiyât târihçisi” olarak tanıdığımız Nihat Sâmi Banarlı, aslen, Trabzon’un köklü âilelerinden Alemdarzâdeler’in torunlarındandır. İlk dedesi, Fatih Sultan Mehmet’in alemdârlarından olup kendisi, 1907’de, İstanbul’da doğmuştur.
Herkesi, düşünmeye dâvet ediyorum!.. Herkesi, rehâvetten sıyrılmaya dâvet ediyorum! Eskiden; imamlar, câmilerdeki vaazlarında hattâ hutbelerde, sık sık, “Müslüman, uyanık olmadır!” diye nasihatte bulunurlardı.
Zamana; güzel haberlerle, güzel hâdiselerle, güzel faaliyetlerle ve kalıcı eserlerle de not düşürmek gerekir!..
A Futbol Millî takımımızın 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası için, Almanya’da, Avusturya ile, 02.07.2024 tarihinde oynadığı maçta, millî futbolcumuz Merih Demiral’ın ikinci golden sonra “BOZKURT” işâreti yapması ve seyircileri selâmlaması, yüzlerce senelik BOZKURT’u, sâdece Türkiye’de değil, dünyada da günü konusu yaptı.
Şiire başlayışım değil, ilk şiirimin yayınlandığı târih 1961 yılıdır. O gündür bu gündür onunla hâldeş olur giderim!..