Kitâbiyat

Peygamber Efendimiz (sav) ‘ İlim öğrenmek erkek-kadın her Müslümanın üzerine farzdır. ’ hadisiyle her Müslümanın, inancımızın temel değerlerini öğrenmesinin ehemmiyetine dikkatimizi çekmiş; tertemiz bir zihin ve hâfızaya malik olan gençlerimizin bu bilgilerle teçhiz edilmelerinin lüzumunu ifâde buyurmuştur .

Gürültücü Komşular

Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Mutluluk Ormanında yaşayan Köstebek Nuri ile komşusu Kırkayak Nazlı birbirlerinden hiç hoşlanmazlarmış.

16 Şubat 1916 Erzurum’un Kara Günü

Anadolu, askeri ve siyasi açıdan elde tutulması oldukça güç olan bir vatan toprağıdır. İç ve dış tehditlerin eksik olmadığı bu coğrafyada ayakta kalmak, büyük bedeller ödemekle mümkün olmaktadır.

Eski Ayları Kırpın

Kāmûs-ı Türkî'de "ilk dördün" ve "son dördün" sözlerinin o zamanki karşılıkları olan "terbî-i evvel" ve "terbî-i âhir" var...

Şiir: Ben

Her san’atın umûmî ve hususî kaideleri olmasına rağmen, hiçbir kaide, asla bağlayıcı değildir. Çünkü bu durum, san’atı ufuksuzluğa götürür, gücünü daraltır, yerinde saydırır.

Erzurum Ruslar Tarafından İşgal Edildi (16 Şubat 1916)

Erzurum Ruslar tarafından işgal edildi ve iki yıl süre ile anavatandan ayrı, işgal altında kaldı. O günler, Türk târihinin en acılı günleridir. İnsanlığın yüz karasıdır.

Şehrin Sıkıntısı Ne Soğuk, Ne Geri Kalmışlık İlle de Hasetlik

Şehrimizin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar hepimizin malumudur.

Kral

Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken var varanın, sür sürenin destursuz bağa gireni hali harap iken.

Çinli Filozof Lin Yutang...

“Yaşayacak fazla yılın kalmadı ve ayrıldığında yanına hiçbir şey götüremeyeceksin. Bu yüzden tutumlu ol, ama refahını feda etme.

Bozkırın Güçlü Kalemi- Abbas Sayar

Abbas Sayar, edebiyatımızın geç keşfedilen önemli bir değeridir. 21 Mart 1923 târihinde Yozgat’ta dünyâya geldi. İlk, orta ve Lise tahsilini Yozgat’ta tamamladı. Maddî imkânsızlıklar sebebiyle üniversiteye gidemedi. Kısa süreli memurluktan sonra yedek subay oldu. Eylül 1945’te askerlik vazifesini tamamladıktan birkaç ay sonra Ocak 1946’da İstanbul’da içgüveysi olarak bir cemaat şeyhinin kızı olan Hayrünnise Nefesli Hanım’la evlendi.

TDK Sana Uymazsa Sen Ona Uy!

Adı her ne kadar "yarıyıl sonu sınavı" olsa da sen bunu yalnızca "yarıyıl sonunda yapılan sınav" olarak değil, aynı zamanda "yıl sonunda yapılan sınav" diye anla...

Ahmet Kabaklı: Bir Kültür Mîmârı

Fikir dünyamızda bâzı şahsiyetler vardır ki, bitip tükenmez birer hazine gibidirler ve her an onlarla yaşarız. Bunların bâzıları siyâsetçi olur, bâzıları şâir-edip, ressam, hattat veya müzisyen.

Türk Dünyâsında Doğru Zannedilen Yanlış İsimlendirmeler

Doğu Türkistan: Uluğ Türkistan’da; Çin, Keşmir, Afganistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan Rusya Federasyonu ve Moğolistan ile çevrili, 1.828.418 kilometrekarelik (Türkiye topraklarından yaklaşık 3 kat büyük), 35.000.000 nüfuslu kadim Türk yurdudur. 1900’lü yılların başına kadar bölge nüfusunun tamamı Türk idi.

Prof. Dr. Nezahat Özcan’a *Çiğdem Cebeci’den** Sorular- 6

Prof. Dr. NEZAHAT ÖZCAN: Sadık Hoca, üslubu san’attan, san’atı mizaçtan ayrı görmez: “Sanat, üslûbun; üslûp, mizacın; mizaç, insanın kendinden gayrisine gösterdiği netice değil midir?” diyor (s. 30). Bugün rast geldiğim bir videoda bir doktor bey, “El, beynin uzantısıdır” diyor ve becerilerimiz ile beynimizin işleyişi arasındaki bağa dikkat çekiyordu. Bu cümlede el, yerine üslûp kelimesini de yerleştirebiliriz.

Prof. Dr. Nezahat Özcan’a *Çiğdem Cebeci’den** Sorular- 5

Prof. Dr. NEZAHAT ÖZCAN: Hocamızın yeni yayınlar da daima gündemindedir. Sorulara Cevaplar -II- içinde Banu Hanım’ın bir sorusuna verdiği cevapta, yazılarında, sohbetlerinde yeni yayınları takip ettiğini görmek mümkün. Sayın Cumhur Aksel, Sadık Hoca’nın yeni tanıdığı isimlerden. Aksel, Türk’ü merkeze alıp Dünya’daki konumu, mevcut vaziyetimiz nedir’i izah etmiş, 3 ciltlik kitaplarında: “Cumhur Bey, TÜRK adlı halkın kökenini, değişim ve dönüşümünü, Türklüğe yapılan iftiraları işleyen akademik niyetli üç ciltlik kitap yazdı: ÖTEKİ 1-2-3...”   (S. 303). 2017, 2019, 2022 tarihli kitapların isimleri sırasıyla şöyle: Öteki: Ötekileştirmenin Kaynaklarına Kısa Bir Bakış Ve Türkler I; Öteki 2: Efsaneden Gerçeğe Türklerin Tarihi II; Öteki 3- Osmanlı'nın Çöküş Sürecinde ABD'nin Yükselişi.

Prof. Dr. Nezahat Özcan’a *Çiğdem Cebeci’den** Sorular- 4

Prof. Dr. NEZAHAT ÖZCAN:  Yazar Oğuz Çetinoğlu, sayıları gittikçe azalan asıl mesleği Türklük Bilimi ile ilgili olmadığı hâlde vatanının, dininin, milliyetinin önemli şahsiyetlerini yazma noktasında da sahiplenen münevverlerimizden.

Şans Tersine Dönerse (Küçük ve Büyük Çocuklar için)

Haluk ailenin haşarı ve şımarık çocuğuydu. Annesi ve babası senelerce evlat sahibi olabilmek için uğraşmışlar tam ümidi kestikleri anda Allah onlara evlat vermişti. Bu yüzden Haluğa asla"--hayır" denmez her istediği alınır ve yapılırdı.

Kitâbiyat

Mehmed Şevket Eygi, Türkiye'nin tanınmış gazeteci, yazar, fikir ve kültür insanıydı. Çıkardığı gazeteler, yayımladığı kitaplar, sâhibi olduğu yayınevi ve bilhassa köşe yazılarıyla ülkemizde büyük bir kitleyi etkilemişti. Millî ve mânevi değerlere bağlı oluşu ve bilhassa İslâmî hassasiyetiyle gönüllerde yer bulmuş seçkin bir münevverimizdi.

Prof. Dr. Nezahat Özcan’a *Çiğdem Cebeci’den** Sorular- 3

Prof. Dr. NEZAHAT ÖZCAN:  “Kıymet bilmeyen toplumlarda kıymet yetişmez” cümlesinin sahibi, edebiyat tarihçimiz İsmail Habip’i analım mı burada Çiğdemciğim. Sadık Hoca edebiyat tarihine adları zaten geçmiş (Yahya Kemal, Ahmet Haşim, M. Emin Yurdakul vb. gibi) edipleri, kendi penceresinden işliyor.

Prof. Dr. Nezahat Özcan’a *Çiğdem Cebeci’den** Sorular- 2

Prof. Dr. NEZAHAT ÖZCAN: Senin de fark ettiğin gibi Çiğdemciğim, Hocamız, ihtisas alanı olarak “edebî türler” ile “edibler” sınırlarını aşarak aslında insanı ilgilendiren ve onun muhatabı olan/olması gereken her alana vâkıf olmayı seviyor ve bunu gerçekleştiriyor da. Hoca okumayı, yeniyi öğrenmeyi bir ihtiyaç, hayat tarzı olarak benimsemiş. Sözlü ve yazılı bir üslûp bütünlüğünün oluşabilmesi için günde en az 4 saat okuma yapmanın elzem olduğunu bizlere söyler.