Bir horoz varmış. Her sabah ezan okuyormuş. Bir gün sâhibi demiş ki: - Ezan okuma! Okursan seni keserim .
Târihçi Dr. Volkan Yaşar, ‘Mehmet Şevki Yazman’ın Faaliyetleri ’ isimli eserinin 295-418. sayfalarında merhumun eserleri hakkında bilgi veriyor: (Türkçe makalelerin ve yabancı dilden tercüme edilen makalelerin başlıkları ile yabancı dilden tercüme edilen kitapların isimleri ‘ İçindekiler ’ bölümünde yazılı olduğundan burada tekrar verilmesi lüzumsuz görülmüştür.
2-MEHMET ŞEVKİ YAZMAN’IN FAALİYETLERİ Târihçi Dr. Volkan Yaşar, birinci kitapta, hâtıralarını günümüz Türkçesi ile okuyucuya sunduğu Mehmet Şevki Yazman’ın askerlik dışındaki faaliyetlerini, ikinci kitapta topladı. Eser, birincisiyle aynı ölçüde ve 418 sayfadır.
Önce idealizm? İdealizm, bir inancın, bir amacın saf ve karşılıksız sevdasıdır. O, kalbin pusulasını doğru bildiği yöne çeviren, hiçbir dünyevi çıkar beklentisi taşımaksızın, seçtiği yolu azimle takip eden, hatta peşinden koşan kararlı ruhun ta kendisidir. İdealist, dava bellediğinin uğruna ölüme dahi razı olan, takipten asla vazgeçmeyen onurlu bir kişiliktir.
Cepheye varıldığında sıkıntılar ve sürprizlerle karşılaşılır: Kalkiliye’ye 1918 senesi Mart ayının ilk günlerinde ve akşam karanlığında vardık. Kudüs ve Yafa çoktan düşmüştü.
1-FİLİSTİN İÇİN ÇARPIŞTIĞIMIZ GÜNLER Târih dalında Dr. unvanına sâhip olan Volkan Yaşar ’ın yayına hazırladığı, 13 X 20 santim ölçülerindeki 214 sayfalık eser, Mehmet Şevki Yazman, hayatta iken tefrika hâlinde yayınladığı hâtırâları derlenerek oluşturulmuştur.
ADDF(Azerbaycan Diasporası Destek Fonu) ve Hari Bülbül Azerbaycan Medeniyet Derneği'nin, düzenlemiş olduğu, Bahtiyar Vahapzade'nin doğumunun 100. yılı anısına sahnelenen "YAĞMURDAN SONRA" adlı oyununun daveti üzerine; dün akşam (20Ekim 2025) Üsküdar Belediyesi Bağlarbaşı kültür merkezinde tiyatro gösterisini zevkle izledik.
Adalet Ağaoğlu ile yapılan sohbetlerin bir araya getirilmesiyle yazılan kitap "Sen Türkiye'nin en güzel kazasısın." cümlesiyle sunulmuş.
Sevgili okurlarım, bugün size çocukluğumdan kalan hatırladığım bir anımı anlatacağım.
Şair ve Yazar Yavuz Bülent Bakiler’i daha orta mektep talebesi iken ne zaman, nerede ve nasıl yayınlanacağı belli olmayan Serdengeçti Dergisi’ndeki Cebeci Camii şiiriyle tanıdım(1959). Şairimiz diyordu ki “Cebeci Camii’nde ezan okunur/ Kapısı önünde fakir fukara/ Al git bu sevdayı başımdan rüzgâr/ Al git uzaklara” Duygusal” şiirin son dizesi şöyle biter “Ne güzel Rabbim, Rabbim ne güzel/ Türk İslam yaratılmak”
*Öğrendim ki… Allah’a baş eğenlerin başı, hiç kimsenin önünde eğilmez. *Asıl saâdet, insanların beyninde ve kalbindedir. Bunlar dışında birkaç uzvu olmayanlar da mes’ut olabilir. (Tuva Türklerinin Türk asıllı baş râhibi)
Gazze’de ateşkes nihayet başladı. Ne kadar süreceğini bilemeyiz; zira Netanyahu ve Savunma Bakanı Gantz “savaş henüz bitmedi” diyebiliyorlar.
Katil İsrail, ağa babası ABD desteğiyle iki yıldır Gazze’de taş üstünde taş bırakmadı. 50.000 ‘den fazla insanın öldüğü, açlığın sefaletin kol gezdiği Gazze’de ki trajedi, dünyanın gözü önünde yaşandı.
“Kitapsız yaşam kör, sağır ve dilsiz yaşamaktır.” Seneca
Veli T âhir Erdoğan Hoca Efendi’nin ‘ Çocuklara Şifa Olsun ’ isimli kitabı 16 X 24 santim ölçülerinde, 100 gram kuşe kâğıda renkli olarak basılı 103 sayfadır. Arka kapak yazısında anne ve babalara hitap ediyor:
Diğer bilgiler de şöyle: *Hangi gıdayı eksik alırsak, hangi ârıza çıkar? *Gıda okuryazarlığı nedir? *Katkı maddeleri hakkında önemli açıklama. *Vücuda düşman olan, alınmayacak gıda maddeleri… *Alınması gerekenler… Devamında, cevapsız soruların cevapları…
*Hz. Muhammed (SAV)'in hadislerinden, yaşayışından ve yapılmasına izin verdiği hususlardan kaynaklanan tıbba dâir tavsiye ve uygulamalara verilen addır. Bu bilgiler Kütüb-i Sitte olarak bilinen en önemli 6 hadis kitabının “ Kitâbü't-Tıp ” başlıklı bölümlerinde yer almaktadır.
İnsan zihni genellemeyi çok seviyor; hâlbuki en tehlikeli hüküm verme yolu her şeyi bir torbaya doldurmak, herkesi aynı terazi ile tartmaktır. Bu tehlikeli duruma karşılık bir söz sanatı var ki onu kullanırken tehlike aklınıza gelmez: Tekil olanı veyâ tekil gibi söyleyerek çokluğu/çoğunluğu kastetmek, düşündürtmek, çok olana bağlı çağrışımlar oluşturmak, mecâz-ı mürsel sanatını oluşturur. Bu türden genellemeler mâkul, meşrû ve mecazlı ifâde sayılır. Bir örnek de bunun için vermeliyiz:
Çocuklar tatil bitmesine az kaldı. Okulumuz bir hafta sonra açılıyor diye konuşurlarken mutluluk kafesindeki hoparlörden Aslan Kral Güçlü'nün sesi duyulur. -Sevgili çocuklar okulunuzun açılacağı son haftaya gireceğiz. Bu son hafta için de hep beraber uçurtma şenliği düzenleyelim.
Eserlerin yazarı, ’Şifa Olsun ’ isimli birinci kitap için arka kapak yazısında şu bilgileri veriyor:

