Masallar diyarında Mutluluk Köyü varmış. Mutluluk Köyü’nde sorun, problem dert, tasa yokmuş. İnsanlar hayatından memnun yaşarken, havaların ısınması ile sinek salgını başlamış.
Bilgeoğuz Yayınlarının sâhibi ve yazar Ali Oğuzhan Cengiz, 14 X 21,5 santim ölçülerinde, 208 sayfalık, Sevgili eşi Ümmühan Cengiz’e ve ‘ Canım kızım ’ diye andığı Aleyna Bilge Cengiz’e ithaf ettiği eserinde; kadının yaratılışından başlayıp günümüze kadar devam edegelen safhaları mercek altına alıyor.
Eğer, “Bu dünya, daha baştan kötülüğe bulaşmıştır!” diyorsan; sen, iyi işler yap!.. Zamanı geri getiremeyeceğine göre, bu işe, kendinle başla!..
Yavuz Bülent Bakiler Ankara Hukuk Fakültesi’nde benden üç sınıf öndeydi. Onu Osman Yüksel Ağabeyin altı kitapçı üst katı yatakhanesi olan Denizciler Caddesinin arka sokağındaki dükkanında tanımıştım. Bir yandan kitaplara bakar gibi yapıyor diğer yandan sohbetlerini dinliyordum.
Yavuz Bülent Bâkiler’in şiirlerinde ve yazılarında, Türk milletinin târihi, edebiyatı, ahlâkı, düşünce sistemi, inancı, örf ve âdetleri, şarkısı, türküsü, masalı ve destanı ile topyekûn kültürü vardır. O, mensubu olduğu Türk milletinin, insanlık târihini en çok etkileyen beşerî güç olduğunu bilir. Bildiklerini şiirleri, nesirleri, sohbet ve konferanslarıyla çok sâde ve alabildiğine tesirli ifâdelerle okuyucularına ve dinleyicilerine aktarır.
1870-1927 yılları arasında yaşayan (Rahmetle andığımız) bir Süleyman Nazif’imiz vardı. Kelimelerin yanlış yazılmasına, yanlış kullanılmasına asla tahammül edemez, Türkçe’yi yanlış konuşanları, yazanları diliyle ve kalemiyle îkaz ederdi.
Sevgili çocuklar, bugün anlatacağım masalı mutluluk ormanında yaşayan sevgili hayvan arkadaşlarınız ile birlikte onların size ikram yapacağı ormanın serin bir köşesinde dinleyeceksiniz. Dikkat, şimdi bizi ormana götürecek olan balon geliyor. Hemen sıra olun ve bekleyin. Ormanın nöbetçisi, ayı Bayan Tonton balona binmenize yardım edecek ve en son kendi de binecek ve balon havalanacak.
Ekonominin temel malzemesi olan para; ‘ Malların alım ve satımında kullanılan değişim aracı ’ olarak tanımlanır.
İsrailoğulları'ndan bir abid 30 sene sürekli ibadet etmiş, Cenabı Hak'ta mükafat olarak kendisine bir bulut ihsan etmiş. Abid bir süre bulut altında gölgelenmiş. Fakat bir zaman sonra, bu nimetten mahrum kalmış. Olayı annesine anlatmış, annesi: "masiyet- (kötülük, asilik) nimetin değişmesine sebep olur, sanırım bu mahrumiyet işlediğin bir asilik yüzündendir." demiş.
Başkan Trump’ın Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi olarak atadığı Thomas Barrack görevlerine başladığı günden beri deneyimli bir diplomata yakışmayacak açıklamalar yapıyor.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pire berber, deve tellal iken ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken vur vuranın kır kıranın destursuz bağa girenin hali harapmış. Gittim gittim az gittim uz gittim dere tepe düz gittim. Dönüp arkama baktım bir arpa boyu yol gitmişim yine masal dünyasındayız.
Aşağıdaki yazı, 1985 ve sonrası yılların önemli bürokratlarından Aytuğ İzat'ın web sayfasında yayınlanmıştır.
“Türkçe yazıldığı gibi okunan” ve “okunduğu gibi yazılan bir dil” olduğuna göre, başlık olarak yazdığım bu kelimeyi (K-A-T-İ-L) diye okumaktan başka çâremiz yoktur.
Hasan Ali Polat ve Osman Akandere’nin telif ettiği kitap 13,5 X 21 santim ölçülerinde 316 sayfadır. Arka kapak yazısı:
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in atama bekleyen öğretmenlerle ilgili olarak; “ Sınavı kazanamadıkları için atanamıyorlar, gidip merdiven altı kurs açıyorlar ” söylemleri eğitim çevrelerinde farklı tartışmalara neden oldu.
7- 11 Temmuz 2025 tarihleri arasında Bulgaristan'ın Kırcaali bölgesine yaptığımız kültür ve tanıma seyahatimizde tanıdığımız edebiyatçı öykü yazarı Sn. Durhan ALİ Bey'in bize hediye ettiği "Kaybolan Mezar" adlı hikâye kitabını okuyorum." HARMANDA" başlıklı kısa öyküsü bize hem düşüncelere hem de üzüntülere sevketti.
Bu iklimi oluşturan valimizden, öğretim elemanlarından ve memurlardan, buraya koşan yüce gönüllü şairlere kadar her ruha, binlerce selâm olsun.
Dua ve dilekten, küfre; sevgiden nefrete, özlemden, kaçışa, günlük anlaşmadan bilime, sokak argosuna kadar bütün ifade kalıplarına damla damla sızan, bu damlalarla kültürümüzü zenginleştiren bir Türkçe var.
Dünya ve insanoğlu yaratıldığından beri, güçlü olan herkes ve her millet, kendisinden daha az güçlü olanları kontrol altında tutmak istemiştir. Bu isteğe eskiden kaba kuvvetle, silah gücüyle ulaşılıyordu. Günümüzde zekâsını kullanarak gizlice yapanlar olduğu gibi, eski metodu tercih edenlere de rastlanmaktadır.
Bir zevk karmaşasının göze, kulağa, dile, damağa, kokuya ve cilde dayalı uyarım kirlenmesiyle iç içeyiz. Duygularımız ve düşüncelerimiz de zevklerimiz de kirlenmekten kurtulamıyor. Televizyon kanalları, bu kirlenmeyi hem karşı çıkılmaz gibi gösterdi hem de besleyip çoğalttı. Müzik parçalarının güftesine, söz kısmına bakmamız yeterli… Bestede, güftede, icrâ sırasında bile insanın bayağı duygularını ve bayağılaşmasını, utanmadan söyleyebilen, kalbinin kapılarını değil, bedenini açan bir çirkinleşme, şiirsizleşme.

