Herkes dinin ne olduğunu çok iyi bildiğini zanneder. Fakat ilmî târif yapmak gerektiğinde yeterli Bilgiye sâhip olmadığını anlar.
İlim - irfan sahibi bir dedeye, İyi kalpli bir genç gelir. - Dedeciğim, kalbimi darlandıran ve beni üzen bir problemim var. Size arz edebilir miyim? - Tabi arz edebilirsin yavrum. Buyurun sizi dinliyorum.
Bu sözün doğruluğunu işçi kardeşlerimizin, eşimi konferans vermek için ısrarla dâvet ettikleri Avrupa şehirlerinde ve Avustralya’da görecektim. Bize gösterdikleri misafirperverlik unutulur cinsten değildi. Hele Avustralya’daki… Öyle coşkun bir misafirperverlikti ki âdeta bunalmıştık. Otel onların lügatlerine girmeyen bir ayıptı.
Eczacı, şâir ve ses sanatkârı Memduh Cumhur Beyefendi, kendi ifâdesiyle Hz. Mevlânâ çerçevesinde yaşamaya ve düşünmeye alışmış, Türk milletinin mânevî mayasını inşa eden Horasan erlerini bekleyen bir ‘ evlâd-ı Fâtihân ’dır.
Konu başlığı ile ilgili, Goethe’nin, İbn-i Haldun’un ve David Servan- Schreiber'in şu sözlerinin yorumunu siz çok değerli dostlarıma bırakıyorum.
18 Mart 1915 yılında gerçekleşmiş olan Çanakkale Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile “İtilaf Devletleri” arasında cereyan eden çok önemli bir muharebedir.
Mart ayının başında Suriye’de eş-Şara Hükûmetiyle Nusayriler (Aleviler) ve Kürtler arasında art arda ülkedeki siyasi ve toplumsal dengeleri etkileyecek nitelikte önemli gelişmeler yaşandı. Ahmet eş-Şara’nın pozisyonu güçlendi.
"Beden, ruh ve duygu bakımından" dersen hangi Türkçe olur bu? Cevap: Üvey Türkçe olur.
‘ Benim ki nezâket ziyâreti olacak .’ (Hiç değilse) kendi çevresinde tanınmış bir şâir ve yazar olan zat, çok iddialı ve lüks baskılı bir edebiyat dergisindeki yazısında böyle yazmış.
Prof. Dr. Abdulaziz Bayındır: İnsan, ruh ve vücuttan oluşan bir varlıktır. Ruh, insanı diğer canlılardan ayırır. Ancak uzun süreden beri ilim adamları ruhun müstakil varlığını inkâr ettiği için bu konu, din sâhasına bırakılmıştır. Bu da dengeleri bozmuş ve birçok yanlışlara sebep olmuştur.
Bir varmış, bir yokmuş. Masal ormanında yaşayan bir tarla faresi varmış. Tarla faresi gezmeyi çok severdi ve hiç evde durmazdı. Birgün şehirdeki hayvanat bahçesine gitmeye karar vererek evden ayrıldı.
15 Mayıs 1919 tarihinde, sömürgeci ve emperyalist Batılıların maşası olan Yunanlı işbirlikçilerin İzmir’e girişi ve bunun ardından da Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da Samsun’a ayak basmasıyla başlatılan Türk Millî Mücâdele hareketi/Türk İstiklâl Harbi, 11 Ekim 1922’de imzalanan Mudanya Mütarekesi’yle bitmiş ve 24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanan Lozan Antlaşması’yla da fiilen sona ermişti.
17-19 Mayıs 2000 târihinde, Bulgaristan’ın Şumnu şehrinde ‘Balkanlarda Kültürel Etkileşim ve Türk Mîmârisi’ adlı Türkiyeli ve Balkan devletlerinden katılan 60 bilim adamıyla milletlerarası sempozyumu düzenledi. Toplantılarda sunulan bildirilerin tamamını, Türkçe, Bulgarca iki ciltlik kitaba dönüştürdü.
Orta Doğu Teknik Üniversitesi İşletme bölümü mezunu, devlette uzman olarak çalışmakta olan 1983 doğumlu Hüseyin Kılıç gerçek hikâye tadında hikâyeler yazıyor. Küçük Bir İhtimal isimli 166 sayfalık kitabın ilk hikâyesi, âniden bastıran ve her tarafı anında bembeyaz hâle getiren kar yağışı gibi: Yumuşak sessiz ve etkili…
Faruk Nafiz Çamlıbel’in “Tarihimizin her devrinde bizim olan, bizim kalan ve asıl unutulmaz tarafı, bizi eşsiz büyüklükte, doğrulukta temsil eden Erzurum ” diye tanımladığı Dadaşlar diyarı şehrimiz, geçmiş zamanlarda işgallere, yağmalara, katliamlara uğramış olsa da karanlık günlerini aydınlık yarınlara taşımış ve ezelden beri hür doğduğunu, hür yaşayacağını dünyaya haykırmıştır.
Dünyâda büyük yankı bulan Aragon’un sunuşundan sonra Aytmatov’un eserleri, dünyâ dillerine çevrildi ve tartışmalar da kendiliğinden sona erdi. Artık Cengiz Aytmatov, aldığı ilhamla dünyâya doğru akmakta; insanın zamanla, mekânla, sosyal ve siyâsî kimliğiyle değişmeyecek olan yönlerini, ezelden ebede yönelmiş gerçeğini anlatmaktaydı.
Türk Tabipler Birliği sağlık sistemindeki sorunlara dikkat çekmek amaçlı BEYAZ YÜRÜYÜŞ adını verdiği etkinliği 25 Şubat -1 Mart tarihlerinde yapmıştı. Bu etkinliğe katılıp destek vermek için Kocaeli Tabip Odamızda bir program yapmış; 26 Şubat’ta önce İstanbul'dan gelen heyeti Gebze'de karşılayıp orada bir basın bildirisi okunmuştu.
12 Aralık 1928 târihinde Kırgızistan’ın Talas vâdisinde yer alan Şeker Köyü’nde ailenin ilk çocuğu olarak dünyâya geldi. Onun hayatı, yazdığı romanlardan daha fazla okunmaya değer hâdiselerle doludur.
Şüphesiz vardır. Bazı insanlar, hiçbir şeyden şikâyet etmezler, her zaman tatminkâr ve her şeyin iyi tarafını görürler, Yakınlarının başlarına bir hastalık veya bir bela geldiği zaman onları teselli ederler. Bilgelik onların mizaçlarına kazınmış gibidir. Bu kişiler bilgeliği doğuştan içlerinde taşırlar. Yaşadıkları hayatı düşünür ve düşündüklerini yaşarlar.