Şefkat, birisine yardım etmek amacıyla sevecenlikle yaklaşmadır. Başka bir ifadeyle şefkat, birisini korumaya çalışırken hissedilen sevgi ve merhamet, acıma duygusudur.
Prof. Dr. Tural: Cengiz Bey’in eserlerinde, günlük hayatın Sovyet rejimi içinde anlatılabilecek bütün gerçekleri, bütün çıplaklığıyla anlatılmıştır. Yoksulluk, çâresizlik, parti emirleriyle hürriyetsizlik, kendini inkâr ve târihî mensubiyetinden habersizlik öyle güzel işleniyor ki, ama bu olumsuzlukların çözümü de üstü örtülü ve sembollerle anlatılır.
Abdullah Öcalan’ın PKK’nın silah bırakmasını ve kendisini feshetmesini isteyen açıklaması doğal olarak farklı yorumlara ve tepkilere yol açtı. Açıklamanın örgütün bileşenleri Kandil, Irak, Suriye ve Avrupa’daki yapılanmalar tarafından nasıl karşılanacağı merak ediliyordu. İlk olarak Kandil’den beklenen mesaj geldi.
Bana göre, Türklerin en eski yurdu, bu günkü Altay Dağları bu günkü Oş şehrinden güneye ve güney doğuya doğru uzanan geniş ve büyük bir yayla idi. Bu büyük yüksek yaylada Türk toplulukları yurt/curt adını verdikleri yerlerde yaşıyorlardı. Her Türk toplumunun yazın göçtüğü yurt ayrı, kışın göçtüğü yer ayrı.
Türkler için İslâmiyet, ‘ dinlerden bir din ’ değildir. İslâmiyet’in; Hamurabi Kanunları’ndan veya ‘Cengiz Yasaları’ndan bu yana yazılmış hiçbir kitapta eşine benzerine rastlanmayan muhteşem adâletine dayanarak söylemek gerekirse, Türkler de İslâmiyet için, ‘ milletlerden bir millet ’ değildir.
Prof. Ayşe Filiz Yavuz’un gezi, hatıra, araştırma gibi değişik konularda yazdıklarını ve hikâye kitaplarını haz duyarak okumuştuk. Geçen ay yayımlanan “Az Gittim-Uz Gittim“ isimli gezi kitabını da aynı duygularla okuyunca hakkında bir tanıtma yazısı yazmayı düşünmüştüm.
Bir varmış bir yokmuş, gidelim hep birlikte masal diyarındaki mutluluk ormanına. Bugün tarla faresi Melâhat‘in başından geçenleri anlatacağım.
Kur'an'ın her tarafında: - Ey Muhammed. - Ya Muhammed.
Nâbî bir şiirinde "bir yüzden" demiş; o sözü günümüz Türkçesine "bir nedenle" diye çevirmişler...
12 X 19,5 santim ölçülerinde 198 sayfalık esere adını veren 30 hikâyenin birincisi; Boğaz'a, üstünden köprülerin, altından Marmaray’ın, Avrasya Tüneli’nin inşa edilmediği dönemde İstanbul’daki dost-ahbap ziyâretlerinin hikâyesi ile başlıyor.
Her üç sağlık sorunumuz da boğaz ağrısı, ateş ve öksürük gibi ortak şikayetlere sebep olan hastalıklarımızdandır. Bunun için teşhisi, takibi ve tedavisinde bilinmesi ve uyulması gereken bazı hususlar vardır.
Bir varmış bir yokmuş masal diyarındaki mutluluk ormanına bir hüzün çökmüş. Çünkü kralın kızı nurbala çok hastaymış. Hangi doktor muayene ederse doktor da hastalandığı için kız da iyileşemiyormuş.
Ramazan yaklaştıkça camilerdeki vaaz ve hutbelerin konusu oruç, zekât ve fitre üzerine olmaktadır.
Büyük milletlerin büyük dâva adamları olur!.. Büyük milletlerin büyük fedâileri, şanlı kahramanları, sezgisi yüksek ileriyi gözleyen irâdeli kılavuzları olur!..
Düşüncelerimizin yalnız bizim üzerimizde değil, başkalarının üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Kötü bir düşünce gerçekten de zihnimizi ve yüreğimizi karartan bir zehir olabilir. Zihnimizin ürettiği bir enerji olarak başkalarına da tesir edebilir.
1930’lu yıllarda; Türkiye’de, trenlerdeki yataklı vagonların işletmeciliğini yapan Fransız kökenli Vagon - Li adlı bir şirket vardı. Bu şirketin Beyoğlu Şubesi müdürü, personelden birini, Türkçe konuştuğu için işten çıkartmıştı. Olayın duyulması üzerine İstanbul’daki yüksekokul öğrencileri tepki gösterdiler. Olayı; kabul edilmesi mümkün olmayan bir hareket, sömürge zihniyetinin devâmı ve de Türklere yapılmış bir saygısızlık olarak değerlendirdiler.
Aziz okuyucularım, sizlerle elli küsur sene önceye giderek, Ergun Göze ile Elli Beş Yıl kitabımdan aldığım seyahat hatıralarımı paylaşmak istiyorum.
Kule, helikopter pilotun soruyor: - Uçağı gördün mü? - Gördüm.
Peygamber Efendimiz (sav) ‘ İlim öğrenmek erkek-kadın her Müslümanın üzerine farzdır. ’ hadisiyle her Müslümanın, inancımızın temel değerlerini öğrenmesinin ehemmiyetine dikkatimizi çekmiş; tertemiz bir zihin ve hâfızaya malik olan gençlerimizin bu bilgilerle teçhiz edilmelerinin lüzumunu ifâde buyurmuştur .
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde pireler berber iken develer tellal iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken. Mutluluk Ormanında yaşayan Köstebek Nuri ile komşusu Kırkayak Nazlı birbirlerinden hiç hoşlanmazlarmış.