Haydi çocuklar masallar diyarındaki mutluluk ormanına gidiyoruz. Biliyor musunuz? Mutluluk ormanına ilk defa bir sinema açılmış. Adı da neşeli saatler konmuş. Sinemanın çalışmaya başladığı ilk gece önce Asla Kral Güçlü ormanın hem yöneticisi hem de Kralı önce kendi görmeliymiş ki orman sakinleri için tehlikeli bir durum var mı anlamalıymış.
Arapçada “vudu” kelimesi ile ifade edilen abdest farsça kökenli bir terim olup sözlükte: temizlik ve güzellik anlamlarını ifade eder. Dini terim olarak abdest şöyle tarif tanımlanmıştır:
Eğer "soy ismi" kelimesini yazacaksan böyle ayrı (soy ismi) yazacaksın. Ama "soyadı" kelimesini yazacaksan böyle bitişik (soyadı) yazacaksın. Sakın "Niçin?" diye sorma! Niçin biri ayrı, diğeri bitişik yazılırmış; takma!
Dr. Öğretim Üyesi Hasan Kızıldağ ’ın; Prof. Dr. Âdem Öger, Doç. Dr. Âdil Çelik, Prof. Dr. Alimcan İnâyet, Dr. Atilla Bağcı, Prof. Dr. Bülent Bayram, Doç. Dr. Berna Ayaz, Prof. Dr Durmuş Arık, Prof. Dr. Fuzûli Bayat, Prof. Dr. Hanife Nalân Genç, Prof. Dr. Kadriye Türkân, Prof. Dr. Karl Reıchl, Doç. Dr. Kevser Gürcan, Doç. Dr. Kübra Yıldız Altın, Prof. Dr. Mehmet Aça, Prof. Dr. Mehmet Ali Yolcu, Prof. Dr. Mustafa Sever, Doç. Dr. Nursel Uyanıker, Dr. Sâcide Fikret Çobanoğlu, Uzman Arkeolog Sergen Çirkin, Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu ve Dr. Yaşar Kalafat makalelerinden ve kendisinin ‘ Türk Şamanizmi’nin Hürriyeti ve Dünyâdaki Benzer Sistemlerinden Farklılığı ’ başlıklı makalesinin yer aldığı 16,5 X 26,5 santim ölçülerinde, 451 sayfadır.
Kurban Bayramı yaklaşıyor. Allah’a yaklaştıran kurban ibadeti için samimi Müslümanlar hazırlıklarını yaparlarken Allah ile aldatma ustaları da kurban piyasasında yerlerini aldılar.
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır...” Tolstoy,
Koca ömrü geçirdim didinip kıt-kanaat; Ne zulme boyun büktüm ne de ettim itaat; Geri geri işledi kolumda eski saat… Senin ekmeğin tâze, benim yediğim bayat; Helâldi kazandığım, aldım ondan büyük tat;
Zaman durmadan geçip gidiyor. Yıllar geçip giderken yaşamın gerçeklerini de sürüklüyor. Ardında kalan zamana bakıyorsun neler yaşanmış, neler geride kalmış diye! Öylesine büyük bir değişim ki bu! Görünen gerçekler karşısında insan şaşırıp bakakalıyor.
Saygı kelimesini çok seviyorum. Saygı, önce kendimizle başlıyor. Kendimize saygı duymuyorsak, başkasına veya başka şeylere de duymayız.
Farklı etnik kökenlere ait olsa bile aynı coğrafya içinde yaşamak için ortak gayret gösteren topluluklar; ortak bir târihi, ortak bir kültürü paylaşması neticesinde millet vasfına sâhip olurlar. Milletlerin millî kimlik kazanmasını sağlayan millî kültür kısa sürede meydan gelen bir birikim değildir. Aksine millî kültür ardında yüzyılları barındırır.
Kültür, esâsen millîdir. Ona millîlik vasfını kazandıran, milletin millî değerlere verdiği ehemmiyettir. Millî kültür; milletlerin târihî dönemler içindeki sosyal yapılarını, dînî inançlarını, edebî eserlerini, ahlâk özelliklerini, düşünce sistemlerini ve bunların sonucu şekillenmiş olan mîmârî yapılarını içine alır. Millî kültür, devleti ayakta tutan en mühim unsurlardan biridir. Her milletin millî kültürünü oluşturan ana unsurlar mevcuttur. Bunlar dil, din, gelenek- görenek, sanat, dünyâ görüşü ve târih olarak sayılabilir.
Birkaç gün önce Türk Devletler Teşkilatı’nın liderler toplantısının Budapeşte’de toplanacağı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın toplantıya katılıp konuşma yapacağı, daha sonra Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın mevkidaşlarıyla yoğun temaslar sürdüreceği duyuruldu. Ama bu haberin devamını öğrenemedik. Anlaşılan medya bu haberi önemli saymamış, PKK’nın feshi sonrası izleyeceği muhtemel yol haritasıyla ilgili rivayetleri başa almayı tercih etmişti.
Bir kimse, yitik eşya veya bir hayvan bulduğunda, onu almalı mı, yoksa hiç el sürmeyip olduğu yerde bırakmalı mı?
Bir varmış bir yokmuş Tanrının kulu çokmuş var varanın sür sürenin destursuz bağa girenin hali harapmış. Mutluluk ormanına komşu köylerden Şenköy de ilkokulun paydos zili çalmış. Çocuklar okuldan çıkmaya başlamışlar.
ALİ KAYIKÇI Emekli Gümrük Müdürü, Serbest Muhasebeci, Gümrük Müşaviri, Gazeteci, Şâir ve Yazar Ali Kayıkçı 14 Ağustos 1946 târihinde, Trabzon’a bağlı Maçka ilçesi Hamsiköy’de doğdu. İlkokulu Samsun 19 Mayıs ve Rızânur’da orta ve liseyi de Samsun Ticaret Lisesi’nde (1959-1965) okudu.
"Hastalar için hayat oldukça, umut da vardır" -Cicero
Ali Kayıkçı ’nın üstün vasıfları saymakla bitmez. Velût yazardır. Bütün samimiyetiyle ve doğru bildiklerini değil, bildiği doğruları yazar. Karadenizlilerin ekseriyeti gibi merttir, yerine göre de serttir. Gözünü budaktan, sözünü dudaktan esirgemez. Şâirdir. Bir adı da Âşık Derebahçeli’dir.
Ta Kureyş’e o bin dört yüz sene önce bir avuç Müslümanın çölün kızgın kumları kadar yakıcı ve kavurucu küfürle çevrilerek susturulmak istendiği mekâna uzanalım.
Doğrudan Devlet Destekli "Dil Devrimi", TDK ve RİT (Resmî İkāmeli Türkçe) politikası her şeyin tedbîrini almış.
2008 yılında, 19 Mayıs Üniversitesi’nde, Kanal D televizyonunda, “Abbas Güçlü İle Genç Bakış” p(u)rogramına misafir konuşmacı olarak katılmıştım.