Prof. Dr. Sâdık K. Tural: Târih toplumların birbirini sindirmek, baş eğdirmek üzere yaptığı mücâdeleler ile üstünlük sağlayıcı bilgi ve teknoloji üretim yarışlarını anlatan bilgi kaynağıdır. Târihte yaşamış toplumların birbiriyle dostluklarının veya düşmanlıklarının kaynağında, ‘ benim anlattığım gibi anla, düşün, yaşa, anladığım gibi anla ’ tezi yer almaktadır. Toplumlar arasındaki soğuk ve sıcak savaşların arkasında, ‘ üstün ’ akıl, bilgi, gelir, mülk ve silah sâhibi olanların anlatma ve dinletme hakkına ilişkin dayatmalar bulunmaktadır. Anlatma hak ve yetkisi birikim’e dayanmaktadır; kişi veya toplumdaki bilgi ve tenoloji birikimine ait azlık, ilkellik ise, yoksulluğun, güçsüzlüğün sebebi olmaktadır.
Prof. Dr. Sâdık K. Tural: Türk dilinin en eski kelimelerinden birisi ANG kökünden üretilen ang -la-mak fiilidir; ANG (damak n’si) kökünden doğan anlamak kelimesinin uyandırdıkları zengindir: Bu kökten, öğrenmek, bilmek, ilgilenmek kavramak, bir konu etrafında duygusunu düşüncesini yoğunlaştırmak, sezmek, merak etmek anlamlarına gelen kelimeler türetilmektedir. Ang-la-dığını başkalarına an-lat-mak ve an-la-ş-mak kelimeleri aynı kökün türevlerindendir.
1993 yılı Temmuz ayının başında üç gün arayla toplum olarak yüreğimizi yakan iki büyük acıyla sarsılmıştık. Bunların ilki Sivas’ta yaşanmıştı. Her yıl köyünde düzenlenen bir günlük Pir Sultan Abdal’ı anma töreni dönemin Kültür Bakanı Fikri Sağlar’ın talimatıyla dört günlüğüne Sivas merkezine alınmış, geniş bir program düzenlenmişti. İlk üç gün toplantı olaysız geçti.
“Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” (Bakara Suresi 195)
Demokrasi Yunan kökenli özel bir kelimedir. Yunancada halk, halk kitlesi veya vatandaşlık mânâsındaki ‘ demos ’ ile hâkim olmak veya iktidar olmanın gücünü kullanmak gibi mânâları bulunan ‘ kratein ’ kelimelerinden meydana gelmektedir.
“Gel, ne olursan ol, gel! İster putperest, ister ateşe tapar, ister bin kere tövbeni bozmuş ol. Bizim dergâhımız umutsuzluk dergâhı değil. Gel, ne olursan ol, gel!” Mevlana
Sultan Mehmed Vahideddin Han ve Mustafa Kemal Paşa... İlköğretimden üniversiteye kadar okullarda okutulan bütün ders kitaplarında ve devletin resmî görüşüne uygun olarak hazırlanan târih kitaplarında; biri hâin, diğeri kurtarıcı olarak tanıtılır. Bu tür kaynaklardaki bilgilerle yetişenler geçmişin sağırı, geleceğin körü olur.
12 gün süren ve dünyada endişeyle izlenen İran-İsrail savaşı tarafların onayıyla başlayan “ateşkes” anlaşmasıyla şimdilik durmuş bulunuyor. Fakat iki ülke arasındaki jeopolitik, ideolojik ve dini sorunların niteliğinden dolayı husumet devam edeceğinden kalıcı bir barışın sağlanması mümkün görünmüyor. Savaşan üç ülkeden hangisinin kazançlı çıktığı belirsiz görünüyor ve tartışılıyor: üçü de kendisinin kazandığı iddiasında. Aslında tuhaf görünümü öne çıkan 12 günlük savaşın kesin bir galibi görünmüyor; tam tersine her birinin bazı güçlü yanlarının yanı sıra önemli zaaflarının da bulunduğu ortaya çıktı.
Amel imanın gereği olan eylem demektir. İman Müslüman’ın en değerli varlığı, hayatın en önemli olgusudur. Fakat iman amel ile kardeştir. Kardeşler birbirinden ayrılmazlar. Yüce Allah’ın Kur’an’da buna büyük önem verdiğini görüyoruz.
Kamil bir mü'min yaşadığı her an tasadduk etmelidir. Maddiyatı olan, az veya çok maddiyatla, olmayan ise:
Bakıyorum da mâden suyunu tek aldığın yetmiyor, 6'lı, hattâ 20'li paketlerini evine ısmarlıyor; şişe şişe yuvarlıyor, sonra da bol bol geğiriyorsun.
Kitabın Editörü Doç. Dr. Derya Gürtaş Dündar ‘Takdim’ yazısında şu bilgileri veriyor:
Kocaelimizin ilk hastanesi Körfez ilçemiz bölgesindeki Hereke'de açılmıştır. Sultan Abdülmecid zamanında 1845'te açılan Hereke Dokuma Tesislerine 1894'te, Sultan 2. Abdulhamit zamanında halı tezgâhları eklenmiş olup çalışan sayısının çok artması üzerine 1899 da 100 yataklı bir hastane burada hizmete sokulmuştur. Bu hastane sabit hekim ve çalışanları yanında İstanbul'dan geçici olarak gelip giden hekimleri ile sağlık hizmeti vermiştir.
Emperyalist Yahudi- Evanjelist ittifakı, hak hukuk tanımadan dünyayı tehdit ediyor.
Bir gün, hattâ bir an gelecek ki, o an, “Artık çok geç!” denilen zaman olacaktır!.. O an, belki, bu andır, deriz de onun üzerinde ‘düşünmek’ çok da işimize gelmez!..
Acaba başkalarında uyandırdığınız duygular sizin istediğiniz duygular mı? Daima eleştirel davranıyorsanız insanların ruh halini nasıl etkilersiniz?
DEM Parti’nin Süryani kontenjanından milletvekili yapıp Meclis’e taşıdığı George Aslan adında biri tarafından geçen hafta Meclis Genel Kurulu’nda ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın Talat Paşa adına anıt yaptırmasını eleştiren konuşmasında, Talat Paşa’nın şahsında Türk milletine hakaret edildi.
Türkler, târih boyunca pek çok güçlü devletler kurmuşlardır. Hazar İmparatorluğu, bu güçlü devletler listesinin başlarında yer alır. Onlar, 468 yılından 965 yılına kadar yaklaşık 400 yıl geniş topraklar üzerinde hüküm sürdüler. En güçlü olduğu dönemlerde toprakları doğu batı ekseninde, Aral Gölü yakınlarından Ukrayna’nın başşehri Kiev’e kadar uzanıyordu. Kuzeyde Moskova şehri ile sınırdaş idiler. Güney sınırları Karadeniz’de son buluyordu. Günümüzde; Gürcistan ve Bakü ile Tebriz Azerbaycanı olarak anılan topraklar da hâkimiyetleri altında idi.
“Çocukların nasihatten çok, iyi örneğe ihtiyaçları vardır.” Joseph Jouberth 20 Haziran 2025 Cuma günü, okullarda büyük bir hareketlilik vardı. Mutlulukla karnelerini alan öğrenciler, hem karne hem de tatil sevincini birlikte yaşadılar. Uzun bir eğitim öğretim maratonunun sonunda, sevgili öğrencilerimiz özledikleri ve hak ettikleri yaz tatiline kavuştular.
Ezan sözlükte bir şeyi ilan demek, namazın vakitlerini bildirmektir. Dini yönden ezan şöyle tarif edilebilir: “Günde beş vakit namazın farzlarından önce vaktin girdiğini bildirmek üzere, yüksekçe bir yere çıkılarak belli ifadelerle ve yüksek sesle okunan ve tevhid inancını simgeleyen, namaza ve kurtuluşa çağıran ilahî sözler bütünüdür.”