Dün sabah TRT Haberde, Şunları söyledi: Vücudumuzda CİMRİ GENLER var.
Başkumandan Vekili Enver Paşa, Osmanlı Ordusu’nun ağır mağlubiyeti ile neticelenen Sarıkamış Harekâtı’nı 22 Aralık 1914’ târihinde başlattı.
Hal dilinde kişi, gönlünden geçirdiklerini kalbinden söyler. Kal dili bir konuda konuşmaktır. Hâl dili ise o durumu yaşamayı ifade etmektedir. Bu dili bilen bu sözü kalbinden duyar, anlar ve yine gönlünden geçirerek kalbinden cevaplar. Hâl dili veya gönül dili, muhatabımızla sözsüz, harfsiz, kelimesiz anlaşabilmektir. Hâl dilini anlamak, hâlden anlamak ve anlayışlı olmaktır. Empati kurmaktır.
Dünyâ, her gün değil; her saniye yıkılıp, yeniden kuruluyor…Ne bu yıkılmalara aldırış ettiğimiz var, ne de kurulmalara!..
Heyet, takım, komisyon, jüri vb. eskiden "kurulur"du, şimdi "oluşturulur" oldu. Bir RİT kelimesi olan "kurul" bile artık kurulmuyor, "oluşturuluyor".
Suriye’de rejimin yıkılmasıyla birlikte gün yüzüne çıkartılan hapishanelerle ilgili haberleri izleyince bizim hapishane geçmişimizle ilgili süreçleri hatırladık.
Salon dolunca gece başladı. Önce yemek servisi yapıldı. Doğal olarak misafirlerin yiyebileceği üç çeşit büfe hazırlandı. Otoburlar için çeşitli otlardan salatalar, yemekler ve tatlı olarak da meyveler hazırlandı.
Suriye’de yarım yüzyıl kadar önce Hafız Esad’ın kurduğu, 24 yıldır oğlu Beşar Esad’ın başında bulunduğu oligarşik BAAS/Nusayri diktatörlüğünün on günde yıkılıp tarihin çöplüğüne atılacağını kimse önceden tahmin edemedi. Ebu Muhammed Colani adını kullanan Ahmed Hüseyin El Şara’nın liderliğini yaptığı HTŞ çatısı altında bir araya gelen muhalif güçlerin, 27 Kasım’da başlattıkları askeri operasyon yıldırım hızıyla gelişti, 7 Aralık’ta Şam’ın alınmasıyla amacına ulaştı.
Bu yazımda; Türk Edebiyatı tarihini araştırma ve inceleme sahasında çok önemli bir kitaptan ve onda, hiç tahmin etmediğim ‘çok mühim bir mesele’den bahsedeceğim.
Bayan mütefekkirlerimiz sıralamasında açık ara ile zirveye yerleşmiş bulunan Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 27 Nisan 1968 târihinde Türk Muallimler Birliğimin tertip ettiği İkinci Dil Kongresi’nde yaptığı açış konuşmasına şu cümle ile başlıyor:
Memur zamları, daha konuşulmaya başlanmadan, piyasalar kendilerine göre zamlarını çoktan yaptılar bile. Bir zamanlar meyve fiyatları el yakarken, şimdilerde sebzeler de kendilerini dokunulmaz ilan etti. TV kanalları ve gazeteler, abartılı şekilde işçi ve memur zamlarını irdelemektedir. Asgari ücret ve zam oranları, haddinden fazla gündemde tutulmaktadır. Piyasa, daha zamlar belli olmadan, her şeye şimdiden abartılı şekilde zam yaptı. Yumurtada ve kırmızı ette olduğu gibi…
Bizim bir insan olarak değerimiz ne olduğumuza ve ne yaptığımıza bağlıdır. Başkalarının bu konuda ne düşündüğü bizim değerimizi belirleyemez. Herkesin beğendiği ve beğenmediği şeyler farklıdır. Bu sebeple herkes tarafından sevilmemiz ve beğenilmemiz imkansızdır.
Üsküdar Kemah Kafede aydınlarımız; hem intihar ettikleri süsü verilerek dosyası kapatılan Aselsan'daki intihar olayını (2006) ve hem de Isparta'da düşen Atlas Jet'e ait, World Focus Hava Yolları pilotlarının kumanda ettiği düşen uçakta (2007) hayatlarını kaybeden 7 akademisyen; Prof. Dr. Engin Arık, Fatma Şenol Boydağ, İskender Hikmet, Mustafa Fidan, Özgen Berkol Doğan, Engin Abant'ı gündeme taşıdı.
Bir zamanların güneş batmayan ülkesi olarak adlandırılan İngiltere’nin baş şehri Londra'yı hep merak etmişimdir. Bu sene fırsat bulup gezip görme imkanını bulabildim.
Çocuklarımızı, gençlerimizi okuturken yıllardan beri "kazanım da kazanım" diye tutturduk. Fakat ne yazık ki ne kazandık ne kazandırdık.
Rıhtım Caddesi’ndeki kapısı Reşit Efendi Sokağı’na açılan o çok eski evde oturduğumuz sıralarda ilkokula yeni başlamıştım. Ziyâ Osman Sabâ’nın kayınvâlidesi bizim sıramızdaki güzel evlerden birinde, Ziyâ Osman Sabâ ise Misâkımillî Sokağı’ndaki kayınpederinin 37 Numaralı evinde otururdu. Bu günkü gibi doldurulmamış olduğu için deniz evlere çok yakındı.
Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde Masal ülkesinde yaşayan Masalcı teyze masal anlatmak için yola çıkmış. Gitmiş gitmiş gitmiş arkasına dönüp baktığında bir de ne görsün bir arpa boyu yol gitmiş.
Göz, bakmak ve görmek’le vazifelidir. Bakar körlük yâni baktığı hâlde görememe, en kötü hâldir. Bunda; idrâk devreye girebilir. Yâni; iş, biraz daha karışır!..
‘Alevî’ kelimesinin lügatlerdeki karşılığı: ‘ Ali’ye mensup’ demektir. Burada kast edilen, şüphesiz Hazret-i Ali (kav)’dir. Geniş mânâda ‘ Alevî’ denilince, ‘ Hz. Ali’ye bağlılık konusunda birleşen insanlar’ akla gelir.
Suriye’de Heyet Tahrir el Şam’ın (HTŞ) başında olduğu Baas rejimi karşıtı grupların ve Türkiye’nin desteklediği Suriye Millî Ordusu’nun (SMO) 27 Kasım’da İdlib’den Halep’e doğru başlattığı operasyon zamanlama açısından çok doğru tercihti.