Güzel vatanımızda yaşayan ve yaşamaya devam etmekte kararlı olanlar; farklı gruplara, değişik düşünce ve yorumlara değil, farklılıkların ayrılıklara dönüşmesine karşı çıkmalılar. İslâmiyet’in farklı renk tonlarının zenginliğimiz, dilediğimizi seçme hürriyetimiz olduğunu bilmeliler.
Sultan Dördüncü Murad Han, şarap içmeyi, afyon çekmeyi ve fal bakmayı yasaklamıştı. Fakat yasaklar yeterince uygulanmadığından olacak, İstanbul’da bâzı meyhâneler gizli-gizli iş görüyorlardı.
Başkumandan Vekili Enver Paşa, Osmanlı Ordusu’nun ağır mağlubiyeti ile neticelenen Sarıkamış Harekâtı’nı 22 Aralık 1914’ târihinde başlattı.
Bayan mütefekkirlerimiz sıralamasında açık ara ile zirveye yerleşmiş bulunan Merhume Sâmiha Ayverdi Hanımefendi, 27 Nisan 1968 târihinde Türk Muallimler Birliğimin tertip ettiği İkinci Dil Kongresi’nde yaptığı açış konuşmasına şu cümle ile başlıyor:
‘Alevî’ kelimesinin lügatlerdeki karşılığı: ‘ Ali’ye mensup’ demektir. Burada kast edilen, şüphesiz Hazret-i Ali (kav)’dir. Geniş mânâda ‘ Alevî’ denilince, ‘ Hz. Ali’ye bağlılık konusunda birleşen insanlar’ akla gelir.
Araştırmacı Yazar Ali Tayyar Önder, ‘ Türkiye’nin Etnik Yapısı-Milletimizin Kökenleri ve Gerçekler ’ isimli kitabı okunması gereken ciddî ve ilmî bir çalışmadır. Bu kitapta üzerinde düşünülmesi gereken bazı önemli tespitler var. Bazıları da tartışma yaratacak konular.
Türkiye Büyük Millet Meclisi, 1 Kasım 1922’de Sultanlık ile hilâfet makamlarını biri birinden ayırdı ve Sultanlık makamını lağvedip unvanı kaldırdı. Saltanatın kaldırılması kararını Sultan’a Refet Paşa tebliğ etti.
1-KIRIM TÜRKLERİ: Prof. Mehmet Maksudoğlu. İnkılâp Basım Yayın.
-Ey Arkadaşlar! Allah birdir büyüktür. Diyebiliriz ki, insanlar iki sınıfta, iki devirde ele alınabilir. İlk devir insanlığın çocukluk ve gençlik devridir. İkinci devir insanlığın erginlik ve olgunluk devridir.
Arılar... Tâbiatın bir mucizesi, muhteşem bir armağanı.. Ve bal… Arının insanoğluna, sağlığı, iyi beslenmesi ve ağız tadı için eşsiz bir gıda... Cenâb-ı Allah’ın sonsuz mucizelerinden biri...
Batı Trakya coğrafi bir bölge adıdır. Günümüzde Yunanistan sınırları içinde ve kuzeydoğu kısmında bulunmaktadır. Doğusunda, Türk-Yunan sınırını belirleyen Meriç Nehri; batısında Mesta-Karasu nehirleri; Kuzeyinde Bulgaristan; Güneyinde Ege Denizi bulunmaktadır. Bu bölge, 24 Temmuz 1923 Lozan Barış Antlaşması ile Yunanistan’a bırakılmıştır.
Arapça İ sim tamlamas ı olan Nehcü'l-Belâga, ‘Belagat yolu’ demektir. Belâgat ise; Bir duygunun yahut dü ş ü ncenin s ö zl ü olarak ifadesinde s ö z ü n a çı k, anla ş ı l ı r, etkili, g ü zel biçimde söylenmesini ifâde etmektedir.
Müjgân Suver: Şehidimiz son yolculuğuna uğurlanırken tabutu başında yalnız annesi, babası ve eşi değil, konu ile alâkalı olarak hassasiyeti olan çok kalabalık bir kitle toplandı. Türkiye dünyalar güzeli gencecik polisinin ölümüne gözyaşı döküyordu.
Eski bir Türk yurdu olan Ahıska, 29 Eylül 1829 târihinde Rusların eline geçti.
İngilizcede ‘talking’, ‘speaking’, ‘saying’, ‘conversation’, ‘interview’ ile ifâde edilen mânâları son zamanlarda yapıldığı gibi sâdece ‘ konuşmak ’ fiiline indirgenirse diliniz fakirleşir. Bir yakınınızla hasbihal edersiniz, dertleşirsiniz, resmî bir toplantıda nutuk irat edersiniz, karşılıklı mülakat yaparsınız; bunları kaldırıp bütün o mânâlar sâdece ‘ konuşma yapmak ’la karşılanmaya kalkışılırsa dilimiz fakirleşir.
Eğitim, toplum kalkınmasının temel unsurudur. Temel Eğitim olarak da adlandırılan ilköğretim döneminde, çocukları hayata hazırlayan temel bilgiler verilir. Bu konunun topluma daha iyi ve yaygın bir şekilde anlatılabilmesi için Eylül ayının üçüncü haftası, ülkemizde İlköğretim Haftası olarak değerlendirilmektedir.
İddiaya göre Atatürk, Ezan-ı Muhammedi’nin Türkçe okunmasına karşı çıkanlar olduğu için 1935 yılında Bursa’ya giderek halka hitâben aşağıdaki konuşmayı yapmıştır.
Ali Şâmil Hüseyinoğlu’nu, Kırım’da yayınlanan KIRIM SEVGİSİ isimli eseri vesilesiyle 2014 yılında tanıdım. Kitabının önsözünde; ‘ 4000 yıllık târihî geçmişi olan biz Türkler, Türk Birliği’ni gerçekleştirmezsek, 21. Yüzyılın sonlarında bizi târih sahnesinden silerler …’ diyordu. ‘ Kırım’ı Niçin Bu kadar Sevdim ?’ başlıklı bölümde ise; yürek kabartan, göz yaşartan ifâdeler vardı. Kitap, ‘ Türk Birliği’nin; sevgi harcı ile hazırlanmış temeli ’ olma özelliğine sâhipti.